Kanun taslağı,
jeotermal sular ve denizler hariç, kıyı suları dahil olmak üzere yüzeysel, yeraltı su kaynakları ile ilgili tüm hususları ve
doğal mineralli suların tahsisine dair denetimleri kapsayacak. Taslağa göre, her havza için muhtemel taşkınların oluşturacağı risklerin belirlenmesine yönelik plan hazırlanacak. Kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların tahdit, tespit ve
tescilinde, taşkın kriterlerine uygun olarak dere
yatak genişliği esas alınacak. Tabii akışa imkân verecek şekilde dere yatakları tescil dışı bırakılacak. Yerleşim yerlerinin imar planlarının hazırlanması esnasında plana uyulması mecburi tutulacak.
Su kaynaklarının miktar ve kalite açısından mevcut ve gelecekteki durumu dikkate alınarak sosyal,
ekonomik ve
ekolojik ihtiyaçları karşılayacak bir
Ulusal Su
Planı hazırlanacak. Kanunlara göre kurulmuş tüzel kişiler ve Türk vatandaşlarına yapılacak olan su tahsisleri, havza su tahsis planları esas alınarak DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak. Tahsis edilen su kaynakları ve doğal mineralli sular için su tahsis
belgesi verilecek. Bu belge ücrete tabi olacak. Doğal mineralli sular dışında kalan münferit su tahsisi, en fazla 49 yıla kadar yapılabilecek. Doğal mineralli sular dışında verilen su tahsis belgeleri hiçbir şekilde devredilemeyecek. Taslak, su kaynaklarının korunmasını sağlamak üzere uygulanacak cezaları da belirliyor. Buna göre su tahsis belgesi olmadığı halde su kaynaklarından ve doğal mineralli sulardan ticari maksatla su kullananlar, 50 bin TL ile cezalandırılacak ve su kullanımından men edilecek. Akar ve kuru dere yataklarında su yapılarına zarar verenlere, izinsiz malzeme alanlara ve bu alanlara yapı yapanlara bin 500, özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişilerine 25 bin TL ceza uygulanacak.
AA