Ergenekon terör örgütü soruşturması çerçevesinde bir süre
Silivri Cezaevi'nde kalan
Yalçın Küçük, çıktıktan sonra bir dergiye şöyle demişti: "Silivri'de duyduğum, Mustafa
Balbay arkadaşımızda çok fazla bilgiler bulunmuş. Ve yine cezaevinde duyduğum, bunların bir kısmının ordu tarafından verildiğini, bir kısmını da oradaki tanıdık subaylardan elde ettiği...
Bunu da
Genelkurmay Başkanı Paşa Hazretleri'nin çok hoş karşılamaması ihtimal dahilindedir. Abartmayalım; Balbay arkadaşımızın şube deneyimi zamanla artacaktır...
Umut etmiyorum."
Yalçın Küçük, ilginç bir isim. Abdullah Öcalan'a yönelik operasyonu PKK'lılara haber veren biri. Ne yapmak istediği sonradan anlaşılıyor. Mesela, yukarıdaki sözleri... "Balbay arkadaşımızın şube deneyimi zamanla artacaktır..." Bu sözü nasıl yorumlamak gerekiyor? 'Cezaevi sakinleri Balbay'ı bekliyormuş' diyebilir miyiz? Yine aynı röportajda,
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Balbay'dan rahatsız olduğu ve bu sebeple akreditasyonunun iptal edildiği ileri sürülüyordu.
Bir gazetecinin tutuklanması hoş bir görüntü değil. Fakat bu ülkede hukuk karşısında kimse de dokunulmaz değil.
Mustafa Balbay'ı değerlendirmek için
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün kaydettiği konuşmalara bakmak lazım. O konuşmalarda Balbay, diğer gazetecileri Ergenekonculara gammazlıyor. Mesela,
Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin'i "tam Amerikancı" diye şikâyet ediyor.
Tayfun Talipoğlu için demediklerini bırakmıyorlar. Bunlar basına yansıyanlardan en hafifi. Biliyorsunuz, Ersöz önce Rusya'ya kaçtı. Sahte kimlik ve kaçak yolla ülkeye girdikten sonra yakayı ele verdi. Silivri'ye gitmesi gerekirken bir yolunu bulup 'GATAkulli' yaptı.
Ergenekoncuların askeri
tahrik etmek için her yolu denediği biliniyor.
Nokta dergisinin yayınladığı 'Darbe günlükleri'ne göre
Türkiye, 2004 yılında iki
darbe atlatmış. Bu darbelerin hazırlığı 2003 yılına dayanıyor. Balbay'ın
Mayıs 2003'te yazdığı ve
Cumhuriyet Gazetesi'nin
manşet yaptığı 'Genç subaylar tedirgin' haberi, bu çerçevede yeniden okunabilir. Habere göre, dönemin Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ı uyarıyor: "Bazı AKP milletvekilleri, orduyu yıpratmak isteyenleri cesaretlendiriyor. Huzursuzuz, rahatsızız." 'Ne var bu haberde?' diyebilirsiniz. Bu haber yalan. Özkök Paşa, bir hafta geçmeden haber için tarihe geçecek söz sarf etmişti: "Çok ağır olacak; ama lanetliyorum."
Hilmi Özkök'ün lanetini almamak gerekiyormuş.
ALİ AKKUŞ-ZAMAN