Toplantıda,
Köşk seçimleri sırasında
Türkiye'de yaşanan gelişmeler,
Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve '
sınır ötesi operasyon' üzerinde duruldu.
Troyka toplantısında
Abdullah Gül,
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier ve AB Komisyonu'nun genişleme komiseri Rehn ile bir araya geldi.
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi
Olli Rehn ile Dönem Başkanı Almanya'nın
Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier,
Genelkurmay'ın gece yarısı bildirisi ve sonrasında yaşananlardan duydukları endişeyi dile getirdi. Bunları 'dikkatle izlediklerini' vurgulayan Rehn, "Askere saygılıyız. Ama demokratik laik düzende pek de hoş olmayan, endişe ile karşıladığımız gelişmeler oldu." dedi. Steinmeier de, Türkiye'deki her kuvvet, kurum ve kuruluşun kendi sorumluluğunu üstleneceğine inandıklarını ifade etti. Toplantıya ev sahipliği yapan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Türkiye'nin 1960'lı-70'li yılların ülkesi olmadığına dikkat çekti: "AB ile müzakere eden bir ülkeyiz. Demokrasi işliyor. Politik krizlere takılacak halimiz yok."
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye-AB Troykası toplantısına, Dönem Başkanı Almanya'nın Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, bir sonraki dönem başkanı Portekiz'in dışişlerinden sorumlu devlet sekreteri Joao Cravinho, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Ali
Babacan katıldı. Toplantıda, Rehn ve Steinmeier, Genelkurmay Başkanlığı'nın 27
Nisan tarihli açıklaması ve sonrasında yaşanan gelişmelerden duydukları endişeyi açık biçimde ortaya koydu. Siyasi istikrar ve demokratik gelişmenin Türkiye için önemli olduğunu anlatan Olli Rehn, "Seçimin tamamen laik
demokrasi anlayışı içinde gerçekleşmesi önemli. Parlamentonun boykot edilmesi, askerin görüşleri ve
Anayasa Mahkemesi kararları konusunda kişisel fikirlerim olsa da, bunları ifade etmek istemiyorum. Çünkü, TCK 301. madde hâlâ geçerli." dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier de, seçimlerin yapılacak olmasına işaret ederek, "
Eminim ki Türkiye'deki her kuvvet, kurum ve kuruluş kendi sorumluluğunu üstlenecektir. Umarım ki demokratik reformların sürmesi ve Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesi konusunda başka bir alternatif olmayacaktır." diye konuştu.
Abdullah Gül ise Türkiye'de demokrasinin kurumlarının çalıştığını, sorumluluklarını üstlenerek üzerlerine düşeni yaptıklarını aktarırken, TBMM'nin aldığı seçim kararını hatırlattı. Bakan Gül, demokratik sürecin işlediğini ve geleceğe bakmak gerektiğini vurgulayarak, "Anayasa Mahkemesi bir karar aldı, hükümetimiz buna saygı gösterdi. Bize düşen şey geleceğe bakmaktır. Olan olmuştur, onlarla uğraşmadan geleceğin çok daha güçlü olmasıdır. Bununla ilgili de zaten Meclis'te
erken seçim kararı aldık. Dolayısıyla
genel seçimler 22 Temmuz'da yapılacaktır. Şimdi seçim süreci başlamıştır. Kısa bir süre sonra da
halk her şeye karar verecektir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik Anayasa değişikliğinin TBMM'den geçirilerek Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayına sunulduğunu hatırlatan Abdullah Gül, "Türkiye'de demokrasi çalışıyor. Türkiye, 1980'lerin, 1970'lerin, 1960'ların Türkiye'si değildir. AB ile müzakere eden bir ülkeyiz biz. Bu tip politik krizler olabilir, olmuştur; ama onlara takılacak halimiz yoktur. Biz geleceğe bakıyoruz." dedi. Türkiye'de "demokratik reform sürecinin devam edeceğini" aktaran Bakan Gül, "Herhangi bir şekilde önemli meselelerimizden, önemli konulardan taviz veya onları herhangi bir şekilde
ihmal söz konusu değildir. Bunların hepsi hükümetin kontrolü altındadır. Bugünkü toplantı bunun bir göstergesidir. Biz demokrasinin çalışmasını göstereceğiz halka ve tüm dünyaya. Türk demokrasisi daha da kuvvetlenerek yoluna devam edecektir." diye konuştu.
