İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili iken 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Bolu’ya düz savcı olarak atanan savcı Zekeriya Öz’ün, ‘Zekeriya Öz iş peşinde’ başlıklı haberi sebebiyle Star gazetesine tekzip yayınlattı.
31 Aralık 2013'te Star’da yayımlanan haberde, Öz’ün Fatih’teki bir otelin kaçak inşaatı konusunda engel çıkarılmaması için Fatih Belediye Başkanı’na baskı yaptığı iddia edilmişti. Öz, toplum önünde küçük düşürülmeye çalışıldığını, kişilik haklarına saldırı yapıldığını belirtmişti.
Bakırköy 4'üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nden çıkarılan tekzip metninde, “Yayınlanan haberler, suç teşkil edecek şekilde, gerçek dışı, hedef göstermek amacıyla yayınlanmıştır ” denildi.
Tekzip metninde şu ifadeler kullanıldı; “Haberin gerçekle alakasının olmadığı, şahsımın ne yargıdaki ne de yargı dışında hiçbir yapılanma ile ilgili ve alakası yoktur. Kesinlikle hiçbir iş takibi yapmadım, iddia edildiği gibi Belediye Başkanı’na bir baskı yapmadım. Belediye Başkanı ile zaman zaman görüştüğüm doğrudur ancak kendisinden hiçbir zaman yasa dışı ve illegal bir şey istemedim (…) Haberin içeriğinde yer alan iddia ve ithamlar tamamı gerçek dışıdır ve yaptığım görevi itibarsızlaştırmaya yöneliktir. Haberde geçen olaylar kesinlikle vuku bulmamıştır. Gazete hiçbir araştırma yapmadan gerçek dışı haberlerle halkı bilgilendirme görevini/hakkını yanlış kullanmıştır.“
Star Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Doğan Ertuğrul, gazetenin kullandığı 'nefret' diline dayanamadığını belirterek istifa etmişti. Doğan Ertuğrul istifa açıklamasında; "Ali İsmail'lerin, Ethem'lerin ve en son Berkin Elvanların hayatını kaybettiği Gezi olayları sürecinde iktidar partisinin birçok toplum kesimine karşı kullandığı ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve kriminalize edici dil; dershane tartışması ile birlikte Gülen Cemaati'ne karşı açıkça nefret söylemine dönüşmüş, milyonlarca insanın büyük bir saygı duyduğu bir kanaat önderi ile bağlıları akıl almaz şeylerle suçlanmış ve bu dil seçim meydanlarına taşınmıştır. Türkiye'nin yaşadığı bu cinnet halinden medya fazlasıyla nasibini almış, haber değeri taşımayan ve algı yönetimi daha doğru ifadeyle kara propaganda amacı güden 'haberler' gazete ve televizyonların rutini haline gelmiştir. Bu nedenle yıllarca sahiplenerek görev yaptığım gazetemde benim açımdan sorumlu ve dengeli bir gazetecilik yapma imkanı kalmamıştır." ifadelerini kullanmıştı.