Afyon faciası kaza mı?
Patlayan her
mühimmat bağrımızda acı gedikler açarken, 25 yiğidimiz elim bir şekilde can verdi.
Acılara tutunarak yön bulmaya çalıştığımız muhataralı bir süreçteyiz.
Afyon 500'üncü İstihkâm Ana Depo Komutanlığı'nda cereyan eden
patlamalar sonrası iki açıklama vardı.
Genelkurmay Başkanlığınca, "henüz bilinmeyen bir nedenle meydana gelen patlama" ifadesi kullanıldı.
Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu ise, patlamanın kaza sebebiyle gerçekleştiğini, kesinlikle
terörle ilgisi olmadığını belirtti.
Genelkurmay açıklaması temkinliydi ve bir durum tespiti içermiyordu.
Manzara her ne kadar "kaza"yı gösterse bile, olayla ilgili ilk ve net bilgilere sahip Genelkurmay'ın "bilinemeyen neden" ifadesi isabetli ve ihtiyatlı bir tabirdir.
Zira patlamaya dair adli ve idari
soruşturma yapılmamıştır.
25 canın gittiği bir faciaya 3-5 kişinin ifadesiyle "kaza" teşhisini koyamazsınız.
Hata; hiçbir adli ve idari soruşturma yapılmadığı ve askeri makamlar kadar bilgi sahibi olmadığı halde, patlamalar konusunda "ihtimal" kelimesini bile kullanmadan kati bir ifadeyle "kesinlikle kazadır" teşhisini koyan
bakanlık açıklamasındadır.
Bünyesinde cereyan eden vahim bir olayla ilgili Genelkurmay bile "
sabotaj ihtimali"ne karşı ihtiyatla yaklaşıyor, ama bakan kesin hükmü daha baştan ilan ediyor.
Devlet yetkililerinin olaylara koydukları teşhisler yeterliyse, onların teşhislerine rağmen savcılıklar neden aylarca bu konuları soruşturup gerçeği araştırıyorlar?
Kritik sorular
Kritik bir terör ve özel savaş sürecinden geçiyorsanız, kaza görünümlü olayları bile hassasiyetle masaya yatırmak zorundasınız.
Durum kazayı gösterse bile "içeriden kendini feda eden angaje biri var mı ya da dışarıdan bir müdahale" sorusunun cevabını aramak zorundasınız.
Afyon faciası hem istihbari hem derin kuşkuyla adli seviyede dikkatle araştırılmalı.
Mühimmatı taşıyıcıya teslim eden personel, nakleden personel ve teslim alanlar...
Mühimmat sayımına dahil edilen askerlerin irtibat ve iltisakları layıkıyla araştırılmalı.
El bombalarının evrakta kayıtlı kafile numaraları dikkatle incelenmeli.
Mühimmat sayımında yapılan personel görevlendirmesi yazılı mı sözlü mü yapıldı?
Kimlerdi?
Başlangıcından itibaren mühimmat sayımı aynı sayıda ve aynı personelle mi yapıldı?
Bu süreçte sayım personelinde ilaveler ve eksiltmeler oldu mu?
Patlamanın olduğu saatin hemen evvelinde kritik olay mahalline yakın olan kişiler ve hareketleri...
Mühimmatın sevk/teslim ve sayım emirlerinin (yazılı+sözlü) mahiyeti ve mesulleri...
Ve
cevap bulması gereken pek çok soru.
Ancak bundan sonra kaza teşhisi konabilir.
Kafanızdaki tüm soruları cevaplayın, ondan sonra da delillere dayalı teşhisinizi
koyun.
Mesele budur.
Gerçekler her zaman mütecessis ve şüpheli gözlerin yolundadır.
Paranoyadan bahsetmiyorum.
"Kaza" teşhisini adam gibi soruşturma yaptıktan ve olayın tüm şeytani yönlerini düşündükten sonra koymayı öğrettiler bana.
Cesedinin yanındaki mektupta kendi el yazısıyla kendi isteğiyle
intihar ettiğini ve intihar sebeplerini açıklayan ve kendi el sıvaplarını taşıyan tabancayla bulduğumuz kişinin başkasınca öldürüldüğünü...
5 aylık bebeğinin ölümü için "uyurken dönmüşüm ve yavrum vücudumun altında nefessiz kalmış" diyen,
otopsi mahallinde
"yavrumu kesmeyin savcı bey" diye kendini yırtarak bacaklarıma kapanıp ağlayan bir annenin gerçek katil olduğunu, bebeği başkasından doğurduğunu...
Uzun sorgulamalar sonunda "ben öldürdüm" deyip öldürmenin kendince bizi de etkileyici haklı sebeplerini açıklayan kişinin fail olmadığını...
Çok gördüm ve soruşturdum.
Üstelik bunlar adi vakalardı.
Afyon faciası nitelikli ve ağır bir vakadır.
Sorumlular tutuklanmalı
Hukuken olmasa da, haber perspektifiyle şimdilik görünen, en azından "dikkatsizlik ve tedbirsizlikle (taksirle) 25 askerin ölümüne sebebiyet vermek" suçudur.
Mühimmat sayımının mutat dışı olarak gece vakti yapılması, 3 personel yerine mutat dışı olarak 25 askerin tehlikeli mühimmat alanına sokulması, mühimmat nakil ve sayımında liyakatli personel istihdamı kuralına riayet edilmemesi ilk etapta göze çarpan kusurlardır.
Olay hukuken "kaza" olarak kabul edildiğinde ihmal değil, ağır kusur hali söz konusudur.
Ağır kusurda rolü olan hiyerarşik silsiledeki rütbeli aktörlere (bölük komutanından kışla komutanına kadar) bedeli ağır ödetilmeli, Genelkurmay suç ve askeri disiplinin gereği olan hassasiyeti göstermelidir.
Savunma Bakanlığı soruşturmanın sıhhatle yapılabilmesi için şimdiden sorumluları açığa almalıdır.
Görevli ve yetkili askeri savcılığın sorumlu, hakikatte sorumsuz rütbeli personeli tutuklamaya sevk etmesi ise en
doğal reflekstir.
Hatta soruşturmada delillerin sağlığı açısından gereklidir.
Gözaltılar şimdiden başlamalıydı.
İşlenen suç her halükarda TCK.85/2 şümulünde ağır cezalık bir suçtur.
"Ne yaparsanız yapın denetlemeye kadar sayımı bitirin" talimatını veren ve tatbik ettirenler açısından verilecek
hapis cezasının artırılmasını gerektirecek "bilinçli taksir" hali vardır burada. (TCK.22/3)
2 seneden 15 seneye kadar uzanan bir
hapis cezası bandı.
GÜLTEKİN AVCI - BUGÜN