2003’te Er
uygur’u arayan
Baykal “Sizde bir sarsılma var” diyor.
Kuvvet komutanları Baykal’a ayrı ayrı, “Siz yüzde 65’siniz. Mücadeleye devam” mesajı veriyorlar
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan
Cumhuriyet Gazetesi
Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay’ın günlüklerinin 4. bölümünde,
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal’ın 23
Nisan 2003 tarihindeki olaylı resepsiyonla ilgili
emekli Orgeneral Şener Uygur’la yaptığı görüşme notları da yer aldı. Günlüğe göre Baykal
Eruygur’a “Sizde bir sarsılma var” dediği, Eruygur’un ise “Olur mu canım,
Atatürk’ün partisi sen oraya nasıl gideceksin... Şimdi bir dönem başladı denebilir. Bundan sonra uygun platformlarda gereken şeyler söylenir. MGK da da gereken söylenecek, MGK iyi geçecek. Tek neden
türban değil” ifadesini kullandığı ortaya çıktı.
Perşembe Grubu yemekte
(14
Kasım 2002 tarihli görüşme notu)
Mini ehli dil... gazi orduevinde. Şenel, Artuk, Aydın,
Erdal,
Önal... (
Genelkurmay Adli Müşaviri
Tümgeneral Erdal Şenel, TRT Genel Müdürü
Yücel Yener,
Adalet Bakanlığı Danışmanı Engin Aydın, KİT Komisyonu Başkanı Birkan Erdal) Ev sahibi Şenel, ben çok karamsarım dedi devam etti ben
Türkiye Cumhuriyeti askıya alınmıştır diyorum. Karamsarım. Çok karamsarım. Bunlar başlangıçta ılıman gelecekler, sonra usul usul girecekler. Kadrolaşacaklar.
Fethullah iktidarda... Bunlar ekonomide de başarılı olur. Yastık altındaki paraları çıkarırlar, yeşil sermayeyi getirirler... Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedik ama, boşunaymış. CHP de umut vermiyor... Aynı gün Yarbay Mehmet,
Büyükanıt’la görüşmeyi anlattı... Tek Cumhuriyet kaldı demiş bilgi notları sadece bize.”
Eruygur: Baykal aradı
(25 Nisan 2003 tarihli Eruygur-Balbay görüşmesi)
İyi oldu katılmamamız iyi oldu ama, neler çektik, sorma... O gün Baykal’ı aradım. Sonra o beni aradı. ‘Sizde bir sarsılma var’ dedi, ‘ben yok’ dedim. Derken onlar da öyle davrandı. Olur mu canım, Atatürk’ün partisi sen oraya nasıl gideceksin... Şimdi bir dönem başladı denebilir. Bundan sonra uygun platformlarda gereken şeyler söylenir. MGK’da da gereken söylenecek, MGK iyi geçecek. Tek neden türban değil. Ama bunlar ona indirgiyor. Yahu bunlar seks manyağı mı? Kadını görünce akıllarına hemen açık-kapalı yerleri geliyor. MGK de, millet affetmeyecek, ne demek (Erdoğan söylemişti) onu da soracağız işimiz zor ama, bunlarla mücadele edeceğiz. Resepsiyona 5-6 kişinin türbanlı gelmesi isteniyor. Onlar emir almış gibi türbanlı geliyor...
(13 Ocak 2003 tarihli görüşme / Balbay-Eruygur görüşmesi)
Baykal, komutanlarla ayrı ayrı görüştü. Bunların kafasının bir tarafı çürümüş. Bunların normal olması, normal kararlar vermesi mümkün değil, olamaz... Baykal’a da söyledik., siz yüzde 65’siniz dedik... Bunlarla yılmadan mücadele. Biz jandarmaya gönderdiğimiz dergide çağdaş bir hayat için mücadele ediyoruz.
Çetin Paşa’nın silahı çaprazda
Çetin Paşa (Dönemin 1.
Ordu Komutanı) Aktüel’deki yazıyı okuduktan sonra demiş ki ‘Ameliyattan önce tabancam yan tarafımdaydı. Şimdi çapraz tutuştayım.’ O hazır. Onunla ilgili gidişte bir sorun yok. Ameliyattan hemen önce
İzmir’de oturduk komutanlarıyla konuşmak, toplanmak üzere
hazırlık yaptı. Orada yapacağı konuşmayı hazırladı. Bunu bilgi olsun diye, Genelkurmay’a da gönderdi.
Yaşar Paşa bir üste iletmedi. Konuşması ağırdı. Türkiye böyle gitmez, hükümet bu işi götüremiyor, türündeydi... Kesin konuşmayı yapacaktı
Aytaç Paşa (
Aytaç Yalman) yap demiş..”
<
Krize götüren süreç
2002 yılının Kasım ayında 10. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer yaptığı bir konuşmada “Kadınlar kamusal alanda başörtüsü takamaz” dedi. Sezer’in bu çıkışının ardından Dönemin
Meclis Başkanı
Bülent Arınç’ın eşi
Münevver Arınç başörtüsü taktığı için resmi devlet törenlerine eşiyle birlikte katılamadı. Münevver Arınç’ın başörtüsü uzun süre “rejim-
laiklik “ekseninde tartışıldı. Tartışmaya CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve dönemin
Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Sezer’e
destek vererek katıldılar.
