Türkiye, ağustos ayının başından beri Şemdinli'de yaşanan çatışmalar, Foça'daki pusu, Tunceli'de kaçırılan milletvekili ve en son
Gaziantep'teki
bombalamanın ardından Hakkâri'de yapılan mayınlı saldırıyla sarsılırken, ABD'nin en önemli düşünce kuruluşlarının 2
7 Haziran'da Washington'da çok çarpıcı bir “savaş oyunu” oynadıkları ortaya çıktı.
Düşünce kuruluşlarının Suriye'ye ilişkin senaryosu dikkate alındığında, son günlerde Türkiye'de yaşanan gelişmelerin iki ay önceden öngörüldüğü anlaşılıyor. Edinilen bilgiye göre, simülasyonda,
Ağustos 2012'den
Nisan 2013'e kadar bölgede yaşanacaklar tartışıldı.
3 büyük kuruluş
Washington'daki düşünce kuruluşları tarafından çok sık tekrarlanan simülasyonlardan biri olan çalışma, pek alışılmadık bir biçimde liberallerin kalesi Brookings ve Cumhuriyetçilerin toplandığı American Enterprise ile
Savaş Çalışmaları Enstitüleri tarafından ortaklaşa yürütüldü. Brookings Enstitüsü, simülasyonun sonuçlarını önceki hafta 11 sayfalık bir memoya dönüştürüp üyelerine de dağıttı. Ancak
kural gereği, bir gün süren savaş oyununa katılanların ismini ve üzerinde konuşulan senaryoyu açıklamadı.
Türkler ve Suudlar
Hürriyet'e bilgi veren kaynaklar, savaş oyununun üç grup halinde oynandığını anlattılar. Buna göre bir grup ABD, bir grup Türkiye, bir grup da Suudi
Arabistan ekibi oldu. Ve aralarında
Pentagon, ABD
Dışişleri Bakanlığı ve CIA'de çalışmış
Ortadoğu uzmanlarının yer aldığı ekipler, senaryo uyarınca temsil ettikleri
ülkeler adına kararlar aldı.
Ve bir gün süren simülasyonun ardından da ABD ve bölgedeki iki yakın müttefiği Türkiye ile Suudi Arabistan'ın 2013 Nisanı'nda hangi durumda olacakları tahmin edilmeye çalışıldı.
Kilit ülke Türkiye
Simülasyonun en
kilit ülkesi Türkiye'ydi. Çünkü hem ABD, hem Suudi Arabistan ekipleri, oyun boyunca atacakları adımlarda önce Türkiye'yi gözledi, Türkiye'den liderlik beklendi.
Türkiye ise hiçbir aşamada tek başına hareket etme ve olaylara tek başına müdahale etme yanlısı olmadı. Son derece muhafazakâr bir
politika izleyen Türkiye ekibi, özellikle ABD ve NATO'nun bir
askeri müdahale durumunda yanında olması ve uluslararası meşruiyet şartı aradı. Senaryonun en kritik kısmını da bu denge oluşturdu.
Türkiye oyunun sonuna kadar Suriye'ye tek başına müdahale etmekten kaçındı. ABD ve Suudi Arabistan ekipleri ise Türkiye'yi buna zorladı.
Bombalar başlayınca
Önce Suriye'deki olaylarda ölenlerin sayısının artması meselesi gündeme geldi. Türkiye yine müdahaleden uzak durdu. Bu kez Suriye'den kaçan mültecilerin sayısı arttı. Bu da Türkiye'nin müdahalesine yetmedi.
Senaryonun ilerleyen kısımlarında ne zaman ki Türkiye'de bombalama olayları başladı. Tüm dengeler değişti. Ve sonunda Türkiye, Suriye'ye tek başına girmek zorunda kaldı. Böylece ABD ve Suudi Arabistan ekiplerinin istediği oldu, Türkiye Suriye'ye bir askeri müdahaleye başladı.
Tahmin: Gaziantep
Senaryoda bombalamaların nerelerde olduğu tek tek belirtilmedi. Ama Türkiye ekibinin konuyu kendi içindeki değerlendirmesinde Gaziantep ve
Kahramanmaraş gündeme geldi. Bombalamaları kimin yaptığı da söylenmedi. Bir kaynak,
“Türkiye ekibi askeri müdahalade bulunmamak için oyunun sonuna kadar direndi ama bombalamalar artınca, buna mecbur kaldı” dedi.
Sevinen Suudi Arabistan
Toplantının sonunda hazırlanan raporda, Türkiye'nin sınırlı müdahalesiyle senaryo şu şekilde sonuçlandı:
- Şam'daki
Esad rejimi düştü.
Irak karıştı ve 2006'daki şiddet sarmalına döndü.
Lübnan, mezhep savaşına doğru sürüklenmeye başladı.
- Türkler ve ABD'liler, Esad sonrası için iki farklı açıdan kaygı içine girdi. ABD, Esad'ın düşmesinden sorumlu tutulmak istemedi. Türkiye ise nasıl bir hükümet kurulacağını düşünmeye başladı. Suudiler, Suriye'de Sünnilerin kontrolü ele geçirmesi dışında hiçbir detaya aldırmadı.
- Irak'ta kötüleşen duruma ABD çok az ilgi gösterdi. Türkiye de
Barzani ile ilişkisini düşünüp Bağdat'a nazaran Suriye'ye öncelik tanıdı. Suudiler ise Irak'ta etkili olmayacaklarını düşündüler.
- Ancak Lübnan'da başlayan kaosu, Suudiler başarı olarak gördü. Türkiye endişe duyarken, ABD Esad'ın düşmesini başarı saydı.
HÜRRİYET