İnternete düşen ses kayıtlarına dün bir yenisi daha eklendi. İddiaya göre bu kez sesin sahibi Balyoz davasının tutuklu sanıklarından Tümamiral Cem Aziz Çakmak. Kayıttaki ses, sağlam kaynaklardan istihbarat aldıklarını, bir sene içinde çıkacaklarını anlatıyor. Kanlı bir rövanştan bahsediyor. Çoluk çocuk demeden intikamın alınacağını söylüyor. İşte söz konusu kayıtta yer alan ifadeler: "Şimdi ben şuna inanıyorum. Bir insanın en zayıf olduğu zaman ne zamandır biliyor musun? Kendine çok güvendiği zaman. En zayıf olduğu zaman o zamandır. Ben bu kadar söyleyeyim yeter. Biz de çok güvendik, ondan zayıftık. Şimdi de aynı hatayı onlar yapıyor."
"Bizde şöyle bir sıkıntı var. 80'den sonra çok değişik bir subay tipi yetiştirdik biz. Menfaatlerine düşkün. Yurtdışı ve görevlere, efendim paşa olmaya, memleket meselelerinden uzaklaşmaya, öğrenmek yerine ne bileyim eşine, komutanın eşine reçel yapıp götürtmeye. O tip insan yetiştirdik. Çok ciddi söylüyorum bunu da. Ve onlar seçildi. Bugünkü sıkıntının sebebi odur. Bizde, Deniz Kuvvetleri'nde biraz daha farklı ama Karacılar'da tamamen böyle. Tamamen böyle. Yani yürekli adam sayısı çok az."
"Ben yalvardım onlara; ne olur bunlara boynunuzu eğmeyin. Yani savunmalarınızda eğmeyin. Ben çünkü 'sayın başkan' falan demiyorum artık. '10. ağır ceza mahkemesi üyeleri' diye bağırıyorum. Ne sayın başkan, ne sayın üyeler. Hiç öyle şey yok bende. Bizim hiçbirimizde yok. Muvazzaf denizcilerin bir tanesi söylemedi. Hepsi 10. Ağır Ceza Mahkemesi. Ve hepsi siyasi konuşma yaptı."
"Şunu söyledim, en sonunda dedim ki: Bu şerefsizlere (mahkeme heyetini kastediyor) sesleniyorum. Onlara bakıyorum ama. 'Dış mihraklara uşaklık eden şerefsizlere sesleniyorum' derken onlara böyle bakıyorum tabii. Kafalarını eğiyorlar böyle. 'Bu koltuklara oturacaksınız, vatana ihanetten yargılanacaksınız' dedim. Hemen salonda başladı şey. 'Atarım matarım' yine hâkim. Bunlar bizi esir aldılar. Kendi vatanımızda esir aldılar onlar bizi."
"Umut, özgürlük savaşçılarının can simidiymiş. Mandela öyle diyor. 29 yıl yatıyor Mandela hücrede. Onun için umudu hiç bırakmayacağız. Bırakmayacağız umudumuz hep olacak. Tabii bu süreç alacak. Daha ne kadar çekeriz bilmiyorum. Ama çok uzun süreceğini sanmıyorum ben de artık. Bakalım kaç kişiyi bırakırlar, bırakırlar mı? Yani olmazsa da iş uzun sürmeyecek artık. Yani aldığımız haberler o yönde bizim. Sağlam kaynaklar. Bunun hesabı sorulacak."
"Ama diyorum işte. Hep de onu söylüyorum. Allah rövanşını göstermesin onlar için. Çünkü biz bir daha böyle bir rövanşta böyle bir hata yapmayız yani. Atatürk isyan olduğu zaman 'çoluğu çocuğu kalmasın götürün, şehri götürün' diyormuş. Adam görüyor yani. Çocuğuna kadar. Bu iş böyle. Kendilerine en güvendikleri zaman, en zayıf oldukları andır."
"BU ÜLKEDEN KAÇACAKLAR, AÇ KALACAKLAR"
"Bir iki sene içerisinde bu manzara tam tersine dönecek. Bak söylüyorum bunu. Dersin ki bunu bir paşam söylemişti dersin. Adamlar kaçacaklar. Bu ülkeden kaçacaklar çoğu. Ve rövanşı çok farklı olacak. Çok kişinin canı yanacak. Yani bunun rövanşında çok can yanacak. Neler var, neler var. Şu anda bizim bildiğimiz neler var. Yani Almanya başka bir şey söylüyor, Amerika başka bir şey. Alman istihbaratı var, CIA var, Mossad var. Onun için onlar şimdi çok büyük çalkantı içindeler. Çoook. Ciddi tıkandılar."
"Bir sürü hesaplaşma olacak. İki sene çok, bir sene içinde. Eğer biz buradan bir çıkarsak bu dışardakilerle çok ciddi bir hesaplaşma olacak. Çok ciddi hem de. İlk şeyimiz ne biliyor musun? Aç kalacaklar. Öyle başlayacak zaten. Bu kadar da boş değiliz yaa."
Bu ülke ancak iç savaşla kendine gelir
Geçtiğimiz günlerde internete, bir başka Balyoz sanığı Tuğamiral Fatih Ilgar'a ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı düşmüştü. Ilgar olduğu ileri sürülen kişi, Cem Aziz Çakmak'ın ifadelerine çok benzer sözler söylüyordu. O da tıpkı Çakmak gibi sağlam kaynaklardan duyum aldıklarını ve bir sene içinde çıkacaklarını anlatıyordu. Söz konusu kayıtta, "Bu bir savaşsa savaş yapacağız. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar. Bu ülke ya ekonomik krizle ya bir iç savaşla kendine gelecek. Bu iki seçenekten bir tanesi kapımızı çalacak. Ondan sonra dönüş yolu orada başlayacak. Dönecek bu rüzgâr." ifadeleri kullanılıyordu.