Anadolu insanı, 27
Mayıs sabahı, iradesine indirilen
darbeyle uyanmıştı.
Milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızan cunta kurduğu sözde mahkemelerle bir başbakanı ve iki bakanı idam etti. Cuntacılar kendilerine engel gördükleri herkesi
tasfiye etti. Onlardan biri, dönemin
İstanbul Emniyet Müdürü Faruk
Oktay'dı. Darbe sabahı evinden alıp götürdüler. Bir süre sonra "
kalp krizinden" öldü diye ailesine haber verdiler. Ama vücudunda morluklar ve
darp izleri vardı.
Emre Oktay, yargıya müracaat etti. "Babamı öldürdüler ve faili meçhuldür" dedi.
Yassıada Komutanı Yarbay Tarık Güryay'ın emir subayları
emekli Orgeneral Teoman Koman ve emekli Korgeneral Akay Şakman'ın yargılanmasını istedi.
Her darbe, diğerini başlattı.1971
muhtırasından sonra, çok çekmeden atmosfer bir kez daha karardı. 12
Eylül 1980'de
Türkiye yeni bir darbeyle uyandı. Darbe demek işkence demekti.
Darbe mağdurları haklarını arıyorlar...
12 Eylül soruşturması başlayınca Türkiye'nin dört bir yanından savcılıklara dilekçe yağmıştı.
Darbecilere yargı yolu açıldı. Darbenin mimarı Kenan
Evren ve suç ortağı
Tahsin Şahinkaya, 4
Nisan'da hakim karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Özel yetkili
Ankara Cumhuriyet Savcısı
Kemal Çetin soruşturmanın sadece iki isimle kalmayacağının işareti sayılan bir yazıyı 47 ilin savcılıklarına yolladı. O dönemde görevde olan ve hakkında şikayet olan tüm görevliler için 'soruşturma açın' yazısı gitti.
12 Eylül'den sonra 28
Şubat geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yönetenler tankları sokağa çıkarmıştı. Darbeyi yapanlar hakkında şimdi savcılıklara şikayet dilekçeleri yağıyor...
Yıllar ilerledi.
Tarih 27 Nisan 2007'yi gösteriyordu. Dönemin
Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral
Yaşar Büyükanıt kendisinin hazırladığını iddia ettiği muhtırayı, Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesinden yayınladı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale anlamına gelen muhtıra şimdi soruşturma konusu...
Darbe girişimleri mercek altında.
Ergenekon,
Balyoz ve Millete
Tuzak kurmayı emreden planla ilgili davalar devam ediyor.