Ana
yasa hukuku alanında tek referans
organ olan
Venedik Komisyonu, '
Avrupa standartlarına uymayan, keyfî ve sistematik
kapatma davalarının' sona ermesi için Ankara'ya yasa değişikliği çağrısı yaptı.
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) önceki günkü
raporunun ardından dün de
Avrupa Konseyi,
Türkiye'ye tarihinin en sert siyasi
parti kapatma uyarısında bulundu.
Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi'ne bağlı
Venedik Komisyonu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın parti kapatma talebiyle dava açmasına yönelik kriterlerinin Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesini istedi. Komisyon, dün kabul ettiği bir raporda, Türkiye'deki parti kapatma davalarının demokratik düzeni
kontrol etmek amacıyla değil 'keyfî' nedenlerle açıldığını vurguladı. "Türkiye'de siyasî partilerin kapatılması" başlıklı raporda, kapatma davalarının, Avrupa ülkelerindeki istisnai uygulamaların tersine, 'sistematik ve düzenli' bir şekilde açıldığı kaydedildi.
Anayasa'nın siyasî partilerle ilgili hükümleri içeren 68. ve 69. maddelerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve
siyasi partilere ilişkin Venedik Kriterleri'yle uyumlu olmadığına dikkat çekilerek Ankara'ya, bunları değiştirmesi çağrısı yapıldı. Komisyon raporunda, 2001'de gerçekleştirilen reforma rağmen Türkiye'deki Siyasi Partiler Yasası'nın tamamının söz konusu kriterlere aykırı olduğunun da altı çizildi. Zaman'a konuşan Avrupa Konseyi kaynaklarına göre rapor, bir ilk olma özelliği taşıyor. Zira, anayasa hukuku alanında tek referans olarak kabul edilen Venedik Komisyonu, ilk kez bir resmî raporunda
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Avrupa standartlarıyla uyumsuz olduğunu açıkladı. Avrupa Parlamentosu'nda önceki gün kabul edilen Türkiye raporunda da, kapatma davalarından duyulan endişe dile getirilerek, öncelikli olarak yasal değişiklik yapılması istenmişti.
Raporda, Türkiye'deki mevcut siyasi partiler yasasının Avrupa'nın diğer ülkelerine kıyasla "daha az demokratik kontrol amaçlı, daha çok keyfi" kararlar vermeye yönelttiği belirtildi. Ayrıca, Türk savcıların parti kapatmaya ilişkin yasalara sistematik bir şekilde başvurmasının, Avrupa'nın hiç bir ülkesinde benzeri görülmeyen bir gelenek olduğu kaydedildi. Bir çok Avrupa Konseyi üyesi ülkede parti kapatmaya ilişkin yasaların kağıt üzerinde bulunduğu ve uygulanmadığı hatırlatılırken, "Bu durumun, Türkiye'de parti kapatma kararlarının olağanüstü durumlarda başvurulan bir yöntemden daha çok yapısal ve aktif bir yöntem olarak kullanıldığını ortaya koyuyor." ifadeleri kullanıldı. Rapor, Türkiye'de siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili en temel sorunun, kapatma gerekçesiyle dava açma ve kapatma kararı verilmesi için yeterli görülen şartların 'eşiğinin çok düşük ve afaki' olduğunu vurguladı. Komisyona göre, bu durum, Avrupa'nın demokratik standartlarından sapılmasına ve Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal etmesine yol açıyor. Venedik Komisyonu, Anayasa'nın siyasi partilere ilişkin 68 ve 69. maddelerinin ve siyasi partiler yasasının 'bütünüyle' AİHS'nin 11. maddesiyle uyumsuz olduğuna hükmetti. Ayrıca, Avrupa'nın siyasi partiler alanındaki demokratik standartlarını belirleyen Venedik Kriterleri'ne de ters olduğunu bildirdi. Komisyon, yasal reform konusunda Türk hükümetinden bir talep gelmediği sürece somut
tavsiyelerde bulunamayacağını belirtti. Ancak, yapılacak yasal reformlarda temel hedefin "parti kapatılmasına ilişkin kriterleri sıradan olmaktan çıkarıp istisnai hale getirilmesi" olduğu vurgulandı. Komisyon, Anayasa'nın 68. maddesinin 4. paragrafında yer alan "Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,
insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz;
sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini
teşvik edemez." maddesinin değiştirilmesini ve kısıtlanmasını öneriyor. Benzer şekilde, Siyasi Partiler Yasası'nın tamamının Venedik Komisyonu Kriterleri'ne uyumlu bir şekilde yeniden ele alınmasını tavsiye ediyor.
Ayrıca, Venedik Komisyonu, 2001'de siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran yasal reformun önemli bir adım olduğunu; ancak Türkiye'deki partileri koruma düzeyinin Avrupa'nın ortak demokratik standartlarına ulaşmaktan uzak olduğunun altını çiziliyor.
Türkiye acilen anayasal reformları gerçekleştirmeli
Oylamanın ardından Zaman'a konuşan
raportör Frederik Sejersted, parti kapatmanın Türkiye'de bir gelenek haline geldiğini söyledi.
Oslo Üniversitesi
öğretim üyesi ve anayasa hukuku profesörü olan Sejersted, "Rapor, parti kapatma alanında Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki farkı ortaya koymayı hedefliyor. Avrupa'da kapatma tedbiri içeren yasalar neredeyse hiç uygulanmazken, Türkiye'de parti kapatma artık bir gelenek haline gelmiş durumda. " ifadelerini kullandı. Türkiye'de son yıllarda önemli demokratik reformlara
imza attığını hatırlatan Sejersted, "Ancak, Siyasi Partiler Yasası'nda son yıllarda yapılan değişikliklere rağmen Avrupa standartları yakalanabilmiş değil. Venedik kriterlerine uyum sağlanması için bu alanda bir reform gerekiyor. Ayrıca, mevcut Siyasi Partiler Yasası'nın bütünüyle gözden geçirilmesi şart. " ifadelerini kullandı. Frederik Sejersted , AK Parti'ye açılan kapatma davasının ardından Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Venedik Komisyonu'na yönelik talebi üzerine söz konusu raporu hazırladıklarını da kaydetti.
Venedik Komisyonu nedir?
Venedik Komisyonu, Türkiye'nin de üye olduğu Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi'nin anayasa hukuku konularındaki danışma organı olarak biliniyor. Türkiye dahil 51 devletin temsilcisinin bulunduğu Komisyon, 1990 yılında kuruldu. Üyeler, anayasa hukuku ve uluslararası hukuk alanında uzmanlaşmış akademisyenler, yüksek
mahkeme ya da anayasa mahkemesi üyeleri ve ulusal parlamentolardaki milletvekillerinden oluşmakta. Komisyonda Türkiye'yi
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Ergün Özbudun temsil ediyor. "Venedik Kriterleri" olarak adlandırılan ve siyasal partilerin yasaklanmasına ilişkin tedbirlerin belirlendiği
belge, Venedik Komisyonu'nun hazırladığı en önemli rapor olarak kabul ediliyor. 2000 yılında açıklanan Venedik Kriterleri, tüm Avrupa Konseyi ülkelerinde siyasi partiler yasası alanındaki referans metin olarak biliniyor.