Milli Gazete'den Cihat Arpacık'ın haberine göre dikilen onlarca
heykel arasında
masonik sembollerin olduğu belirlendi. En dikkat
çekici heykel ise yüz yıldır dünyayı cehenneme çeviren Siyonist ideolojinin en büyük destekçilerinden Masonluğun fikir babası Hiram Usta heykeli! Öte yandan masonik sembollerden en bilineni "Masonik Göz" ün de üniversite yerleşkesine dikildiği anlaşıldı.
İŞTE MİLLİ GAZETE'DE YER ALAN HABER
"OLACAKSA İBN-i SİNA'NINKİ OLSUN"
Masonik semboller konusunda uzman bir isim olan
Gazeteci-
Yazar Mustafa Yılmaz, masonların dünya üzerinde yaptıkları her esere Hiram Usta'nın sembollerini yerleştirmeye and içtiklerini belirtti. Dünyada yapılmış birçok eserde bu sembollere rastlandığını ifade eden Yılmaz, "Bu tür tartışmalı semboller yerine bizim kendi kültürümüze ait değerler kullanılmalı. Bizim tarihimiz tıpta, astrolojide, bilimde, matematikte büyük
keşif ve hizmetleri olmuş bir çok alimle dolu. İlla heykel olacaksa İbn-i Sina'nın heykeli olsun" dedi.
ANKARA
Düzce Üniversitesi kampusuna dikilen birçok heykel arasında masonik ve Siyonist sembollerin olduğu heykellerin de olduğu iddia edildi. Bir süre önce üniversitede
taciz ve kötü muamele iddiaları ile bir hastanın
vefat etmesi üzerine sahte evrak düzenlenmesi iddiasıyla gündeme gelen
Düzce Üniversitesi'nin yerleşkesine, şu andaki Rektör Funda Sivrikaya Şerifoğlu döneminde dikilen heykeller yeni bir tartışmanın kapısını aralayacak gibi.
HİRAM USTA ve MASONİK GÖZ ÜNİVERSİTE BAHÇESİNDE
Üniversiteye dikilen onlarca heykel arasında Masonların birçok yerde kullandığı bir sembol olduğu iddia edilen "Masonik Göz" sembolü ile Masonluğun fikir babası Hiram Usta'nın heykeli dikkat çekiyor. Üniversiteye dikilen "Göz" sembolünün de çok açık bir masonik sembol olduğu ifade ediliyor. 1 Doların da üzerinde olduğu bilinen Masonik Göz sembolü bir de Düzce Üniversitesi'ne konuldu.
HEYKELLER DE HUZURSUZLUK OLUŞTURDU
Bir süredir sıkıntılı günler yaşayan üniversitede şimdi de bu heykellerin huzursuzluk oluşturduğu belirtiliyor. İsmini açıklamak istemeyen bir Düzce Üniversitesi mensubu, heykellerin kaldırılması için yapılan başvuruların da birçok
itiraz gibi görmezden gelindiğini iddia etti.
HİRAM USTA'NIN ADINI SONSUZA DEK YAŞATMAK İÇİN
Türkiye Büyük
Millet Meclisi'ndeki masonik sembolleri araştırarak, bu durumu
belge ve fotoğraflarıyla "Dul Kadının Oğulları" ismiyle kitaplaştıran Mustafa Yılmaz Hiram Usta'yı şöyle anlattı: Masonik efsaneye göre Hiram Usta, Süleyman Mabedi'nin bitimine doğru, ustaların gizli kelamını öğrenmek isteyen üç kalfa tarafından, üç
darbe ile öldürülür. Hiram Usta'nın öldürüldüğünü duyan 9 ustası O'nun mezarı başında
yemin eder. Dünya üzerinde Hiram Usta'nın adını sonsuza kadar yaşatmak ve yaptıkları her esere O'nun sembollerini yerleştirmek üzere and içer. Bu amaçla 9 usta 9 ayrı yöne dağılır. O günden bu yana Masonlar, yaptıkları her esere bazen açık bazen gizli masonik sembolleri yerleştirirler. Bu bir gelenektir. Yani bir masonun olduğu yerde mutlaka masonik bir remiz, işaret vardır. Bu bazen bir geometrik şekil, bazen bir heykel, bazen bir resim olabilir."
TEK GÖZ EN ÇOK KULLANILAN SEMBOL
Üniversitedeki sembollerden en dikkat çekicisinin "tek göz" sembolü olduğunu ifade eden Yılmaz, "Göz, özellikle de tek göz masonik sembolizmde en çok kullanılan sembollerden biridir. Her şeyi gören göz olarak
tarif edilir. Çok yaygın kullanılır. 1 doların üzerinde çok net şekilde görmek mümkün" şeklinde konuştu. Hiram Usta heykeli olduğu öne sürülen heykelin yakından incelenmesi gerektiğini belirten Yılmaz, "Ama masonların Hiram Usta'ya atfen, ona saygının bir gereği olarak yaptıkları heykeller var. Mesela Karaköy'deki
Ziraat Bankası'nın önündeki heykel bunun en somut örneklerinden biridir. Yine Amerika'daki
özgürlük heykelinde de birçok masonik ayrıntıyı tespit etmek mümkün. Buradaki heykel hangi amaçla yapılmış bilmiyorum. Bunu üniversite yönetimi söylemeli. Neden bu gözü
tercih ettiklerini, neden bu heykeli koyduklarını açıklamaları lazım" ifadelerini kullandı.
Kendi kültürümüze ait değerler kullanılmalı
BU tür tartışmalı sembol ve heykeller yerine bizim kendi kültürümüze, kendi tarihimize ait değerlerin kullanılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Bizim tarihimiz, tıpta, astrolojide, bilimde, matematikte büyük keşif ve hizmetleri olmuş bir çok bilginle, alimle dolu. İlla heykel olacaksa İbni Sina'nın, İbn-i Arabi'nin, Ali Kuşçu'nun, Farabi'nin, matematiğe adını veren El Cabir'in heykeli olsun" dedi.
Oktay'ın ölümünden hemen sonra ise ailesine gönderilen bir mektupta, baygın halde yatan Oktay'ın 4 kişi tarafından vurulduğu yazıyordu. Oktay ailesi de bu delilleri
savcılık ve mahkemeye sundu. Ancak aradan iki yıl geçmesine karşın
ihbar mektubu ve
telefon konusunda bir gelişme yaşanmadı. Oktay ailesi, mektubu gönderen ve jandarmaya telefon açanın bulunmasını istiyor.
KAYNAK: MİLLİ GAZETE