PKK'da
bıçak kemiğe dayandı her türlü tedbire hakkımız var
AB tarafı, Türkiye'nin güney sınırında birtakım askeri hareketlenmeler olduğunu belirterek, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den "sınır ötesi operasyon" tartışmalarına ilişkin bilgi istedi. Bakan Gül,
Ankara'da yaşanan ve 6 kişinin hayatını kaybettiği
intihar saldırısını da hatırlatarak, "bıçak kemiğe dayandı" mesajı verdi. Gül, Türkiye'nin
Irak sınırındaki hareketlenmenin "sınır güvenliğini sağlamaya" yönelik olduğunu aktardı ve konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye olarak Irak'ın
toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine önem veriyoruz. Herhangi bir gizli gündemimiz de yok. Terörün kaynağının yurtdışında olduğunu da tespit ettik. Topraklarımıza, insanımıza yönelik
terör eylemlerine göz yumamayız. Hiçbir hükümet de bunlara göz yumamaz. Türkiye'nin, sınırdan kendisine yönelik aleyhte faaliyetler,
terörist faaliyetler söz konusu olduğunda şüphesiz ki bununla ilgili her türlü tedbiri almaya da hakkı ve hukuku vardır."
Gül'ün bu sözleri, AB'li yetkililer tarafından "sınır ötesi operasyon yok" biçiminde algılandı. Steinmeier, basın toplantısında bununla ilgili olarak, "Abdullah Gül'ün söylediklerinden doğrusu ben, sınır ötesi bir askerî operasyon yapılacağı izlenimi almadım." ifadesini kullandı. Ancak kaynaklar, Türk tarafının "sınır ötesi operasyon olmayacak" biçiminde bir güvence vermediğini aktardı. Olli Rehn de, "AB'nin, terörle mücadelede sizin (Türkiye'nin) yanınızda olduğunuza emin olabilirsiniz." şeklinde konuştu.
3 başlık garantisi veremediler
Bakan Gül, 1 Temmuz tarihinde sona erecek Almanya'nın dönem başkanlığı sırasında 3 yeni başlıkta daha müzakerelerin başlatılmasını istedi. Gül,
teknik müzakerelerin önüne siyasi konuların engel olarak çıkartılmaması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin 2013 yılına kadar "yol haritasını" hazırladığını anlatan Abdullah Gül, "Siyasi konular teknik müzakere sürecine karıştırılmadığı takdirde, müzakere sürecimizin önünde teknik açıdan hiçbir engel görmüyoruz. Yeter ki; işleri kendi mecrasında götürelim. Türkiye, üzerine düşeni yapmayı biliyor." dedi. AB tarafı, haziran sonuna kadar 3 yeni başlıkta daha müzakerelerin başlatılması hususunda kesin ifadeler kullanmaktan kaçındı. Steinmeier, "bunun planlar dahilinde olduğunu" söyledi. Rehn de, "Üç başlığın daha açılmasını umuyoruz." dedi.
Ankara,
Kıbrıs'tan memnun
Troyka toplantısında Kıbrıs konusu da gündeme geldi. Bakan Gül, Kıbrıs sorununda zeminin BM'den AB'ye kaydırılması yönündeki çabalara karşı çıktı. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Rehn, "Kıbrıs sorununun parça parça değil, bütünüyle ve
Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde çözümünden yana olduklarını" söyledi. Rehn'in sözleri, Ankara'da memnuniyetle karşılandı. AB tarafı, Türk
liman ve havalimanlarının açılmasını öngören protokolün imzalanmaması nedeniyle Ankara'yı eleştirirken,
Kuzey Kıbrıs Türklerine doğrudan ticaret imkanı verecek tüzüğün çıkarılmaması konusunda da özeleştiride bulundu. Steinmeier, "Gerek Ankara protokolünün onaylanmaması gerekse doğrudan ticaret konusunda bir ilerleme kaydedilmemiş olması üzücü." diye konuştu.