İnsan Hakları Derneği (İHD)
Mardin Şubesi’ne başvuruda bulunan Fatma Tunç, on yıl önce kaçırılan eşinin
Kızıltepe Katarlı köyünde bulunan su
kuyusunun içinde olabileceğini söyledi. Savcılık kararıyla yapılan araştırmada kuyudan insan
kemikleri çıkınca, yakınları kaybolan 14
aile de savcılığa başvurarak bulunan kemiklerin araştırılmasını istedi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen kemiklerin DNA ile kime ait olduğu belirlenecek.
10 yıl önce kaçırıldı
Ergenekon’un kara kutusu
Tuncay Güney’in dillendirdiği ve
Taraf’ın dün gündeme getirdiği asit çukuruna atılan çok sayıda
Kürt ile ilgili iddilar gündemdeki yerini korurken, Mardin Kızıltepe Katarlı Köyü’nde açılan bir kuyudan üç insana ait kafatası ve kemikler çıktı. Fatma Tunç, 1994’te Kızıltepe’ye bağlı Kengerli köyünde ikamet ettiklerini, 1994’ün
Ramazan ayına üç gün kala,
akşam saatlerinde sarı ve beyaz renkli iki plakasız arabanın evinin önünde durduğunu söyledi. Arabadan inen maskeli ve silahlı kişilerin evin her tarafını sarıp ateş açtıklarını ve eşi Yusuf Tunç’u zorla arabaya bindirdiklerini ve o zaman 40 yaşında olan eşinden haber alamadıklarını söyledi.
Yardım istedi, Savcılık el koydu
Eşinin neden kaçırıldığını bilmediğini anlatan Fatma Tunç, 2004’te İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesi’ne başvurarak
yardım talebinde bulundu. Bu yılın Temmuz ayında tekrar İHD Mardin Şubesi’ne başvuruda bulunan Fatma Tunç eşinin cesedinin Kızıltepe Katarlı köyünde bulunan su kuyusunun içinde olabileceği yönünde duyumlar aldığını ve bu kuyunun açılması için gerekli hukuki girişimlerin başlatılmasını talep etti. Dernek yöneticilerinden Avukatlar
Erdal Kuzu ve Hüseyin Cangir’e vekalet veren Tunç’un talebi avukatlar vasıtasıyla Kızıltepe
Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi. Başvuruda söz konusu kuyunun açılması, içinde
ceset çıkması halinde DNA eşleştirilmelerinin yapılması talep edildi.
Kuyudan insan kemikleri çıktı
Kızıltepe Savcılığı da 17
Ekim 2008’de kuyunun açılmasına karar verdi. Aynı gün Kızıltepe
Cumhuriyet Savcısı, Jandarma
olay yeri inceleme ekibi ve
Bektaş Karakolu’ndan bir grup askerle kuyu sabah saat 11.00 civarında açıldı. Kuyuya inen
işçi, kuyu ağzına yaklaşık olarak yedi metre mesafede bulunan ve kuyunun kenarında bulunan bir oyukta sırt kısmı dışarıda olacak şekilde üzerinde
elbiseleri bulunan bir ceset buldu.
Çuval içinde yukarı çekilen cesedin ilk incelemesinde elbiselerin bozulmamış olduğu görüldü. Cesedin üstünde
siyah bir pantolon, siyah çorap, kadın terliği ve üstünde koyu sarı renkli bir kazağın olduğu ve ayrıca kafatasının olmadığı görüldü. Kuyuya ikinci sefer inen işçi, kuyu tabanında iki kafatası,
terlik ve bozulmamış elbiseler çıkarttı. Aynı gün saat 16’ ya kadar devam eden çalışmalarda iki kafatası ve kemik parçalarının yanı sıra elbise, terlik ve köpeğe ait olduğu tahmin edilen kemik parçaları çıkartılırken kazılan yerde yeni bir cesede ait olabileceği izlenimi verecek kemik parçasının bulunmaması neden ile çalışmaya son verilerek kuyu kapatıldı.
İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu, “Elde edilen
deliller
savcılık tarafından
hazırlık soruşturmasına delil olarak konulmuştur” diyerek, “Kızıltepe Cumhuriyet Başavcılığı tarafından hazırlık soruşturması devam etmektedir” dedi.
14 kayıp yakını başvurdu
Tunç, gerçekleştirilen işlemler ve elde edilen sonuçların
faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için bir umut niteliğinde olduğunu, nitekim 14 ailenin de kendilerine başvurarak cesetlerin kendilerine ait olabileceğini söyledi. Cesetlerin adli veya politik nedenlerle kuyuya atılıp atılmadığının henüz belirsiz olduğunu, ancak köyün boşaltıldığı tarihlerin bölgede yoğun faili meçhul cinayetlerin yaşandığı döneme denk geldiğini anlattı. Kuzu, çıkarılan kemiklerin ve kafatasının İstanbul
Adli Tıp Enstitüsü’ne gönderildiğini ve DNA ve resimleme çalışmasıyla cesetlerin kime ait olduğunun bulunacağını ifade etti.
Taraf