Bitlis'in en güvendiği komutanlar arasında gösterilen ve
terör örgütünün suikastı sonucu şehit edilen
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da Bitlis'in heyetinde yer aldığı görülüyor.
Dönemin
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in 1992 yılında
Fransa'ya yaptığı ziyarette, heyette bulunan bir isim dikkatlerden kaçmıyor; Tuğgeneral Bahtiyar Aydın.
Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Bitlis Paşa'nın şehit olduğu 17
Şubat 1993'teki olaydan 7 ay sonra 22
Ekim 1993 tarihinde suikast
silahı Kanas ile şehit edilmişti. Bahtiyar Aydın'ın, kendisinden 7 ay önce şehit olan Bitlis'in en güvendiği komutanlardan biri olduğu bir süre önce gündeme gelmişti.
Görüntülerde Fransa
jandarmasının toplumsal olaylara yönelik yaptığı tatbikatını da izleyen Eşref Bitlis'in ziyareti tüm detayları yer alıyor. Cihan Haber Ajansı'nın elde ettiği görüntülerde; Eşref Bitlis'e kılıç
hediye ediliyor. Oldukça samimi geçen görüşmelerde Bitlis Paşa da,
Fransız yetkiliye semazen maketi hediye ediyor. Ziyaret süresince Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın Bitlis'in yakının bulunması dikkatlerden kaçmıyor. Ziyarette ayrıca Türk heyeti, Fransız jandarmasının toplumsal olaylara müdahaleyi içeren tatbikatı izliyor. Bitlis Paşa'nın eşi Şükran Bitlis de, Fransa ziyaretine eşlik ediyor.
-UÇAK DÜŞMESİNE İLİŞKİN ÇELİŞKİLİ RAPORLAR-
Eşref Bitlis'in uçağının 1
7 Şubat 1993 yılında
Ankara Yeni Mahalle Posta İşletme Merkezi'ne düşmesine, 03
Nisan 1997 tarihli
TBMM Susurluk Komisyon Raporu'nda geniş yer ayrılmıştı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kaza
Kırım ve Uçuş Kurulu raporuna göre 10011 numaralı Beechcraft Super Kıng Air B 200
tipi uçağın
buzlanma sonucu düştüğü belirtilmişti. İTÜ
öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetince hazırlanan raporda ise, buzlanmaya ilişkin "yeterli ve tatminkar" bir delilin olmadığı vurgulanmıştı. "Sabotaj ihtimali gözden ırak tutulmamalıdır" denilen Susurluk Raporu'nu hazırlayan
komisyona 18 Şubat 1997 tarihinde ifade veren Hüseyin
Oğuz da, Eşref Bitlis'in, uçağın içine
pilot elbisesi ile sokulan C-4 bombası ile öldürüldüğünü, Bursalı
nöbetçi bir askerin de bunu gördüğünü iddia etmişti.
Hüseyin Oğuz, 19 Ocak 2009 tarihinde
Sabah Gazetesi'nden gazeteci Ecevit Kılıç'a verdiği röportajda da;
Yüksekova çetesini araştırırken sorguladığı
JİTEM mensubu K.B. isimli
PKK itirafçısının "Bahtiyar Aydın'ı bizim arkadaşlar öldürdü." dediğini öne sürmüştü. Oğuz, aynı itirafçının, Eşref Bitlis Paşa'nın öldürülmesinde de rollerinin bulunduğunu itiraf ettiğini iddia etmişti. Aydın Paşa'nın vurulmasına ilişkin yürüttüğü soruşturmadan "Devlet zarar görür" denilerek el çektirildiğini ileri süren Hüseyin Oğuz, Bahtiyar Aydın'ın neden öldürüldüğüne ilişkin soruya, "Çünkü, eroin kaçakçılığıyla mücadele ediyordu. Silah kaçakçılığına da engel oluyordu. Yani rantlarını kesiyordu. Bir de
bölge halkının yanında olan bir generaldi. Halkla iç içeydi. Sürekli halkın
kazanılması gerektiğini söylüyordu. Terörle mücadelenin halkın desteğiyle biteceğini, bunun için de örgüte katılımları engelleyecek önlemlerin alınmasından ısrar ediyordu." cevabını vermişti.. Oğuz, suikastte kullanılan Kanas
marka silahın da, TSK kayıtlarındaki bir silah olmadığını, kaçakçılar aracılığıyla Türkiye'ye sokulduğunu öne sürmüştü.
(CİHAN)