TRT ile
Moritanya Radyo ve
Televizyon Kurumları arasında yapılacak işbirliğine ilişkin
protokol imza töreninin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç,
Suriye tarafından düşürülen askeri
uçak ile ilgili bir soruya cevaben şöyle konuştu:
"Radarla ilgili uçuşa ait bütün bilgiler elimizdedir. Bu bilgilerde uçağımızın uçuş sırasında takip ettiği güzergah, yükseklik, alçaklık, bütün bunlar
kayıtlıdır. Bütün bu kayıtlarda uçağımızın Suriye
hava sahası içinde düşürülmediği, 13,5 mil uzaklıkta vurulduğu ancak sonra uçağımızın Suriye kara suları içinde düştüğü bir gerçektir. Bu hem söylenmiştir, hem de
radar test uçuşu yaparken uçağımızın güzergahı da, vurulduğu yer de, düştüğü yer de açıkça ortaya konmuştur."
"Spekülasyonlara izin vermemek gerekir"
Arınç, bütün bilgiler ışığında senaryolar üretildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"(Orada mı düştü? Burada mı düştü?) şeklindeki spekülasyonlara izin vermemek gerekir. Bu konuda Genelkurmayımızın da
Dışişleri Bakanlığımızın da açıkladığı bilgilere itibar etmek noktasındayız. Bununla ilgili olarak Bakanlar Kurulu'ndan sonra bendeniz, daha sonra grup toplantısında Sayın
Başbakanımız Suriye'ye karşı tespitlerimizi ve yapılacak olanları ve yeni angajman kurallarını çok açık bir şekilde dile getirdi. Bu angajmanlara göre de kendi hava sahamız üzerinde olası tecavüzlere karşı sürekli teyakkuz halinde bulunan uçaklarımız ve diğer imkanlarımız var.
Daha sonra Esed ile bir Türk gazetecisinin yaptığı röportajlardan da görüyoruz ki, Suriye bir Türk uçağını düşürdüğünü kabul etmekte. Eğer doğruysa bundan üzüntü duyduğunu ifade etmekte. Kendi kara suları veya hava alanı içinde uçtuğu için vurulduğunu söylemektedir.
Elimizdeki kayıtlar bu beyanların doğru olmadığını gösteriyor. Eğer onların elinde bunların aksini gösterecek bilgiler, belgeler varsa veya bir üçüncü ülkenin kayıtları varsa, biz onlarla kendi bilgilerimizi karşılaştırmaya hazırız."
Suriye tarafının yaptığı hata ve kötülükten dolayı üzüntü içinde olabileceğini ifade ederek,
"Bunu bir gazeteciye ifade ediyorlar. Ama biz bir devletiz. Devletin devlete karşı bu alanda yapacağı başka şeyler mutlaka vardır. Suriye'den bu beklenir. Türkiye de kendine düşeni uluslararası hukuk içerisinde ne gerekiyorsa onu yapmak konusunda kararlıdır" dedi.
"Devlet olarak haber kaynaklarımızın doğruluğundan eminiz"
Arınç, spekülasyonların haber değeri taşımayan ve iki ülke arasındaki gerginliğin daha da artırmaya veya bir ülkeyi haklı çıkarmaya yönelik olduğuna işaret ederek, "Biz devlet olarak haber kaynaklarımızın doğruluğundan eminiz. Bütün bunları kayıt altında tutuyoruz. Söylenecek başka herhangi bir şey yok" ifadelerini kullandı.
Uçağın nasıl düşürüldüğüne dair spekülasyonlar bulunduğu anımsatılarak, incelemelerden bir sonuç elde edilip edilmediği yönündeki bir soruya ise Arınç,
"Şu ana kadar buluntulardan uçağın füze ile mi veya uçaksavar mermisi ile düşürüldüğü konusunda tespite yarayacak bir parça elde edilemedi bildiğim kadarı ile. Ancak eğer 13,5 mil uzaklıkta vurulduğunu biz iddia ediyor ve buna kesinlikle inanıyorsak bunu uçaksavar ile yapmak mümkün değil. Aslında Suriye'nin ilk planda Türkiye'ye teslim ettiği
ilk parçada yapılan kriminal çalışmalarda mermi izine rastlanmadı. Daha sonra bulunan bir parçada da ne şekilde düşürüldüğüne ilişkin bir buluntu veya bir iz tespit edilemedi" cevabını verdi.
Arınç, uçağın bütün gövdesinin ve işe yarayabilecek kısımlarının bulunmamış sayılabileceğine vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Biz nerede bildiğimize ve nereye düştüğünü de gördüğümüze göre bunun füze ile olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu
teknik olarak da ispat etmiş oluyoruz.
Eğer bir uçaksavar limiti içerisindeyse bunun çok daha yakından vurulmuş olması ve belki bugüne kadar elde edilmiş parçalardan bunun tespit edilmesi mümkün olurdu. Tabi uçağın büyük gövdesi su altındadır, çıkarılacaktır, çıkarılması için de çalışmalar yapılıyor. Öncelik pilotlarımızın nerede olduğuna yönelikti. Can söz konusuydu. Fakat onları maalesef denizin derinliğinde şehit olarak bulduk.
Bu konularda yapılan açıklamalar yani Genelkurmayımız'dan ve Hükümetimiz'den bir bütünlük, bir uygunluk arz ediyor. Her gün yeni farklı şeyler konuşulabilir. Ama teknik olarak, askeri bilirkişilerin veya askerlikte bu konuda ihtisas yapmış insanların bu yükseklikte ve bu alanda vurulma biçiminin füzeyle veya füze benzeri bir başka aygıt ile yapılmış olabileceğini gösteriyor. Eminim ki, bu konuda elimizde deliller de arttıkça kesin vurulma şeklini Genelkurmayımız açıklamış olacaktır. Çalışmaların devam ettiğini söyleyebilirim."