Konu ne imiş?
HSYK ile
Adalet Bakanlığı arasındaki anlaşmazlık yüzünden, hem hakim ve savcıların güz kararnamesi açıklanamamış, hem de
Yargıtay'daki 33 boş üye kadrosu doldurulamamış!
Haberlerin altına, büyük bir itina ile, şu ifade de eklenmiş: “HSYK'daki
kriz, hem üye sayısı azlığından dolayı
heyet kurmakta zorlanan
Yargıtay'ı, hem de atama bekleyen yüzlerce hâkim ve savcının
dosyaları beklemeye almasından dolayı adli yargıyı çalışamaz hale getirdi.”
Sevsinler sizin haber ahlakınızı!
Niye mi böyle söylüyorum..
Anlatayım.
Bu haberin yayınlanma tarihi: 5.1.2010..
İnsanın gazeteci olmasına gerek yok.. Mahkemelerle ufacık bir işi olanlar bile bilir ki, adliyelerde yılbaşından sonra, hemen hemen ilk iki hafta pek
duruşma olmaz.
Mahkemeler şöyle bir geçmiş yıl hesabı yaparlar..
Kaç dosya gelmiş, kaç dosyada karar çıkmış, kaç dosya devretmiş.
Yeni sistemde,
UYAP sayesinde tüm bunlar, birkaç tuşa basmakla çözümleniyor ama..
UYAP'ın tam anlamıyla kullanılamaması sebebi ile, yine eski klasik usulle yapıyor, birçok
mahkeme bu işi..
Öyle ise?
Öyle ise, güz kararnamesi açıklansa da, açıklanmasa da, bu hafta mahkemelerde yapılacak bir duruşma zaten yoktu..
Öyle ise, ne olmuş ki, “adli yargı çalışamaz hale geldi” yorumu yapılıyor?
Adliyede işleyişin aksadığını gösterecek elinizde hangi gösterge var ki, karteldeki birden fazla gazetemiz, aynı ifadelerle, bu yöndeki haberi aynı kelimelerle haber yapmışlar?
Eee, HSYK'daki abilerine yaranacaklar.
HSYK'daki abilerinin de bütün hesapları, HSYK ile ilgili mevzuat değişmeden, Yargıtay'a, kafadengi birkaç adam daha göndermek..
Ama sadece eleştirmeyelim..
Çözüm de sunalım...
Madem Yargıtay'da, üye eksikliği sebebi ile işlerin yavaşladığından şikayetçisiniz..
O zaman size bir çağrıda bulunalım..
Sadece HSYK'nın, yüksek mahkemelerden gelen üyelerine değil.
Adalet Bakanı ve müsteşarına da çağrıda bulunalım.
İhtilafı uzatmanıza gerek yok.. Aranızda tartışmanıza gerek yok.
Ne yapın?
Yargıtay'a seçilmenin objektif şartlarını taşıyan herkesin isimlerini yazın kağıtlara, atın bir torbaya.. Kur'a ile belirleyin “Yargıtay üyeleri”ni..
Ne o?
“Olur mu öyle şey” diye
itiraz mı ediyorsunuz?
Niye itiraz ediyorsunuz ki? Biz sizin, kendi ideolojik kafanızdaki şablona göre belirleyeceğiniz Yargıtay üyelerine mahkûm muyuz?
Yoksa sizin listeniz hazır, toplantı, görüşme falan hepsi hikaye..
Sadece oylamayı mı bekliyorsunuz?
Çekmecenizdeki listede,
YARSAV Başkanı Emine
Ülker hanımın ismi mi geçiyor, yeni Yargıtay üyeleri arasında? Yoksa, Osman Kaçmaz'ı Yargıtay üyesi yapıp, arkasından “Biz artık onu
ihraç edemeyiz. Dosyasının Yargıtay'a gönderilmesine” mi diyeceksiniz?
Kim bilir belki de, YARSAV eski Başkanı Faruk Eminağaoğlu'nu Yargıtay üyeliğine
terfi ettirmek istiyorsunuzdur..
Belki de, bunların hepsini birden, tek seçimde Yargıtay üyesi yapacaksınızdır..
Fazla niyet okuyuculuğu mu yaptım?.
Hayır..
Birebir bu isimler olmasa da, seçileceklerin, bunlar kadar ideolojik yaklaşım sahibi üyeler olacağından benim hiç kuşkum yok..
“Hayır, haksızlık ediyorsunuz” diyen varsa, buyursun
cevap versin, “Niçin HSYK'daki 7 kişi, hiçbir gerekçe göstermeden, mantıklı izahat yapmadan, sadece takdir hakkı diyerek, yüzlerce adayın içinden, 33 kişiyi seçip, o 33 kişiye, bugünkü konumlarından çok daha fazla imkânları bahşedecekler?”
HSYK; bu yetkiyi, kanundan alıyor olabilir.
Ama izah etsinler, “vicdanî açıdan, böyle bir yetkiye nasıl sahip olabilirler?”
Kendileri 7 kişi ile (hatta malûm 5 kişi ile) “takdir hakkını kullanarak Yargıtay üyesi seçiyorlar” da, aynı takdir hakkını, 550 kişilik TBMM'ye niye tanımıyorlar?
ALİ KARAHASANOĞLU-VAKİT