Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Ergenekon'un
avukatı olduklarını açıklamasının ardından yaklaşık 3 yıl sonra, 23. dönem
Manisa Milletvekili olan
Şahin Mengü, İkinci
Ergenekon davasında
tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın avukatı olarak
duruşmada yer aldı. Mengü, milletvekilliği döneminde bazı
CHP milletvekilleri ile birlikte zaman zaman İkinci Ergenekon davasının görüldüğü Silivri'deki duruşma salonuna, sanıklara
destek vermek ve duruşmaları izlemek için gelmişti.
İstanbul 13. Ağır
Ceza mahkemesinde görülen İkinci Ergenekon davasının talep duruşmasında sanık
Tuncay Özkan'ın avukatı
Şahin Mengü, tutuklu sanıkların
darbe teşebbüsü ile suçlandıklarını hatırlattı. Avukat Mengü, "Bunlar tankı topu varken bir şey yapmadılar. Şimdi mi yapacaklar?" dedi.
Egenekon'u kimin nerede ne zaman kurduğunun ve bir numarasının kim olduğunun henüz bulunamadığını ifade eden Mengü, "4 senedir bu
terör örgütü ortaya çıkarılmadıysa demek ki böyle bir örgüt yoktur. PKK'nın nerede ve kim tarafından kurulduğunu bilen devlet, Ergenekon'un da nerede kurulduğunu bilmelidir." şeklinde konuştu. Mengü, 4 yıldır yapılan yargılamada 'Ergenekon'un varlığını ispatlamadıysa ve bu insanlar burada yargılanıyorsa burada adil yargılamadan söz edilemeyeceğini iddia etti.
23. dönem CHP milletvekili olduğu dönemde İkinci Ergenekon davası sanıklarına destek vermek için zaman zaman bazı CHP milletvekilleriyle birlikte yargılamanın yapıldığı Silivri'ye giden Mengü, bu kez avukat olarak yer aldığı duruşmada "Adalet duygumuzun rencide olmaması için müvekkilimin
tahliye olmasını talep ediyorum. Türk
adaletine yakışanı, yapılması gerekeni yapın." diye konuştu.
Sanık
Tolon'un avukatlarından Dilek Helvacı ise dosyaya yeni hiçbir
belge ve bilginin gelmediğini, Tolon'un tutuklanmasına dair somut bir gerekçenin gösterilmediğini savunarak, bu tutumun
Anayasa, CMK ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu iddia etti. Tolon'un, "Cebren
Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya" yönelik herhangi bir eyleminin olmadığını ifade eden Helvacı, Tolon'un kaçma şüphesinin olmadığını ve 3 yıl boyunca süren bu davada tutuksuz yargılandığı halde sık sık duruşmalara katıldığını dile getirdi.
Tolon'un diğer avukatı avukat Celal Ülgen de Emekli
Orgeneral ve eski 1.
Ordu Komutanı
Hurşit Tolon'un 10 Ocak'taki duruşmada tutuklanmasının yeni
delillere dayandırıldığını hatırlattı. Mahkemeye gelen yeni bir delilin olmadığını savunan Ülgen, yeni delil bulunmasının da tutuklama için tek başına gerekçe olarak gösterilemeyeceğini iddia etti.
Avukat İlkay Sezer de sanık Hurşit Tolon'un, dosyaya getirilen zorlama bir sanık olduğunu iddia ederek iddianamede Tolon ile ilgili
iletişim tespit tutanaklarında tahrifat yapıldığını öne sürdü. Tolon'un gizli hiçbir faaliyet yürütmediğini anlatan Sezer, müvekkilinin gittiği bütün toplantılara
telefon numarası ve iletişim adreslerini yazdığını anlattı.
Avukat Dilek Helvacı, tutuklu sanık Hurşit Tolon ile ilgili olarak talepte bulunmak için söz istedi. Mahkeme Başkanı Hasan
Hüseyin Özese ise "Siz biraz önce Hurşit Tolon ile ilgili konuştunuz." dedi. Bunun üzerine yanlış ifade ettiğini belirten avukat Helvacı, "Aynı zamanda Mehmet
Haberal'ın da avukatıyım ve şimdi
Mehmet Haberal ile ilgili taleplerimi sunacağım." diye açıklama yaptı. Bunun üzerine Başkan Özese, böyle bir uygulamalarının olmadığını söyledi. Başkan Özese, daha önceki duruşmalarda yargılamanın daha hızlı yapılması için sanıklar ile avukatların günlerce yaptıkları konuşmaları ile ilgili mahkeme tarafından ara karar alındığını hatırlattı.
Önce yarım saat ile sınırlandırılan, ancak sanık sayısının artması nedeniyle 6
Ekim 2011 tarihli oturumda bu süre 15 dakikaya indirilmişti.
Bunun üzerine avukat Helvacı, bu ara kararda konuşmaların her sanık için ayrı ayrı 15'er dakika ile sınırlandırıldığını belirterek talepte bulunmak için söz istedi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ise böyle bir durumun sözkonusu olmadığını belirterek avukatların, kaç sanığı temsil ederlerse etsinler toplam 15 dakika konuşabileceklerini açıklayarak avukat Helvacı'ya söz vermedi.
Taleplerin tamamlanmasının ardından
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanık Mustafa
Balbay'ın talep bölümünde konuşmasına, Almanca olduğunu değerlendirdikleri bir söz ile başladığını hatırlattı. Savcı Pekgüzel, "İddia makamı olarak biz bu sözü anlamadık. Mahkemenin de anlamamış olma ihtimaline karşı bu sözün ne anlama geldiğinin kendisine sorulmasına talep ediyoruz." dedi.
Savcı Pekgüzel'in bu sözleri üzerine sanık
Mustafa Balbay, bugünkü duruşmaya Almanya'dan Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Arne König katıldı. Kendi ülkelerinde Bertold Brecht çok önemli bir tiyatro yazarıdır. Ben de onun anlayabileceği şekilde
Türkçe karşılığı 'Brecht'in tiyatrosuna hoşgeldiniz' olan Almanca seslendim." açıklamasını yaptı. Balbay'ın açıklamasının ardından savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıklar ile avukatların taleplerine ilişkin mütalaasını mahkemeye sundu. Pekgüzel, mütalaanın sonunda davanın tutuklu sanıklarından Mehmet Dalagan'ın tahliyesine karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.