Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen 2 bin 500'e yakın
belge arasında, çok önemli kayıtlar var. Türkiye'nin 29 ayrı iline nakledilen 15 bin civarındaki
Dersimlinin isimleri ve nereye
sürgün edildikleri tek tek listelenmiş. Tek parti hükümetinin katliamlara ve sürgüne kaynaklık eden raporu da dikkat
çekici. Burada, "Hırsızlık, yağmacılık ve haydutluk Dersim yöresinde anane halini almıştır." değerlendirmesi yapılıyor. Alınan bilgilere göre
Cumhurbaşkanlığı ve
Genelkurmay Başkanlığı da
arşivlerindeki Dersim belgelerini
Meclis'e gönderecek.
1937-39 yılları arasında yaşanan kanlı Dersim olayları aydınlanıyor. 10
Kasım 2011 tarihinde Zaman'da yer alan "Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP'dir" başlıklı haber üzerine başlayan tartışmalar, ilgili kurumları harekete geçirdi. 1940'lı yıllarda Dersimlilerden gelen binlerce dilekçeyi işleme dahi almayan Meclis, tartışmaların yeniden başladığı 74 yıl sonra 700'ü aşkın dilekçenin muhatabı oldu. Bu kez vatandaşların talepleri geri çevrilmedi, hasıraltı edilmedi.
TBMM Dilekçe Komisyonu, oluşturduğu alt
komisyon aracılığıyla çalışmalara başladı.
Başbakanlık'tan Dersim olaylarıyla ilgili tüm kayıtları isteyen Meclis'e, 2 bin 500 civarında belge geldi. Belgeler arasında, CHP'li tek parti hükümetinin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın kanlı müdahaleye gerekçe oluşturan raporu da yer alıyor. Raporda, "Hırsızlık, yağmacılık ve haydutluk Dersim yöresinde anane halini almıştır." ifadeleri yer alıyor.
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen belgelerde, yaşanan olaylar sırasında Türkiye'nin 29 ayrı iline gönderilen 15 bin civarındaki Dersimlinin isimleri ve sürgün edildikleri yerler tek tek kayıtlı. Belgelerde ailesinin yaşadığı sıkıntılar nedeniyl
e devlete
tazminat davası açan Ali Doğan'ın köyü Bornek dahil 4 köyde yaşanan katliamların kayıtları da var. Dönemin ordu müfettişi
Orgeneral Kazım Orbay'ın el yazısıyla kaleme aldığı ve 15
Ağustos 1938'de Başbakan Celal Bayar'a gönderdiği telgrafta; Bornek (Düzpelit), Zımbik (Çığırlı), Kırnik (Buzlupınar) ve Heç (Demirkapı) köylerinden 395 kişinin 'asilere'
yardım ettikleri iddiasıyla öldürüldükleri bilgisi yer alıyor. Yazıda, "Muhtelif köylerden mukavemet görmesi üzerine haydutlara öteden beri yataklık ve şeriklik eden Zimbik, Heç, Kırnık ve Bornak köylerinden 395 haydut ölü olarak ele geçirilmiştir." deniyor. Bir başka belgede, 49 kişinin öldürüldüğü, öldürülenler arasında çocuklar ve annelerinin de bulunduğu kaydediliyor.
Köşk arşivlerinde 103 belge var
TBMM Dersim Alt Komisyonu, Başba-kanlık'ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı,
İçişleri Bakanlığı,
Kültür Bakanlığı ve
Genelkurmay Başkanlığı'ndan da Dersim olaylarına ilişkin arşiv belgelerini istedi. Genelkurmay Başkanlığı, TBMM'ye gönderdiği ilk yazıda arşivler içinde Dersim olaylarına ilişkin bilgilerin ayıklandığını, bu bilgilerin dosyalanıp gönderileceğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde de Dersim olaylarına ilişkin 103 belge bulunduğu belirtiliyor. Bu belgelerden biri, Mareşal Fevzi Çakmak'ın 5 Haziran 1939'da dönemin İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği ve '14 bin kişinin Tunceli'de bırakılmasının caiz görülmediğine' ilişkin ifadelerin yer aldığı yazışmayı içeriyor. Aynı belgede, 12 bin 485 kişinin de o tarihe kadar batıya sürüldüğü kaydediliyor.
Köşk arşivlerinde, Dersim lideri
Seyit Rıza ile devlet arasında yürütülen müzakere ve pazarlıklara ilişkin belgeler yer alıyor. 7
Mayıs 1937'de İçişleri Bakanlığı'na gönderilen yazıda olayların elebaşılarından Seyit Rıza'nın Karaoğlan nahiye müdürü ile arasındaki pazarlık anlatılıyor. Belgeler arasında Dersim'de '
Harp Kanunu' uygulanacağını belirten dönemin
Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın Dahiliye Vekâleti'ne gönderdiği 12 Mayıs 1937 tarihli yazısı da bulunuyor.