PKK ise
Gülen Hareketi'nin
Kürt karşıtı olduğunu ve
Diyarbakır,
Ağrı,
Hakkari gibi şehirlerdeki yapılanmalarıyla Kürt çocuklarını Türkleştirmeye çalıştığını ileri sürüyor.
Birbirinin tam zıddı gibi algılanan / algılatılan bu iki cenahın
Gülen Hareketi'ni
hedef göstermekte birbiriyle yarışması hiç şaşırtıcı değil.
Zira bu iki cenah birbirini besliyor ve Gülen Hareketi onların 'diyalektik' çarkına çomak sokuyor.
Ulusalcılar PKK'sız yapamaz;
Kürt meselesi daima ve yalnızca şiddetle beraber anılmalı ki, çark dönmeye devam etsin.
PKK'nın varoluşu da ulusalcı zihniyetin bekasıyla kaimdir; Türklerin Kürt meselesine bakışında '
tayin edici unsur' daima ulusalcılık olmalı ki, çark dönmeye devam etsin.
Gülen Hareketi bölücü değil birleştirici ve bunu ulusalcılar da biliyor; zaten onun için köpürüyorlar.
Gülen Hareketi Kürt karşıtı değil Kürt dostu,
Kürtlerin Türkleştirilmesine değil Kürt kimliğinin ihyasına
hizmet ediyor ve bunu PKK da biliyor; zaten onun için köpürüyor. (Gülen Hareketi "Türklük gurur ve şuuru"nu vazeden bir hareket olsaydı, PKK bundan büyük memnuniyet duyar ve kendini emniyette hissederdi.)
Kürtleri Kürt olarak tanıyan ve Türklerle Kürtler arasındaki din kardeşliğini adil bir zeminde ihya etmeye çalışan, Kürtlerin hukukunu
sivil ve barışçı yollarla savunan, hem ulusalcıların "
kart kurt" edebiyatını hem de PKK'nın şiddet yolunu reddeden ve takip ettiği bu orta yolla Türkiye'nin doğusuyla batısını hem ulusalcıların hem de PKK'nın fikriyatına mugayir yeni bir anlayışla kaynaştırma istidadı gösteren Gülen Hareketi, elbette ki iki ateş arasında kalacaktı.
Diyarbakır'da, Ağrı'da, Hakkari'de, Erbil'de, Dohuk'ta, Selahaddin'de Kürt'ün hakkını Kürt'e vererek selâmı yayan HİZMET erlerine bu iki ateş arasında Cenâb-ı Hakk'tan selamet diliyorum.
Barış gazaları
mübarek olsun.
HAKAN ALBAYRAK-YENİ ŞAFAK