Türkiye'de yaşayan Suriyeliler, bu şehirlerde yaşayan akrabalarından haber alamıyor. Onlarca akrabasını ve arkadaşını şehit veren Suriyelilerin anlattıkları insanın kanını donduruyor. Sırf tıbbi malzeme bulunmadığı için küçük yaralardan bile insanların hayatlarını kaybettiği öğrenilirken, evinden camiye gitmek isteyenlerin ise her şey engellendiği için bunu bile yapamadıkları anlatılıyor. Gıda malzemesi konusunda da zor durumda kalan Suriyelilerle herhangi bir iletişim kuramayan yakınları, can güvenliğinden endişe ediyor. Humuslu H.M, 5 arkadaşının şehit edildiğini söylerken, H.R de akraba ve arkadaşlarından 15 kişiyi kaybettiğini belirtiyor. H.R., sülalesinin aynı katliamı baba Hafız Esed döneminde de yaşadıklarını anlatarak, "Hama'da 100'ün üzerinde yakınımı kaybettim." diyor. M.H, H.R, K.E ve S.A, Türkiye'de yaşayan 4 Suriyeli. 4'ü de ülkelerinde yaşanan olayların ardından, kötü günler geçiriyor. Kimisi, ailesine ulaşamamanın tedirginliğini yaşayıp can güvenliğinden endişe ederken, kimisi de ailesinin göç etmek zorunda kalmasından dolayı üzgün. Suriye'de yaşanan gerginlikte, birçoğu onlarca akrabasını kaybetmiş. Humuslu M.H.'nın anlattıklarına göre babası bir yıldır iş yapıp para kazanamıyor. Suriye askerlerinin her tarafı kuşatmasından dolayı da aileden kimsenin camiye namaza dahi gidemediğini anlatıyor. Ailesinin gıda maddesi almak için evden çıkamadığını kaydeden M.H., ailesinden de olaylar sonucu şehit vermiş bir isim. Halasının kocasının şehadetini de şu sözlerle anlatıyor: "Eniştem, arabasıyla işe giderken Esed'in askerleri tarafından alındı. 40 gün boyunca hücrede kaldı. 40 gün sonra da yüzü gözü parçalanmış bir durumda bulduk. Eniştem dışında da 5 arkadaşım şehit düştü. En yakınlarım içerisinde cezaevinde olanlar var. Hiçbir şekilde haber alamıyoruz. Sorgusuz sualsiz yatıyorlar. 50 gündür kimseyle irtibat kuramıyorum." H.R. de Humus'un tam merkezinden. Karışıklığın yaşandığı günden bu yana büyük bir huzursuzluk içinde bulunuyor. Akrabalarından 5'ini şehit veren H.R., 10 arkadaşını da kaybetmiş. Şu anda ailesiyle alakalı hiçbir bilgisi yok. Şehit olanların haberlerini de oldukça gecikmeli almış. H.R.'nin yaşadığı dram, şu andaki katliamla da sınırlı değil. Hama'da 1982 yılında baba Hafız Esed'in yaptığı katliamda, yakınlarından 100'ün üzerinde kişiyi kaybetmiş. H.R. çaresizliğini şu sözlerle dile getiriyor: "Biz bu katliamı ilk kez yaşamadık. Şu an hayatta olmamdan ve yaşıyor olmamdan da bir şey anlamıyorum. Bir şeyler yapamamanın ezikliğini taşıyorum. Gitmeyi düşünüyorum ama gidemiyorum. En azından yaralılar için yardımcı olmak istiyorum. Kana ve tıbbi malzemelere büyük ihtiyaç var. Sırf tıbbi malzeme olmadığı için küçük yaralardan dolayı şehit olanları duydukça kahroluyorum." İdlipli K.E.'nin anlattıkları da farklı değil. Memleketinde şu an 400 şehit verildiğini kaydeden K.E., Özgür Suriye askerlerinin elinde silah bulunmamasından yakınıyor. Ailesinden birçoğunun göç ettiğini aktaran K.E., elektrik, su ve mazot gibi birçok ihtiyacın karşılanamadığını vurguluyor. K.E., ülkesinin özgürlüğüne kavuşacağı günleri beklediklerini belirterek, "Suriye'de her şey kan üzerine oynanıyor. Benim isteğim, dış güçlerin buna müdahalede bulunması. Ya da Özgür Suriye askerleri silahlandırılıp, bu iş bir an önce bitirilmeli." diyor. Halepli S.A.'nın ailesi Türkiye'ye göç etmiş. Ailesi ticaretle uğraşan S.A., şu anki belirsizlikten dolayı geleceğe güvenle bakamadıklarını söylüyor. Esed rejiminin, tüm ülkede olduğu gibi Halep'te de fitne ve fesat çıkarıp insanları birbirine düşürdüğünü anlatan S.A., bu durumdan faydalanmak isteyenlerin de ortada dolaştığını ifade ediyor. (CİHAN)