Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gece gerçekleşen
Güvenlik Zirvesi'nde, Türk savaş uçağının
bölgeye gidiş gerekçesi, görev uçuşunun sınırları, olayın meydana geliş biçimi,
radar kayıtları ve
Suriye askeri makamlarının bildirimleri ayrıntılı olarak masaya yatırıldı.
Genelkurmay Başkanlığı'nın,
telsiz ve radar bağlantısının kesildiği andan itibaren F-4
keşif uçağının vurulmuş olabileceğini değerlendirdiği anlaşıldı.
İlk analizlerde, uçağın uluslararası sularda vurulduğu, Suriye karasularına düştüğü sonucuna varıldı. Ancak olayın siyasi boyutu da gözetilerek her türlü ihtimal dikkate alındı. Bu nedenle öncelikle
uçakla bağlantının koptuğu açıklamasıyla yetinildi.
UÇAK NEDEN ORADAYDI?
Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri'nin bilgilendirmesine göre, Fantom uçağı o sırada Doğu Akdeniz'deki hava trafiğiyle ilgili görev uçuşundaydı. Hatay'ın Amanoslar Dağı Zirvesi'nde konuşlu NATO Üssü konumundaki Kisecik Radar İstasyonu ile bağlantılı olarak,
alçak ve yüksek irtifa "elektronik muhabere" tatbikatı yapıyordu.
ULUSLARARASI SAHADAYDI
Hava Kuvvetleri Komutanlığı radar kayıtlarına dayandırılan iddialara göre, Türk
keşif uçağı uluslararası sularda vuruldu ve süzülerek Suriye karasularına düştü. Türk keşif uçağının Suriye karasularından 3.5-4 mil açıkta, kıyıdan 15-16 mil uzakta uçtuğu bilgisi hükümet üyelerine de aktarıldı. Olaydan önce Suriye Hava Kuvvetleri tarafından F-4 uçağına yönelik herhangi bir uyarı veya önleme faaliyetinde de bulunulmadı.
Kısa süreli sınır ihlali yaptığı belirtilen keşif uçağı silahsız uçtuğu ve NATO kodlarına sahip olduğu için Suriye tarafından düşman uçağı olmadığını bilmemesi ihtimal dahilinde değildi. Suriye tarafı "Üzgünüz.
Türk uçağı olduğunu vurulduktan sonra anladık.
İsrail uçakları hava sahamızı ihlal ediyorlardı. Bu nedenle ateş açtık. Türk pilotları birlikte arayalım" teklifinde bulundu. Uluslararası Deniz Hukuku gereği
arama-
kurtarma çalışmasının yapılması için uçağın enkazı karasularında kalan Suriye'den izin alınması gerekti.
SURİYE'YE YAKLAŞMASI MI GEREKTİ?
Keşif uçağının görüntü almak için Suriye kıyılarına yaklaşmasına gerek olmadığını belirten askeri kaynaklar, "Bölge gerek uydular gerekse insansız hava haraçları ile zaten
kontrol altında tutuluyor. Ayrıca keşif uçaklarının en az 15 mil uzaktan görüntü alma kapasitesi bulunuyor. Bu nedenle Suriye karasuları üzerinden uçması gerekmez.
Ancak o süratteki jetler kısa süreli hava sahası ihlali yapabilir. Burada Türkiye için önemli olan Doğu Akdeniz'in gerek hava gerekse deniz güvenliği. Bölge için stratejik önem taşıyor. Bölgede rutin görev ve keşif uçuşları planlanıyor" dediler.
TÜRKİYE'YE MESAJ MI VERİLDİ?
Lazkiye açıklarındaki hava
savunma sistemlerinin üç ay kadar önce Rus askeri uzmanlar tarafından yenilendiğine dikkati çeken istihbarat birimleri, "Suriye, tek başına Türkiye'yi karşısına alamaz, almak istemez. Ancak Türkiye'nin bölgesel güç iddiasına, küresel ölçekte
mesaj verilmiş olabilir. Olayın Suriye kadar
Esad rejimine
destek veren ülkelerle bağlantısı da göz önünde tutulmalı" dediler. Bu gerekçelerle Türkiye, Suriye
füze savunma sistemlerini
imha etmeyi içerecek karşı atak yerine olayı soğukkanlılıkla analiz etme, uluslararası hukuku kullanma ve uluslararası toplumu harekete geçirme stratejisine ağırlık verdi.
İSRAİL FAKTÖRÜ
Genelkurmay'ın Güvenlik Zirvesi'nde verdiği bilgiye göre, Hatay'ın güneyi oldukça stratejik bir hava koridoruna sahip. Özellikle İsrail'e ait F-16'lar zaman zaman bu bölgede uçuyorlar. İsrail'in bu bölgedeki hava koridoru üzerinden İran'ın nükleer tesislerine yönelik olası hava harekatına dönük
hazırlık uçuşu yaptığından kuşkulanılıyor. Son dönemde Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçakları da İsrail uçaklarına 3 kez önleme faaliyeti icra etti.