Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, yeni bir
Oslo görüşmesi olabileceği sinyalini veren Erdoğan, "Şu anda bir zaman meselesidir bu. Görüşmeler her an olabilir. Oslo olmaz da başka bir yer olur. Eğer olması gerekiyorsa olur. Bu adımları atarız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, ATV - A Haber ortak yayınına katılarak gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Terör örgütü PKK ile Oslo'da gerçekleşen görüşmelerin devam edebileceği sinyalini veren Erdoğan, ancak buna karşı taraftaki belirsizliğin engel olduğunu söyledi. PKK'nın İmralı'da başka, dağda başka Avrupa'da başka konuşanı olduğunu söyleyen Erdoğan,
Oslo sürecinde "bu işi burada bitirelim kararlılığı olmamasını da "Çünkü bunlarda karar verici çok fazla" diye yorumladı.
Hükümete Abdullah
Öcalan tarafından gelen bir resmi
mesaj olup olmadığı sorulan Erdoğan,
"Öncelikle terör konusunda tabii ki İmralı'nın bize herhangi bir resmi yazısı vesaire olmaz, bunların hepsi gayri resmidir. Kardeşinin İmralı'ya gidişi malum ve o gidişten sonra bir
basın açıklaması var burada da bazı ifadeleri var. Bu ifadeler de kendilerinin abileriyle görüştürlemediği konusunda. Aslında biz
aile konusunda hep hassasiyetimizi koruduk fakat İmralı'daki
terörist başı ise bunu bir zaman sıcak karşılamadı. Ama bu son olayda özellikle kendileri de herhalde bir teyit almak istedi. Çünkü yalan haber dışarıya salındı, öldüğüne dair bir haber yayılmak istendi tekrar bize ulaşınca
teklif bizde gitsin dedik ve gitti. Böyle bir durum söz konusu değil, ben bundan önceki programlarda da ifade ettim." dedi.
"HABUR SÜRECİNDE SAMİMİYETİMİZ KARŞILIK BULMADI"
Oslo görüşmelerinde samimiyetsiz bir yaklaşım görünce olayı bitirmek durumunda kaldıklarını belirten Erdoğan, "Bununla ilgili olarak bir
Habur süreci bizim samimi yaklaşımımızın karşılığını almadığı bir süreç olmuştur. Biz özellikle BDP'ye buraya bir yığma vesaire yapmayın dedik. Burada biz kapıyı ailesine dönmek isteyenlere açıyoruz ve herhangi bir suçu olmayan varsa herkes ailesinin yanına dönecek. Ama bu ne oldu her zaman alıştığımız kendilerinin miting dediği şeye dönüştü." diye konuştu.
CHP'nin kendilerine geldiğini çözüm konusunda "adımlar atalım bir şeyler yapalım" dediğini anlatan Erdoğan,
"Çözüm çözüm diyorlar attığımız adımları çözüm olarak görmüyorlar, çözüm de getirmiyorlar. Şehitlerimizin tabutlarından nemalanmak isteyenler var ama buna tahammülümüz yok. 1
Ekim'de parlamento açılıyor. Arkadaşlarıma söyledim gruplarını ziyaret edin, teklifi götürün. Aynı yerde misiniz bu çalışmayı yapmaya var mısınız diye soracağız. Yoksalar kamuoyu ile paylaşacağız" dedi. MHP'nin ne diyeceğini bilemediğini ancak kendisinin BDP konusunda aynı yerde olmadığını söyleyen Erdoğan, "Biz dağdakilerle mücadele parlamentodakilerle müzakere edeceğiz dedik. Şu anda BDP ile ben görüşme konusunda eski görüşümde değilim, o zaman açıklama yaptığımda samimiydim ama bunu bitirdiler." diye ekledi.
Gazeteci Erdal Şafak'ın, Kolombiyalı FARC ile hükümetin 8 Ekim Pazartesi günü Stockholm'de terörü sonlandırma adına bir araya geleceklerini ve çözüm olmadan masadan kalkmayacaklarını taahhüt ettiklerini hatırlatması üzerine Erdoğan, "Burada bildiğiniz gibi KCK boyutu var, siyasi kanat
yurtdışında, KCK başı dağda,
terör örgütü başı adada. Böyle bir yapı var. Yurtdışına baktığımız zaman onlarla bizim teröristlerle benzer yanı nedir bunu iyi incelemek lazım. Çıkıp bazen Sri Lanka'daki, ETA veya İRA örnekleri yazılıyor. Onlar gibi bir mücadele deniliyor. Bunlar bizi yanıltmasın, bunlar bizim isabetli adım atmamızı engelleyebilir,
eğer bu işte çözüm olacaksa bir defa terör örgütünün silah bırakması lazım, silah bırakılmadığı sürece burada bir anlaşmanın sağlanması mümkün değil. Sayın (Leyla) Zana randevu talep etti, geldi görüştük. 'Silahlar sussun' dedi. Ben 'silahların susması değil bırakılmasıdır aslolan' dedim.