Mehmet sakin, başı yarı öne eğik, yakasında Atatürk rozetiyle gelir. Rozetin alt kısmı uniformasal çizgilidir. Beyaza çalan gri saçları
Ediz Hun gibi taranmıştır. Kısık sesle fısıldar gibi konuşur kaygılıdır.. Bizi en büyük başkanımız der, bizim gibi düşünmüyor. Durum ciddidir.
- Sadece o mu?
Evet sadece o diyebiliriz. Bir de üçüncü
arkadaş var. Sessiz kalır o kadar. Ötekiler sağlam. Deniz gidiyor. Onun için bir şey demeyebilir. Ama bize karada, havada olumsuzluk yok
- Nedir durum?
Biz öyle sanıyoruz ki, onu etkilediler.
Avrupa’da çok kaldı oradan etkilendi. Bir de buradaki muhafazakarlardan etkilendi. Biz önüne durumu koyduğumuzda hafif gülümsüyor. 97-98’lerde de önüne bir şey koyduğumuzda içimizdeki bu durumlarla değil de etrafımızda öyle alanlarla ilgilenin. İçimizdekiler de bunu anlarlar, azalırlar derdi.
Hava, kara sağlam tek sorun Özkök
- Değişmezse ne yapacaksınız?
Değişme olasılığı yüzde 50’nin altında. Öyle düşünüyoruz. Ama değişik gayretlerle olabilir diyoruz. Mesela o yazsa diyoruz. Durumu anlatsa diyoruz. Sallanır burası. Bizim takvimlememiz marta kadar. Martta bunların gerçek yüzleri de ortaya çıkacak. O zamana kadar değişmezse bir değiştireceğiz. Ya değişecek ya gidecek. Biz başkanla ters düşersek kötü olur. Mesela emekli olur. Bu da hoş olmaz ama, böyle devam edemez.
- Yalnız mı?
Evet
evet. Örneğiz bir haber vardı, o haber. Yalanlanır denen haber. Kim verdi bunu bulun demiş. Telefon etmelerini istemişler, o
telefon edilmedi. Bizi en çok rahatsız eden Kasımın ziyareti. KASIM yanında emekliyle gelmiş. Olacak şey değil. dayatıyor... Durumu bildiği için yaptı. Biz bunun yerine birincinin olması için çaba harcamıştık, olmadı. AHNEC (A. Necdet Sezer) olmaz dedi, geleneklere uygun değil dedi.
- Ayrılanlar ne düşünüyor?
Bir tek ÇEBİR (
Çevik Bir) var. Onun dışında olumsuzluk yok. O da
Amerika’ya gitti. Sonra 13-14 Avrupa ülkesine gitti. Hepsine KASIM iyidir dedi. Destekleyin dedi. Ama ötekiler çok iyi hatta başkana
mektup yazdılar. Böyle davranma dediler. Özü genli bir başkan da aynı şekilde yazdı. Ötekiler de yazdı. Ama dinlemiyor
- ÇEBİR neden böyle bir davranış içinde olmuş olabilir?
Bu konuda siz ne düşürünsünüz. Biz tam çözemedik. Herhalde ona öyle dediler
- Burada Doğanlara ne dersiniz?
Onlar olumsuz. Bu açık. Hatta doğrudan 100 milyon dolar aldıkları yönünde bilgi var.
- Peki marta kadar başkanın olumsuzluğu devam ederse ne yapacaksınız?
O zaman Ege
denizinden başlayıp konuşacaklar.
Organize bir durum yokmuş gibi.
- Yanki (ABD) ne yapar?
Onlar çok kararlı. Bunu biliyoruz. Kesin Iraklayacak. Ama bir ay, ama iki ay, ama üç ay, ama bir yıl. Mutlaka ve buraya yerleşecek. Adamlar limanları istiyorlar.
İskenderun,
Trabzon... Trabzon’dan
Gürcistan’a vaziyet eyleyecekler. Şimdi
Ermenistan’ı
Rusya’dan ayırmaya çalışıyorlar. Sonra
İran’ı parçalayacaklar. Bize oradaki Azeriler sizin olur ya da Azerilere bağlarız. Bizi 7-8 yıl öncesine kadar bölmek ve
Kürdistan’ı kurmak istiyorlardı. Şimdi bunu gereksiz görüyorlar. Ama
Almanya’nın derdi yine bu.
Vecdi
Gönül’e tepki
Bizim en büyük kaygımız başkan. Kasım derse ki, başkan bakana bağlansın belki de evet der. Bunu kabul edemeyiz. İşte o zaman kopar. Geçen gün Vecdi Gönül geldi. Başkanı ziyarete. 20 GENPA vardı. Hiçbiri yüzüne bakmadı. Çok bozuldu.
Tempo24 hakkında soruşturma
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle Tempo24 hakkında soruşturma başlattı. Bu arada Balbay’ın günlüklerini yayınlayan Tempo24 sitesi,
pazartesi günü açıklama yapacağını duyurdu. Sitede yer alan bilgi notunda, “Günlüklerin nasıl yayımlandığı, hangi ölçütlerle hareket edildiği okurlarımıza duyuracağız” dendi.
TARAF