Harran Üniversitesi kurucu Rektörü Prof. Dr.
Servet Armağan, 28
Şubat'ta yaşanan olaylarda sorumlulukları bulunduğu iddiasıyla dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ve YÖK Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz'ün de aralarında olduğu görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Özel yetkili
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen ''28 Şubat Soruşturması''na ilişkin bir şikayetçi de anayasa hukuk profesörü
Servet Armağan oldu. Armağan'ın, Ankara'daki
soruşturmayı yürüten savcılığa iletilmek üzere
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu dilekçede, 28 Şubat'taki olaylar anlatılıyor.
Dilekçede, 28 Şubat döneminde, hukuka ve insan haklarına aykırı kararlar alındığı ve uygulandığı öne sürülerek, ''Bu dönemi ve içinde uygulananları bugün artık aklı selim sahibi hiçbir vatandaş kabul etmiyor. Ancak ne yazık ki 28 Şubat'ın aktörleri ve baş mimarları, bazı dokunulmazlıklar zırhı içinde aramızda bulunmaya hala devam ediyor'' denildi.
Armağan'ın verdiği dilekçede, 28 Şubat'ta Türkiye'ye büyük zararlar verildiği, bu zararlardan sorumlu olan diğer kişiler dışında, hukuka aykırı davranış ve fiiller ile kendisine verdikleri maddi ve manevi zararlardan dolayı dönemin Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'den şikayetçi olunarak, cezalandırılmaları talep edildi.
Prof. Dr. Servet Armağan, yaptığı açıklamada, 1977 yılında anayasa hukuku profesörü olduğunu, 2006 yılında ise
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden emekliye ayrıldığını belirterek, 55'in üzerinde kitabının yayımlandığını söyledi.
Armağan, 1992 yılı sonunda
Şanlıurfa Harran Üniversitesi'ne
rektör olarak
tayin edildiğini ifade ederek, şunları anlattı:
''Müracaatım yok, isteğim yok devletimiz layık gördü. 4 yıl boyunca parasızlık, ödeneksizlik ve maddi sıkıntı içinde üniversiteyi kurdum. 10 meslek yüksekokulu, çevre mühendisliği, tıp fakültesi ve veteriner fakültesini açtık. 1996'ya kadar rektörlük yaptım. Ancak 1996 yılına geldiğimizde birtakım
hukuksuzluklar başladı. 28 Şubat, üzerimde üzüntülü tesirler bırakmış bir süreçtir.
Bir daha yaşamak istemem, ülkemin de yaşamasını istemem. Bu dönemde hakkımda şikayetler yapıldı ve bir
gazete aleyhimde çok yayın yaptı. Sonra YÖK, hakkımda aralarında irticanın da bulunduğu 30 sebebe dayalı Kemal Gürüz zamanında soruşturma açtı.
Soruşturma yapan görevliler 30 sebebin 27 tanesini gereksiz gördüler. Üç konudan dolayı beni
disiplin kuruluna sevk ettiler. Şikayet konusu 3 konu da
Ziraat Fakültesi'ne bağlı bir ineğin ölümü,
öğretim üyelerini kaçırmak ve
baskı yapmak şeklindeydi. Tabii ineği ben öldürmedim. Diğer 2 konudaki suçlamalar da asılsızdı.''
''YÖK,
Danıştay kararını uygulamadı''
Soruşturmayla ilgili ifade vermek için Ankara'ya, YÖK'e gittiğini, ancak ifadesinin alınmadığını söyleyen Armağan, bu olaydan bir gün sonra kendisini rektörlük görevinden alındığını hatırlattı.
Armağan, görevinden alınmasına ilişkin YÖK aleyhine Danıştay'da
dava açtığını ve kazandığını dile getirerek, ''Ancak YÖK bu kararı uygulamadı. Davayı kazanmama rağmen görevime devam edemedim. Soruşturma işlemleri bir hukuksuzluk, ifademin alınmaması ikinci bir hukuksuzluk, bu kararı uygulamamak üçüncü bir hukuksuzluktur'' dedi.
Kararın uygulanması için aylarca beklediğini, ancak YÖK'ün hakkında tekrar bir soruşturma başlattığını anlatan Armağan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Rektör değilim, rektörmüşüm gibi beni tekrar görevden aldılar. Üçüncü sefer tekrar soruşturma başlattılar ve tekrar görevden aldılar. Bu arada
mahkeme kararını geçen süre içinde uygulamadılar. Süleyman Demirel ve Kemal Gürüz'e dilekçe verdim. Hatta Cumhurbaşkanlığına 5 dilekçe verdim. Dedim ki 'Size bağlı olan bir kimse kararı uygulamıyor'. Ancak bu dilekçelerimden hiçbir sonuç alamadım.''
Armağan, o dönemde bazı gazetelerde ''İrticacı rektör görevden alındı'' şeklinde haberlerin çıktığını, ancak hakkında böyle bir iddia ve soruşturma olmadığını söyledi.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28 Şubat'a ilişkin bir soruşturma yürüttüğünü öğrendiğini belirten Armağan, ''Madem
savcılık böyle bir soruşturma yürütüyor ben de şikayetçiyim demek istedim. Şikayetimin amacı, hukuksuzluğa engel olmak içindir. Ayrıca özlük haklarımın geri verilmesini talep ettim'' şeklinde konuştu.