Adli Tıp Kurumu ve
İstanbul Üniversitesi
Adli Tıp Enstitüsü'nün yaptığı iki ayrı araştırmaya göre, sürücülerin yüzde 14'ü uyutucu-uyuşturucu madde kullanıyor. Yol kenarı
tükürük testlerinin yapıldığı Avrupa'da ise uyku getirici ilaçları kullanmak bile
yasak.
Türkiye'de
kanun ve yönetmelikler
araç sürerken uyuşturucu kullanımına 'sıfır' tolerans gösteriyor. Fakat bu konuda
uygulama yapılmaması suistimalleri beraberinde getiriyor.
Adli Tıp Kurumu'nun
trafik kazasına karışanlar arasında yaptığı bir çalışma, bu konudaki
tehlikeyi gözler önüne serdi. Buna göre, araştırmaya dahil olan 100 sürücüden 14'ünde uyutucu-uyuşturucu madde tespit edildi.
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nün uzun yol şoförleri ile yaptığı araştırma da denetimlerin ne kadar gerekli olduğunu ortaya koydu. İstanbul ve civarındaki 90 şoförle yapılan çalışmada, 31'inin esrar kullandığı belirlendi. Yine bu grup içindeki 15 kişinin farklı uyuşturucu veya keyif verici maddeler aldığı anlaşıldı.
Araştırmada katılımcılara, polis tarafından durdurulup durdurulmadıkları da soruldu. Bir yolculukta 10 kez durdurulan sürücüler bile, bu zamana kadar uyuşturucu kullanımına bağlı ceza almadığını beyan etti. Her iki araştırmanın sonuç bölümünde de yol kenarı madde tarama testlerinin ihtiyaç olduğu vurgulanırken dünyadaki uygulamaları örnek gösteriliyor.
İtalya,
İngiltere,
Portekiz,
Çek Cumhuriyeti,
Avusturya başta olmak üzere birçok ülkede yol kenarı tükürük ve ter testleri yapılıyor. Buralarda uyuşturucu maddenin yanı sıra reçeteyle satılan uyutucu ve uyarıcı etkisi olan ilaçların kullanılması dahi yasak.
Psikolog Yasemin Sanal'ın 2008 ve 2009 yılları arasında birebir yaptığı görüşmelerle hazırladığı, 'Uzun yol araç sürücülerinde madde kullanımı, maddeye erişebilirlik ve madde testlerine bakış açısı' isimli çalışmada dikkat
çekici sonuçlar bulunuyor. Türkiye'de bu alanda yapılan birkaç çalışmadan biri olan araştırmaya 60 TIR şoförü ve 30 kamyon şoförü katıldı. Katılımcıların yüzde 28,8'inin esrar, yüzde 14'ünün de farklı uyuşturucu veya keyif verici madde kullandığı tespit edildi. Bütün katılımcılar içinde
alkol dışı maddelere erişebilirlik düzeyleri incelendiğinde; yüzde 84,5'la uçucular, yüzde 38,9'la esrar, yüzde 18,8'le sedatifler, yüzde 16,6 ile amfetaminler sıralanıyor. Katılımcılar kullandıkları maddeleri yüzde 13,3'le arkadaşlarından, yüzde 6,7 ile meslektaşlarında elde ediyor. Teste girenler madde tarama testlerinin düzenli yapılması yerine 'kaza' ve 'şüphe' anında olması gerektiğini söylüyor. Çalışmanın danışmanı olan İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih
Yavuz, özellikle TIR, kamyon ve
otobüs şoförlerinin uzun yol şoförlerinin denetlenmesi gerektiğini belirtiyor. Yavuz, "Birçok trafik kazası bu yolla engellenir. İnsanlar açısında caydırıcılığı olur." diyor.
UYUMAMAK İÇİN GRİPİN ALIYORLAR
Araştırmada ayrıca sürücülerinin yüzde 10,9'unun yola çıkmadan önce gripin aldığı ortaya çıktı. Sürücüler uyumama için ve
baş ağrısı için gripin kullandıklarını belirtti. Avrupa'da bir çok ülkede uyuşturucu maddenin yanı sıra reçeteyle satılan ve genellikle anksiyete ve uyku problemleri olanlarda kullanılan benzodiazepin ilaçlarının araç sürerken kullanılması yasak.
Karayolları Kanunu'nun 48. maddesine göre; "
Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlarla alkollü
içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır. Uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla, trafik zabıtasınca
teknik cihazlar kullanılır." Söz konusu testler tükürük ve terden alına örneklerle yapılabiliyor. Test kitine bu örnekler yerleştiriliyor. Uzmanlar sonuç pozitif çıkarsa kesinlik için bir de kan testinin yapılabileceğini belirtiyor. Uzmanlar ayrıca
maliyet noktasında masrafların pozitif çıkanlardan karşılanması önerisinde bulunuyor.