Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla
Diyarbakır’daki medya mensuplarıyla bir araya gelen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Baydemir, çok çarpıcı itiraflarda bulundu. İHD yöneticisi olduğu 1995–2002 yılları arasında faili
bölgede görev yapan ve şu anda
Ergenekon’da
tutuklu bulunan bir paşanın kendisini ölümle tehdit ettiğini söyledi.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Lokalinde konuşan Baydemir, 74’e aşkın gazetecinin cezaevinde olduğunu hatırlatarak, toplumun vicdanı olan basın mensuplarının olabilecek en kısa sürede ailelerine kavuşmalarını diledi.
2011 yılını ‘Kara yıl’ olarak niteleyen Baydemir, 2011 yılını çok büyük acılarla geçirildiğini dile getirerek, “2011 yılı insanlığın toprağa düştüğü anaların
gözyaşı döktüğü, evlatlarını toprağa defnettiği yıl oldu. İnşallah bir daha geri gelmez. 2011 yılında ne gerçekleştiyse 2012’de tam tersi bir yıl olmasını diliyorum” diyerek yeni yılda beklentilerinin yeni anayasayla birlikte daha demokratik, temel hak ve
özgürlüklerin yılı olmasını diledi.
“SORUNLAR TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYLE AŞILIR”
Türkiye’nin temel meselesinin
demokrasi, hukukun üstünlüğü ve
Kürt sorunu olduğunu ifade eden Baydemir, bunların da yeni yapılacak toplumsal sözleşmeyle aşılabileceğine inandığını dile getirerek, “82 anayasasının değiştirilerek yeni anayasa yapılması olmaz sa olmazdır. Herkes ortak bir çaba içine girmelidir ve çabanın da sonuç alınması gereklidir. Tek bir etnik kimlik anayasada vurgulanmamalı. Türk, Kürt,
Alevi, Çerkez yani herkes kendini anayasada görmeli. Hazırlanacak yeni anayasada demokrasi, özgürlükler, kültürel kimlik problemi ilelebet kaldırılmasını diliyorum” dedi.
“HERKESİN HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE İHTİYACI VAR”
Gazetecilerin eski
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ’un tutuklanarak cezaevine konmasıyla ilgili düşüncelerini sorduğu Baydemir şunları söyledi. “Bütün samimiyetimle söylüyorum. Herkesin hukukun üstünlüğüne, temel hak ve özgürlüklere ihtiyacı var. 1995–2002 yılları arasında İHD’nin kesintisiz yöneticisi ve aktivistiydim. O dönemde birçok temel hak gaspına
imza atanlar başta
yaşam hakkı olmak üzere onların pek çoğunun cezaevinde olduğunu görüyorum. O zamanda ‘herkese özgürlük, herkese hukukun üstünlüğü lazım’ dedik. Ancak hukuk intikam aracı olmamalıdır. Karanlıkta kalan her hak ihlali yeni ihlallerin habercisidir.”
“SENİ DE KAYIP OTOBÜSÜNE BİNDİRİRİZ”
1995–2002 yılları arasında bölgede görev yapan üst düzey yetkililer eliyle gerçekleşen hak ihlalleri olduğunu aktaran Baydemir, ‘İlk kez anlatıyorum’ dediği isim vermeden bölgede
Şırnak Jandarma
Alay Komutanlığı, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı, görevlerinde bulunan Ergenekon tutuklusu Levent Ersöz’ün kendisini ölümle tehdit ettiğini söyledi.
İHD Diyarbakır Şube merkezinde oturduğu sırada odasına gelen kendi tabiriyle ‘Malum traşlı’ bir şahsın ‘sana paşanın mesajını getirdim’ diyerek, ‘Seni de kayıp otobüsüne bindiririz’ mesajını ilettiğini ileri süren Baydemir, “Bende arkamdaki duvarda asılı olan aralarında Musa Anter’in de bulunduğu faili meçhule gidenlerin fotoğraflarını göstererek, ‘Bunlardan değerli değilim git paşana söyle’ dedim. O günden bu güne çok şey değişti. O dönemin
mağdurları şimdi yine mağdur. Zalimler arası
tercih yapılmaya zorlanmamamız lazım. Zalim zalimdir” diye konuştu.
Diyarbakır Surları ile ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunduğu 21 maddelik sunumla ilgili 12 Ocak’ta,
öneri ve taleplerin iletileceği yeni bir koordinasyon toplantısını yapılacağını belirten Baydemir, “Diyarbakır bu projeyle 5 yıl içinde açık hava müzesine getirilecek. Bu proje aynı zamanda bir barış projesi olarak görüyorum” diye konuştu. Baydemir, toplantının ardından gazetecilerle toplu fotoğraf çektirdi.