Verdiği
demokrasi mücadelesi ve 'tankın üzerine çıkarım' sözü sebebiyle cuntanın 'Tank Hasan' olarak andığı eski Bakan
Hasan Celal Güzel de bunlar arasındaydı. Yıllar sonra ortaya çıkan Or
general Çevik Bir imzalı
belgeler, darbenin kudretli komutanının gece gündüz demeden bir
siyaset adamına 'haddini bildirmek' için uğraştığını gösteriyor. Bir, yakın takibe aldığı ve hapse attırmak için
mesai harcadığı Güzel hakkında savcılara emir gibi 11 yazı göndermiş. Söz konusu yazıların tamamı, 'talimat' içeriyor ve 'yapılacak yargısal işlemlerin sonucundan
Genelkurmay Başkanlığı'na bilgi verilmesi' ifadesiyle bitiyor.
Güzel'in Ayaş Cezaevi'ne konulmasıyla sonuçlanan suç duyurularının içeriği,
darbeci zihniyeti tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor.
Çevik Bir'in, cunta faaliyetlerine yönelik her eleştiriyi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) manevi şahsiyetine
hakaret saydığı belgelerde yer alıyor.
İlk şikayet MGK kararları ile ilgili
Çevik Bir'in Güzel hakkındaki ilk şikâyeti, 13
Mart 1997 tarihini taşıyor. Bir, Adalet Bakanlığı'na gönderdiği yazıda Güzel'in "... MGK kararları namert bir
muhtıra... Türkiye'yi cunta yönetiyor." sözlerini hatırlatıyor. Yasal işlem yapılması ve sonucundan Genelkurmay'a bildirilmesini istiyor.
Hasan Celal Güzel, geri adım atmayınca başvuruların adresi artık savcılıklar oluyor. Bir, 13
Mayıs 1997'de
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na Güzel'in "TSK'nın başındaki kişi (İ.Hakkı
Karadayı) Şapka Kanunu'na riayet etmemektedir." sözünü taşıyor. İkinci başkan, aynı tarihte başsavcılığa Güzel'in kendisini eleştirdiği "Çevikistan laik cumhuriyeti anayasası" başlıklı mizahi çalışmasını götürüyor. "TSK'nın üst komuta kademelerindeki generallerin hiç de mizah niteliği olmayacak şekilde
küçük düşürülmek istendiği, TSK'nın manevi şahsiyetine saldırıldığı anlaşılmaktadır." ifadelerini kullanıyor.
Başbakan'a hakaret eden komutana tepkiyi bile şikayet etmiş
Bir'in başsavcılığa 16 Mayıs 1997 tarihli yazısı ise ibretlik vesika niteliğinde.
Başbakan Necmettin Erbakan'a hakaret eden
Erzurum Bölge Komutanı Tuğg. Osman Özbek'in, nasıl korunup kollandığını deşifre ediyor. Belgeye göre, Bir, şikâyet yazısında "...'Bu general bozuntusunun, ordu ile ilişkisi derhal kesilmelidir..." diyen Güzel'in, Cumhuriyet'in manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif ettiğini savunuyor.
Bir başka belge, 20 Mayıs 1997 tarihini taşıyor. "...Toptan tanktan, cartan curttan korkmayın... Bu okulların kılına bile gene zarar veremeyecekler..." sözleri için
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuluyor. Güzel, o süreçte hafızalarda hâlâ tazeliğini koruyan basın toplantısıyla, BÇG'nin cunta, Genelkurmay içinde ayrıca mezhepçi ve illegal grupların olduğunu şemalar ışığında anlatmıştı. Bir, konuyu 1997
Ağustos'unda aynı başsavcılığa götürüyor. 13
Ekim 1997 tarihli belgeye göre ise adresi
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı oluyor. Güzel'i, "...Hadi artık ülkeyi yönetmeye kalkan cuntacıya haddini bildirin." sözleri sebebiyle 'halkı kanunlara karşı gelmeye
tahrik etmek"le suçluyor.
Hasan Celal Güzel, 1998'de ise siyasi tarihe geçen, "...İ.Hakkı Karadayı veya başkaları halkın üzerine kendilerine emanet edilen silahları çevirmek isterlerse tankların üzerine çıkarım..." sözleriyle cuntaya meydan okuyor. Bir, 28 Mayıs 1998 tarihli yazıyla bu kez
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimat veriyor.
Çevik Bir, 11 Ağustos 1998 tarihli belgede ise ihbar konusu "İhraçlar...TSK içinde hiçbir
kanuni mesnedi olmadan, illegal şekilde yapılanan BÇG'nin
fişleme ve ihbar sisteminin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor..." ifadeleri oluyor. Güzel hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunda "
Askerî, resmi bir
heyet olan BÇG'nin şeref, haysiyet ve vakarına
tecavüz ve hakarette bulunulmaktadır..."