Balyoz Davası hükümlülülerin eşleri ve çocukları günlerdir
ekran ekran,
gazete gazete dolaşıp mahkemeyi ve kararı
hedef alan açıklamalar yapıyor. Mağdur olduklarını, babalarının ya da yakınlarının haksız yere ceza aldığını savunuyorlar. Suçlamalara
cevap vermek yerine toplumun vicdanına oynuyorlar.
Peki bu
doğal bir tepki mi? Neden bir
darbe davasında avukatlardan çok aileler ekranlarda boy gösteriyor ya da avukatlar da müvekkillerinin çoluk çocuğundan bahsediyor?
Bu kritik sorunun cevabı ODATV'de ele geçen bir belgede. Aslında bu bir plan. Balyoz ve Ergenekon'u sulandırma planı.
Plan Karartma, inkar ve sulandırma olmak üzere 3 aşamadan oluşuyor. İlk 2 aşama şu ana kadar harfiyen uygulandı. Şimdi sıra 3. aşamada. Ve Açıkça davalar aleyhte sonuçlanırsa neler yapılacağı anlatılıyor. İşte o hamlelerden biri...
Aileler ekranlarda tıpkı planda anlatıldığı gibi konuşuyor. Bir başka hamle de başı ezilmek istenen milletin vicdan sahibi olmasından faydalanmak üzerine... Bu millet mazlumun yanındadır, işleyin deniliyor.
Milletin mazlum ve
mağdurun yanında olduğunda şüphe yok. Ancak eldeki veriler, bütün bu taktiklere rağmen vatandaşın Balyoz
sanıklarına pek inanmadığını gösteriyor. Zira ekranlara en sık çıkarılan sanık yakını Çetin Doğan'ın eşi. Ve Doğan bütün desteklere ve çabalara rağmen
milletvekili adayı olduğu seçimde sadece 9 bin kişiden oy alabildi.