Miroğlu'nun silahların gömülmesi dediği gibi silahların bırakılması lazım yoksa netice almak mümkün değil." dedi.
Oslo'daki nihai amacı 'Bu olayı bitirmekti' diye açıklayan Erdoğan, "Strasburg'daki gibi 'bu işi bitirmeden çıkmayacağız' kararlılığı yoktu çünkü bunlarda karar verici çok fazla." dedi.
OLAY YİNE İMRALI'YA GİDEBİLİR
Süreci tıkayan sebeplerin sorulması üzerine ise Erdoğan, "Siyasi kanatla müzakereyi bitirmek bizden kaynaklanmıyor. Dağdaki teröristle, parlamentoda ki milletvekilleri sarmaş dolaş olunca bunun ülkedeki yansıması nasıl olur? Şimdi biz aynı zamanda ülkeyi yönetiyoruz ama siyasetçiyiz, bunun halkımın üzerindeki genel izlenimi nedir, bunu ölçmek durumundayız. Yüzde 90 civarında araştırmalarda bu konuyla ilgili tepki geliyor, şimdi biz siyasette müzakere diyoruz onlar inadına gidiyor dağdaki ile öpüşüyor, merhaba dedik diyorlar. Nasıl bir merhabaysa bu artık, madem sen siyasetini yapacaksın gel onu yap ne işin var onlarla? Benim bakanlarım bunların eşbaşkanları ile defalarca görüştüler, bütün bunları yapmamıza rağmen siyasi uzantılarının hiç bir fonksiyonu yok. Ben görüşmeden kaçmam ama ellerinde kullanabilecekleri şuanda ne bir kozları var ne de yetkileri var.
Siyasi uzantının hiçbir fonksiyonu yok, olay herhalde yine İmralı'ya gidebilir." değerlendrmesinde bulundu.
"ÖCALAN'A EV HAPSİNİN VEBALİ ALTINA GİREMEYİZ"
Erdoğan, "Oslo'nun başlaması, İmralı'ya gitmek bunlar bizim için olmayacak şeyler değil ama siyasi uzantının herhangi bir yetkisi yok. Bir netice alabileceğimiz umudu netleşirse diğer adımları yine atarız." dedi. Erdoğan, Öcalan'ın ev hapsine alınmasına ilişkin ise net mesaj verdi:
"Biz böyle bir vebalin altına giremeyiz."
"BÖLGEDE TÜRKİYE'NİN GÜÇLENMESİNİ HİÇ KİMSE İSTEMİYOR"
Terör örgütünün yurt dışından veya başka istihbarat örgütlerinden
destek aldığına ilişkin kendisine ulaşan bilgi olup olmadığı sorulan Erdoğan,
"Bir defa bölgede Türkiye'nin güçlenmesini hiç kimse istemiyor. Çünkü biliyorlar ki güçlü bir Türkiye çekim alanı oluşturacaktır. Çünkü bu milletin genlerinde büyük devlet anlayışı var, biz çünkü Devlet-i Aliyye-i
Osmaniye anlayışı üzerine kurulmuş bir devletiz. Şu anda yaşayanlar arasında böyle bir devlet söz konusu değil, böyle olduğuna göre yeni nesil ile beraber bizim bunun tohumlarını atmamız lazım."dedi.
"NEO OSMANLI FİKRİNE KATILMIYORUM"
Neo-
Osmanlı görüşünün hatırlatılması üzerine bu fikre katılmadığını belirten Erdoğan,
"Osmanlı'nın argümanları çok çok farklıydı, bizim artık güncelleşen bu yeni dünyadaki argümanlarımız çok farklı olacak. Oradan almayacağımız şeyler yok mu var, onları da alacağız tabii ki ama güncelleyerek." şeklinde konuştu.
"EMLAKTA BÜYÜK VURGUN YAPILMIŞ"
"Gayrimenkullerle ilgili herşey bana geliyor, devletin hangi kurumundan hangi kurumuna gidilirken bana gelmenize gerek yok diyorum. Ancak geçmişte belli mahfiller madenlerden diğer alanlara kadar arazileri düşük paralarla elde etmişler bunları da büyük paralarla kiraya vermişler.
Maden alanlarını kiralamışlar, nereden ne kazandıkları belli degil, çok cüzi araziler alınmış, istenilen yerlere verilmiş. Cüzi paralara yerler alınmış, ama amuduyla götürmeye başlamışlar. Devletin gayrimenkullerini öncelikle ele alacağız.
ORDUMUZUN 3'TE 1'İ PROFESYONEL
İleri teknolojiyle donatılmış bir ordunun da konuşulduğunu belirten Erdoğan, "Türk ordusunda asker sayısıda azalıyor.
Profesyonel ordu deniliyor hep ama kimse bilmiyor bizim ordumuzun şuanda zaten 3'te 1'i profesyonel. Biz Hudut birlikleri dedik ama maalesef kimse sınır birliklerinde görev almak gibi birşeye yanaşmıyor, az sayıda talep oluyor onunla yola devam ediyoruz" dedi.