Bölgede incelemelerde bulunan
bomba uzmanlarının hazırladığı ilk rapora göre,
sabotaj bulgusuna rastlanmadı,
facia ihmalden kaynaklandı.
Normalde bir arada bulunmaması gereken el bombaları ile top mermilerinin birlikte istiflendiği tespit edildi. El bombalarında fünyeler, top mermilerinde ise tapaların takılı olmaması gerektiği halde sevkiyat esnasında takılıydı. Patlamaya 105 mm'ik top mermisinin sert zemine düşmesi sebep oldu. Aparatları takılı diğer top mermileri ile el bombaları da
patlamanın şiddetini artırdı.
Mühimmat deposunda Makina Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) yapımı MK-2,
Alman yapımı BM 26 ve BM 41 ile
Amerikan yapımı MOT 44'ten oluşan yaklaşık 120 bin adet
el bombası bulunuyordu. 100 bin civarında el bombası, ilk patlamanın şiddetiyle infilak etti. Patlamamış 5 bin el bombası çevredeki aramalar sonucunda bulundu. 15 bin el bombasının ise
toprak altında kaldığı tahmin ediliyor. Patlamadan etkilenmeyen 67 top mermisi de topraktan çıkarıldı. Rapordaki bir diğer tespit, olayda 500 kilogramlık bir
mühimmatın infilak ettiği yönünde.
Ankara Kumrular ve Gaziantep'teki saldırılarda sadece 5 kilogramlık
patlayıcıların kullanıldığına dikkat çekiliyor.
Bu arada
askeri birlik ve depoda görevli tüm
personel, detaylı olarak araştırıldı. Er, erbaş ve subayların Genel Bilgi Taraması (GBT) yapıldı. İncelemelerde görevli askerler ve yakınlarının
PKK ya da farklı marjinal gruplarla herhangi bir bağlantısı tespit edilmedi. Ayrıca, bölgede patlama öncesi ve sonrası cep
telefonu ile
ankesörlü telefon kayıtları tek tek incelendi. Şüpheli herhangi bir görüşme belirlenemedi.
Emniyet ve
jandarma bomba uzman
ekipleri, olayın hemen ardından bölgeye gitmişti. Patlamanın olduğu cephaneliği inceleyen ve araziye saçılan mühimmatın toplanmasında görev yapan uzman ekip, tespitlerin yer aldığı ön raporunu tamamladı. Raporda,
terör saldırısı ya da sabotaj bulgusuna rastlanmadığı, ancak bariz şekilde ihmalin olduğu vurgulandı. Depodaki mühimmatın el bombaları ve
havan topu mermilerinden oluştuğu belirtildi. Normalde, bu iki ayrı cins mühimmatın bir arada bulunmaması gerektiği aktarıldı. Ayrıca, mühimmat sevkiyatlarında, el bombalarında fünyelerinin, havan mermilerinde ise tapalarının takılı olmaması gerektiği halde burada takılı olduğu tespit edildi.
Patlamanın hemen ardından sabotaj ihmali üzerinde de durulmuştu. Bu çerçevede özel bir ekip oluşturuldu.
Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma,
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve
İstihbarat Daire Başkanlığı uzmanlarından oluşan ekip, askerî birlikte ve depoda görevli tüm personeli, detaylı olarak araştırdı. Er, erbaş ve subayların Genel Bilgi Taraması'nı (GBT) yaptı. Yapılan incelemelerde görevli askerler ve yakınlarının PKK ya da farklı marjinal gruplarla herhangi bir bağlantısı tespit edilmedi. Ayrıca bölgede patlama öncesi ve sonrası cep ve ankesörlü telefon kayıtları da tek tek incelendi. Bu süre zarfından
şüpheli herhangi bir görüşme belirlenemedi.
Güvenlik birimleri, patlayıcıların kayıtlarının bulunduğu envanter dokümanlarını da en ince ayrıntısına kadar inceledi. Susurluk'tan
Afyonkarahisar'a nakli yapılan tüm mühimmatın kayıtlarda bulunduğu belirlendi. Bu arada, bomba
imha uzmanlarının bölgedeki çalışmaları tamamladığı, her ihtimale karşı belli sayıda uzmanın bölgede bekletildiği kaydediliyor.
Raporda, patlayan el bombalarının özellikleri de sıralandı. Alman yapımı BM 26 ve BM 41
model el bombalarının içerisinde 80 ile 160 gram arasında
plastik patlayıcı bulunuyor. Bu patlayıcıların içerisinde ayrıca kompozit karışımı maddeler yer aldığı için ani patlamalarda birbirini tetiklediği ifade edildi. Patlama neticesinde bombaların bulunduğu depoda ilk etapta 4 tonluk kuvvet basıncı, 3 bin derecelik de sıcaklık basıncı oluştuğu belirtildi. Sıcaklık basıncı nedeniyle şehit olan askerlerin bütün bedenlerinin yandığı da raporda yer aldı.