İddiaya göre doktoru olmayan
ambulansla sevk edilen bebeğe takılan solunum tüpünün hortumu çıktı. Yusuf bebek
oksijensiz kaldığı için görme, yürüme, işitme yeteneğini kaybetti.
ÇOCUĞUM ÖLÜ GİBİ
Eşinin hamileyken tüm kontrollerinin yapıldığını ve bebeğinin sağlıklı doğduğuna ilişkin
raporlarının olduğunu söyleyen Hikmet Gökalp, avukatı aracılığıyla
Elazığ 1’nci İdare Mahkemesi’ne sağlık bakanlığı aleyhine 2 milyon 400 bin liralık maddi ve
manevi tazminat davası açtı. Baba Gökalp, "Ölü bir insan nasılsa, benim çocuğum da öyle" dedi.
BEYNİNE OKSİJEN GİTMEYİNCE BÜTÜN DUYULARINI KAYBETTİ
Bingöl merkez
Kültür Mahallesi’nde yaşayan ve 2 yıl önce evlenen Gökalp çiftinin, Bingöl
Kadın Doğum ve
Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde 22 Temmuz 2011 günü, ilk bebekleri dünyaya geldi.
Sağlıklı doğan bebek, daha sonra solunum sorunu olduğu için kuvöze konuldu. Solunum sorununun artması üzerine bebek, iddiaya göre doktor bulunmayan ambulansla Elazığ’daki özel bir hastaneye sevk edildi. Elazığ’a 40 kilometre kala, Yusuf bebeğe takılan oksijen tüpünün hortumu çıktı. Ambulansta bulunanlar nefes borusuna takılan hortumu takmayı bilemedikleri için minik Yusuf morardı. Beynine oksijen gitmeyen Yusuf Gökalp görme, yürüme, konuşma, işitme yeteneğini kaybetti ve
felç kaldı.
'BEBEĞİMİZ SAĞLIKLI DOĞDU'
Bebeğinin bu hale gelmesinde hastanenin kusurlu olduğunu öne süren şoförlük yapan
baba Hikmet Gökalp, avukatı aracılığıyla Elazığ 1’nci İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Eşinin hamileliği boyunca kontrollerinin yapıldığını belirten Hikmet Gökalp şunları anlattı:
"
Hamilelik sürecinden
doğum sürecine kadar hiçbir sorun yoktu. Bebeğimiz doğduğunda sağlıklı olduğuna dair doktorun vermiş olduğu rapor var. Doğum sonrası bizi Elazığ’a sevk ettiler. Ambulansta doktor yoktu. Bingöl hastanesindeki doktor, ’Ambulansta sorun olursa haber verin ben Elazığ’daki doktoru ararım’ dedi. Ambulansta çocuğum bu hale geldi. Elazığ’da 12 gün kaldık. Diyarbakır’da oğlumu sürekli muayene ettirdiğim doktor ’Yüzde yüz ihmalden olmuş. MR’da beynin uzun bir süre oksijensiz kaldığı görülüyor’ dedi. Çocuğum hiçbir şey tutamıyor.
Kaşık veriyoruz, elinden düşüyor. Ölü bir insan nasılsa benim çocuğum da öyle."
Gerekli tedbirler alınmadan, yanında doktor bulundurulmadan Yusuf’un Elazığ’a gönderildiğini iddia eden Gökalp ailesinin avukatı Mustafa Aladağ da, şunları söyledi:
OKSİJEN TÜPÜNÜ TAKAMADILAR
"Bingöl- Elazığ arası 146 kilometre.
Nefes darlığı çeken çocuğun daha iyi oksijen alması için nefes borusuna bağlanmış olan tüpün hortumu Elazığ’a 40 kilometre kala çıkıyor. Ambulanstaki kişiler bunu tekrar takamıyorlar. Bilmedikleri için çocuk morarıyor. Oksijensiz kaldığı için de çocuk şu an felç durumda. Görmüyor, duymuyor, işitmiyor, yürüyemiyor ve bunları bir daha yapamayacak. Bedensel ve zihinsel engelli bir duruma gelmiş.
BAKANLIK BAŞVURUYU REDDETTİ
Yasal prosedür olarak öncelikle tazminat ödenmesi açısından
Sağlık Bakanlığına başvurmak gerekiyor. 30
Mayıs 2012’de başvuruda bulunduk. Başvurumuz Bakanlık tarafından ’Kusurumuz yok’ denilerek reddedildi. Biz de bunun üzerine yaklaşık 10 gün önce, bu olaya ilişkin olarak Sağlık Bakanlığı aleyhine Elazığ 1’nci İdare Mahkemesi’ne 2 milyon 400 bin liralık maddi ve manevi dava açtık. Ayrıca bu olayda ihmali bulunan Bingöl Kadın Doğum ve
Çocuk Hastalıkları Hastanesi doktorları aleyhine suç duyurusunda bulunduk. Yine ilgili kişilerin cezalandırılması için Elazığ Tabip Odası nezdinde
disiplin soruşturması için başvurduk. İdari soruşturma yürütülmesi açısından da Sağlık Bakanlığı’na başvurduk."