Türkiye,
ikinci el cep
telefonlarının en fazla kullanıldığı ülkeler arasında. Birçok telefon kısa sürede 'ikinci ele' düşüyor. 'İkinci el'de en büyük risk ise çalıntı telefon. Kanuna göre satın alınmış olsa dahi çalıntı telefon kullanmak suç.
İstanbul'da savcılığın verdiği karar ise telefon hırsızlığını
teşvik eder nitelikte. Telefonunu çaldıran Mahmut Gündüz'ün şikâyeti üzerine
soruşturma başlatan
Savcı Hasan Özberk, telefonun Ankara'da bir kişi tarafından kullanıldığı, tespit ettirdi. Ancak 'ikinci el cep telefonunun yaygınlığı' ve 'şüphelinin telefonun çalıntı olduğunu bildiğine dair yeterli
delilin bulunmadığı' gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görmedi.
Mahmut Gündüz, 6 taksitle bin 500 liraya satın aldığı
Blackberry marka cep telefonunu geçtiğimiz mayıs ayında çaldırdı. Konuyla ilgili soruşturma başlatan İstanbul Fatih
Cumhuriyet Savcısı Hasan Özberk, telefonun Ankara'da yaşayan Türker Ş. tarafından kullanıldığını tespit ettirdi. Ancak 'kovuşturmaya gerek yok' dedi. Özberk kararında şu görüşü dile getirdi: "
Ticaret alanına çıkartılan her ikinci el telefon, çalıntı olarak nitelendirilemez. Pazar tezgâhlarından veya ikinci el telefon satan yerlerden alımın normal bir
uygulama olduğu, şüphelinin telefonun çalıntı olduğunu bilerek kullandığına dair delil bulunmadığı anlaşılmıştır."
Mahmut Gündüz savcının kararı üzerine 13.
Bakırköy Ağır
Ceza Mahkemesi'ne
itiraz etti. Adalete inancın zedelenmemesi gerektiğini belirten Gündüz, "İmkânlarımı zorlayarak aldığım telefonumu kullanan kişi belli ancak olayın üstü kapatıldı. İkinci el arabada neden aynı şey olmuyor? O zaman çalıntı
araç kullanmak da normal mi?" diye sordu.
Telefon, sahibine teslim edilmeli
Söz konusu çalıntı telefonun faturasının Mahmut Gündüz'de olduğunu kaydeden
avukat İsmet Özcan, 'kovuşturmaya gerek yok' kararının yanlış olduğunu savundu. Özcan, "Telefonu kimin kullandığı belirlenmiş. Böyle bir durumda telefonun sahibine teslim edilmesi gerekir. Savcının en azından şüphelinin ifadesini alması gerekiyordu." dedi.
İstanbul Barosu avukatlarından
Muhammed Akif
Erol da Medeni Kanun'a göre iyi niyetle olsa dahi 'çalıntı mal alışverişi'nin geçersiz olduğunu söyledi. İkinci el cep telefonlarının çalıntı olup olmadığının gelişen teknolojiyle kısa sürede anlaşılabildiğine işaret eden Erol, şöyle devam etti: "İyi niyetli şahıs, bu malı açık artırma,
pazar ve bu gibi eşyaları satan bir kimseden satın alırsa ancak iyi niyeti korunur. Pazar tezgâhlarından veya ikinci el telefon satan yerlerden alışverişin normal kabul edilmesi hukuk güvenliğini zedeler. Suç eşyasının piyasa sürümünü teşvik eder. Bu şekilde, suç işlemenin menfaat temini açısından cazip bir yol olarak görülmesinin önü açılacaktır. Hâlbuki TCK, suç eşyasının satın alınmasını yasaklamış ve suçtan elde edilen menfaatin piyasaya sürülmesini engellemeyi amaçlamıştır. Kişi, çalıntı olabileceğini öngörmesine rağmen, söz konusu telefonu satın alması halinde suç işlemiş olabilecektir." Savcılığın, kovuşturmaya yer olmadığı kararının CMK'nın 173. maddesine göre kesin bir karar olmadığına dikkat çeken Erol, bir taraftan çalıntı mal almanın suç sayıldığını, diğer taraftan da ikinci el telefon kullanmanın normal karşılanmasının çelişki içerdiğini söyledi.
Çalıntı telefonla ilgili
kanun hükmünün net olmasına rağmen emsal teşkil edecek bir kararın bulunmaması avukatları da tereddütte bıraktı. Söz konusu kararda savcının görüşünü yerinde bulan avukat Ahmet Köse, "Ceza kanunlarının temel felsefesi; failin, fiili işlerken kastın olması halinde ceza vermektir. Bu olayda savcının yorumu yerindedir. İkinci el telefon satan işletmeden telefonu alan kişi çalıntı olduğunu bilemez, sonuçta kasıt yoktur,
sanık olamaz." diye konuştu.
ZAMAN