Başbakan, Hasan Iğsız'ın
Kara Kuvvetleri Komutanı olmasına direnince
Org. Başbuğ da
Jandarma Genel Komutanı'nı istifaya zorlayıp rest çekti
Yüksek
Askerî Şûra toplantısının ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanmasına kesin gözüyle bakılan Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral Atila Işık'ın
emekliliğini istemesi gündeme
bomba gibi düştü. Herkes Orgeneral Işık'ın bu ani kararın perde arkasında neler yaşandığını merak ediyor. Dün Karargâh'ı çok yakından bilen bir haber kaynağımla, emeklilik dilekçesinin perde arkasını ve
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un tutumunu konuştum. İşte Ankara'da yaşananlar:
Emeklilik formülü nasıl gündeme geldi
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'ın, Orgeneral Hasan Iğsız'ı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atamamasının ardından
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ gece geç saatlerde Karargâh'ta orgenerallerle biraraya geldi. Genelkurmay 2'nci Başkanı Orgeneral
Arslan Güner, 1.
Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'la birlikte durum değerlendirmesi yaptılar.
İddialara göre Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
YAŞ kararlarıyla yıprandığını belirterek, hükümete bir
cevap verilmesi gerektiğini söyledi. Bunun için Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık'ın emekliliğini istemesi formülü gündeme getirildi.
Yine iddialara göre üç
komutan,
Kara Kuvvetleri Komutanı olmayı bekleyen Orgeneral Işık'a emeklilik dilekçesi vermesi için
baskı yaptı. Baskı gece geç saatlere kadar sürdü ve baskılardan bunalan Orgeneral Işık'ın, sabah saatlerinde emeklilik dilekçesini vereceğini söylemesiyle toplantı sona erdi.
Restin amacı neydi
Orgeneral Işık'ın emeklilik dilekçesi vermesi neden bu kadar önemliydi? Genelkurmay Başkanı Başbuğ, bu restiyle neyi amaçlamıştı?
Karargâh'ı yakından bilen haber kaynağım, Başbuğ açısından bu işin tamamen “duygusal” nedenlerden kaynaklandığını belirtip, perde arkasındaki planları anlatmaya başladı.
Başbuğ, 2013'te Genelkurmay Başkanı olması beklenen 2. Ordu Komutanı Orgeneral
Necdet Özel'in önünü kesmeyi amaçlıyordu. Orgeneral Işık'ın emekliliğini istemesiyle, Necdet Özel Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gelecek ve burada iki yıl kaldıktan sonra 2012 yılında emekli olacaktı.
Orgeneral Özel'in 2012 yılında emekli olmasıyla birlikte iki ismin
Genelkurmay Başkanlığı için önü açılacaktı. Bunlardan biri hakkında
Ergenekon soruşturmasında belgeler bulunan Orgeneral
Bekir Kalyoncu diğeri ise şu an Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Aslan Güner'di.
Başbuğ kendisini koruyor
Peki bu iki isim Başbuğ açısından neden bu kadar önemliydi?
Haber kaynağım, devam eden üç davaya bakılması gerektiğini, Başbuğ'un bu son hamleleriyle kendisi açısından süreci tersine döndürmeye çalıştığını iddia ediyor.
Biraz açmasını istediğimde de “Başbuğ soruşturmalara dahil olup, tutuklanmaktan korkuyor” diyerek ayrıntıya girmeye başladı:
“
İnternet Andıcı,
İrticayla Mücadele
Eylem Planı ve
Cemal Temizözü'ün yargılandığı
faili meçhul cinayetler davası Başbuğ açısından önemli. Faili meçhul davasında Başbuğ o dönem 7. Kolordu'da görevliydi.
Faili meçhuller yaşandığı dönemde Hasan Kundakçı'nın yardımcısıydı. ‘İnternet Andıcı'nda, Orgeneral Hasan Iğsız'ın parafının hemen yanında bulunan “Sayın komutana arz” yazısıyla Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un kastedildiği net. İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı
Albay Dursun Çiçek'in tek başına yaptığına çocuklar bile inanmaz. Bunları Başbuğ da bildiği için sıranın kendisine geleceğini düşünüyor ve ön almaya çalışıyor.
Hükümet, Başbuğ'un restine restle karşılık verecektir. Başbuğ direnmeye devam ederse hükümet kendisini emekliye sevk edebilir. Orgeneral Atila Işık'ın da emeklilik dilekçesini hükümet kabul etmeyebilir. Ankara'da bugün itibariyle konuşulan bu.”
TARAF