AB dışişleri bakanlarının onayladığı genişlemeyle ilgili kararların
Türkiye paragrafında 5 yıldır kullanılmayan ''
katılım'' kelimesi boykottan çıktı.
Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı döneminde
Fransa'nın sadece Türkiye söz konusu olunca boykot ettiği ''katılım'' kelimesi tekrar metne girerken, yeni anayasa konusunda güçlü bir dil kullanılması dikkati çekti.
AB'nin genişleme kararlarının Türkiye paragrafında, ''AB Konseyi Türkiye'yi yeni anayasa çalışmasında güçlü bir şekilde
teşvik eder'' denildi.
Kararda Türkiye'nin dinamik ekonomisi ve stratejik konumuyla ''AB'nin
kilit bir ortağı olduğu'' ve Türkiye-AB ilişkilerinin tam potansiyeline ''aktif ve saygın katılım müzakereleriyle'' ulaşılabileceği ifade edildi.
Kararda, Türkiye'den
ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili yasal düzenlemeleri ve uygulamanın iyileştirilmesini sürdürmesi talep edildi. Türkiye'nin
Kopenhag kriterleriyle tam uyum için ''dini özgürlükler, mülk edinme hakları, sendikal haklar,
azınlık hakları, kadın hakları,
çocuk hakları, ayrımcılıkla mücadele ve
cinsiyet eşitliği ve işkence ve kötü muameleyle mücadelede yeni ve ısrarlı çabalara ihtiyaç duyduğu'' belirtildi.
AB Konseyi kararında, ''Katılım müzakerelerinin kısa süre içinde tekrar ivme kazanması iki tarafın da çıkarınadır'' denilerek, Ankara'nın kriterleri ve müzakere çerçeve belgesindeki sorumluluklarını yerine getirerek ve AB'ye karşı sözleşmelerden doğan sorumluluklarına saygı göstererek üyelik müzakerelerini hızlandırabileceği savunuldu.
Ekonomiye övgü
Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmelerden övgüyle bahsedilirken, ''AB Konseyi Türkiye'nin dinamik ekonomisinin tüm
Avrupa kıtasının refahına katkı yaptığını hatırlatır. AB ile yakın ticari ve yatırım bağlarıyla Türkiye Avrupa'nın
rekabet gücünün değerli bir parçası olmaya devam etmektedir'' denildi.
AB dışişleri bakanlarının 13-14 Aralık'taki AB Zirvesi'nin onayına sunacakları kararlarda, limanların açılması başta olmak üzere
Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili taleplere yine yer verilirken, Ankara'nın AB dönem başkanlığını boykot etmesinden ''derin üzüntü duyulduğu'' belirtildi.