BDP Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş, BDP'nin
hedef gösterme ve kışkırtmalar nedeniyle
Gaziantep'teki cenaze törenleri ve taziyelere katılamadığını söyledi. Demirtaş, BDP milletvekillerinin Şemdinli'de
PKK'lılar ile kucaklaşması konusunda ise, "Orada insani bir refleks olarak insanlar birbirine sarılıyor. Niye insani bir kucaklaşmaya bu kadar tepki gösteriyorlar anlamakta zorlanıyorum. İnsanların canlı canlı kucaklaşması ağırlarına mı gidiyor?" diye sordu. BDP binalarına yapılan saldırıları da değerlendiren Demirtaş, "
Polis binalarımızı koruyamayacaksa biz ve halkımız koruruz. O binaları yakanlar sonuçlarına da katlanırlar. Olacaklardan biz sorumlu olmayız" diye konuştu.
Diyarbakır'da BDP'nin Siyaset Akademisi'nin sonbahar eğitimleri için düzenlenen törende konuşan
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, açtıkları
siyaset akademilerinin, üzerinde baskılar olmasına rağmen çalışmalara devam ettiğini belirtti.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, Gaziantep'te meydana gelen
bombalı saldırı ve PKK'nın
eylemi üstlenmemesi ile ilgili, "Bir
örgüt yaptığı bir eylem konusunda açıklama yapacak tek mercidir. Üstlenir ya da üstlenmez. Yaptığı açıklama herkes açısından bağlayıcı olmalıdır. Aksini söyleyenler ispatlamak zorundadır" dedi.
"CENAZELERE KATILACAK TEK PARTİ BDP İDİ"
Parti olarak tavırlarını ilk saatlerde ortaya koyduklarını belirten BDP lideri Demirtaş, şöyle konuştu: "Dün aslında Antep'te hem cenazelerde, hem taziyelerde bulunabilecek tek parti BDP idi. O saflarda bulunan hangisi bugüne kadar BDP kadar barışı savundu.
Tezkereyi savunan ve savaş politikasını savununlar değil miydi onlar. Ama, hedef gösterme ve kışkırtmalar üzerine BDP orada taziye ve cenazelerde bulunamamıştır. Katledilen bizim halkımızdır. Fakat savaş politikasını savunanlar, kendi politikalarını gözden kaçırtmak için ısrarla bizi hedefe koydular. Dün orada biraraya gelenlerin hiç biri BDP'nin ortaya koyduğu barışçıl siyaseti savunmadılar, desteklemediler. Biz 'PKK ve
Öcalan ile konuşun' dedik, bizi tehdit ettiler, bize saldırdılar. 'Siyasetle sorunu çözelim' dedik, bize 'devlet ve örgütü aynı kefeye koyuyorsunuz' dediler. Dün cenazede saf tutanlar, savaş politikalarını savunanlar ve tezkere çıkaranlar değil mi? Dün Antep'e gidenler Roboski'de (Uludere'nin Ortasu Köyü) başsağlığına bile gidemedi. Roboskili'ler bu ülkenin vatandaşları değil miydi? BDP her
ölüm ile ilgili tavrını ortaya koymuştur. Kimse meseleyi sağa sola çekmesin. Türkiye'de iki anlayış var. Biri BDP diğeri de Antep'te savaşı savunan zihniyet vardır. Antep'teki durum hükümetin savaş politikalarının bir sonucudur.
Suriye midir,
İran mıdır iç midir, dış mıdır bunları bilemeyiz ama, hükümetin savaş yanlısı tutumu ülkeyi içeri de ve dışarıa savaşa sürüklüyor."DHA