Sabah Gazetesi'ne konuşan
merhum Aydın
Menderes'in eşi Ümran Menderes, Süleyman
Demirel'in kendilerini incittiğini söyledi
İki hafta önce hayatını kaybeden
Aydın Menderes'in 20 yıllık yol arkadaşı Ümran Menderes, eşinin vefatı sonrası SABAH'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yaşadıkları felaketlere karşı dirayetli duruşuyla tanınan Ümran Menderes, "Post
modern darbe" olarak tanımlanan 28
Şubat sürecinde eşine "2'inci Roosevelt" olursun denilerek,
Başbakanlık teklif edildiğini, ancak bunu ciddiye almadıklarını söyledi. Menderes, ismini vermek istemediği bir milletvekilinin 2 yıl önce gelerek, "Demirel bile bu konuyu biliyordu. Neden Aydın Bey bunu istemedi" diye çıkıştığını aktardı. Ümran Menderes'in çok özel konulardaki sorulara bile açık yüreklilikle verdiği y
anıtlar şöyle:
"ZAMAN GEÇMEK BİLMİYOR"
Acınız taze. Evde zaman nasıl geçiyor?
Zaman geçmek bilmiyor. Hayatım onunla doluydu. Şimdi bomboş kaldım. Sağ olsunlar, gelenim gidenim çok oluyor. Tek hedefim Aydın Bey'in yarım bıraktıklarını tamamlamak. Bir anı kitabı yayımlamak istiyordu, sesini kayda alıyordu. O projeyi sürdüreceğiz.
Aydın Bey'in hastanedeki son günleri nasıl geçti?
Eşim
kazadan sonraki 16 yılı dolu dolu geçirdi. Çok okurdu. Zarafeti, nezaketiyle, demokrat görüşüyle, engin birikimiyle... Kimseyle kıyaslayamıyorum Aydın'ı. Son iki yazısını hastanede yazmıştı. En son yazısında da "Allah'ın yardımına herkesin ihtiyacı var demek ki" demişti. Kader işte...
Aydın Bey'in trafik kazasının arka planını anlatır mısınız?
Hepimiz Aydın'ı yanındaki kişiye direksiyon vermemesi için uyardık. O da tereddüt yaşadı. Önce gelmemi istedi, sonra olmadı. Asla ismini veremem ama Aydın'la beraber olan kişinin görevi şoförlük değildi. Hatta sürat yapmasıyla tanınıyordu. Aydın nasıl verdi o direksiyonu bilmiyorum. Kader belki de. Çok gerçekçi bir insandır. İlk konuşmamızda "benim boynumdan aşağısı yok" dedi. Ben de "sesini duyayım, yüzünü göreyim yeter" dedim. 16 yıl da bu sözümün arkasında durdum.
Kaza sonrasında evdeki zamanlarını nasıl geçirirdi?
Aydın boş durmaktan nefret ederdi. Ev,
ofis gibiydi. Ben de o ortamı yarattım. Bir gün olsun ne içimden ne de dışımdan of demedim. Biz hep başımıza gelenler normalmiş gibi yaşadık. Sandalyesinde bile dimdik duruşu vardı.
28 ŞUBAT SÜRECİ
28 Şubat sürecinde neler yaşadınız?
O dönem Ayaş'taydık. Bir duyum almıştık. Hatta Aydın'ın özel minibüsü gümrükten çıkmamış göründüğü için kullanılmıyordu. Belediye Başkanı
Melih Gökçek bize engelliler için kullanılan belediye otobüslerinden tahsis etti. Rahmetli Erbakan'ı Başbakanlık Konutu'nda ziyarete gittik. Aydın içeride görüşürken, benim telefonuma "Efendim asker, yakında bir uyarıda bulunacak" yönünde
mesaj geldi. Ben onu özel kaleme verdim. Orada sanıyorum Erbakan'a yakın
emekli albay vardı, onun duyumu olmamış. Konu öylece kaldı ama bir iki gün sonra da tanklar Sincan'a yürüdü.
Aydın Bey'in yorumu ne oldu?
Çirkin şeyler oldu o dönemde. Sayın
Süleyman Demirel, kendi kurduğu partiyi ikiye böldü. Bunlar yaşanmamalıydı, oyla gelen oyla gitmeliydi. Aydın, duruşunu değiştirmedi. Hatta Aydın'a dolaylı yoldan Başbakanlık teklif edildi. "Aydın Bey, ikinci Roosevelt gibi olsun" denildi. Biz hiçbir şekilde ciddiye almadık. Sonra bir milletvekili arkadaşımız, iki sene öncesinde "hanımefendi teklif ciddiydi. Demirel de konuyu biliyordu. Aydın Bey neden istemedi" diyerek tepki gösterdi. İsmini söylemek doğru olmaz.
Süleyman Demirel'e kırgınlığınız oldu mu?
Partide
soyadı olsun ama etkili olmasın gibi bir durum ortaya çıktığını düşünüyorum. Sayın Demirel'e sitem olsa ne olacak da... Aydın'ı çok üzdü son birkaç senede. Farklı düşüncelerini daha önce söylemedi, rahmetli Adnan Menderes'in devamı olan partide yıllarca görev yapıp, en üst düzeylere geldi. Saygımız var, büyüğümüz ama Aydın çok incindi. Aydın'ın düşüncesinde olan herkes de incindi. Çok şanssızdı Aydın siyasette. Evet, kazadan önce de sonra da fırsat verilmedi.
Özel bir vasiyeti var mıydı Aydın Bey'in?
Cenazesine gelmesini istemediği birkaç yakını vardı. Onlara tepkiliydi. Ama isim vermek hoş olmaz. Kopuk bağları vardı, arayıp sormazlardı. Sadece bunu söyleyebilirim.
Siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?
Hayır. Aydın'a yakın olmayı, Anıt Mezar'a yakın olmayı düşünüyorum. Kesin karar veremedim. Bir ayağım hep İstanbul'da olacak. Ona kendimi yakın hissetmeliyim.