Cihan Haber Ajansı (Cihan) Genel Müdürü Abdülhamit Bilici, Zaman gazetesinin yalnız kaldığını ileri sürenlere cevap verdi. Bilici, “Acaba arkadaş Mars'ta mı yaşıyor? Yalnız kaldığımızı söyleyen gazeteci arkadaşım! Zaman’ın tirajı 4 günde 50 bin artı. Ne kadar baskı olursa olsun yılmayacağız, susmayacağız, korkmayacağız.” dedi.

Medyaya yönelik yapılan son operasyonun üstünden 4 gün geçti. Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu gözaltındakilere destek vermek için binlerce kişi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplandı. Cihan Genel Müdürü Abdülhamit Bilici de, demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara seslendi. Türkiye’nin her yerinde demokratik duruşa katkı yapan herkese teşekkür eden Bilici, “Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonuna destekleri dolayısıyla kutluyorum. Dünyadan gelen destek mesajlarına yetişmekte zorlanıyoruz. Bugün bir gazeteci arkadaşımız yazı yazmış 'bunlar yalnız kaldılar' diye. Acaba arkadaş Mars'ta falan mı yaşıyor? Bugün Avrupa Parlamentosu’nun yaptığı acil gündemli toplantı söz konusu. Bunların içinde sadece CNN gibi Batı'daki medyalar değil, mesela Al Cezire özel bir belgesel çekmiş. Medyaya yapılan saldırıyı ve darbe operasyonunu kınıyorlar. Çok güzel karelerle bu durumu anlatmışlar. Demokratik dünyaya, bu yapılan barbarlığı anlatmak için ekstra bir şey söylemeye gerek yok. Çin’in nasıl yönetildiğiyle ilgili çok bir şey söylemeye gerek yok ama oradaki devlet ajansı medyaya çökertme operasyonu diye haber yaptı. Çin bile böyle değerlendiriyor. Artık fazla söze gerek yok.” diye konuştu.

‘SONUÇ HER NE OLURSA OLSUN ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ’

Buradan çıkacak sonuç her ne olursa olsun özgür basının susturulamayacağına dikkat çeken Bilici, şöyle devam etti: “Zaman gazetesinin tirajı operasyon gününde beri 50 bin artmış durumda. Bizim yalnız kaldığımızı düşünen arkadaş keşke destek olmayı düşünseydi. Bütün okurlarımıza desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Bu Türkiye’yi dünyaya rezil etme operasyonu. Bizim için çok iyi çünkü Türkiye’de demokrasi için bir mücadele veriliyorsa, biz onu veriyoruz. 17 Aralık’ta suçlananlar kaçacak delik aramıştı. Bugün yiğit insanlar işte meydanda. Ne kadar baskı olursa olsun yılmayacağız, susmayacağız, korkmayacağız.”

Gazeteci Mehmet Baransu da, hakkında dava açanlara seslendi. Baransu, “Grafikerden örgüt çıkartıyorlarsa bu örgütün içerisinde olmaya canı gönülden razıyım. Hakkımda dava açtılar ve kaçacağımı zannettiler. Bilal’le beni, bu insanları karıştırmayın. Siz çocuklarınızı 28 gün insan içerisine çıkartamayıp inde saklarken, bakanlarınızı özel harekat kuvvetlerinin arkasına saklarken bizler alnımız ak geziyorduk buralarda. Tarih yolları, gökdelenleri, AVM’leri yazmayacak. Sıfırlanan paraları yazacak. Tarih ayakkabı kutularını yazacak. Ne yaparsanız yapın tarih size, çaldınız mı çalmadınız mı? diye soracak.” şeklinde konuştu.

Destek için adliyeye gelen Demokratik Gelişip Partisi (DGP) Genel Başkanı İdris Bal da, “17 Aralık’ı unutturmamak gerekiyor. Bunları unutturmak için bir çok operasyon yapıldı. Son operasyon medyaya yönelikti. Özgür medyaya, özgürlüklere yönelikti. Tarih yazılırken 17/25 Aralık dendiğinde o dönemin iktidarı kendi yolsuzluk iddialarını örtebilmek için ülkeyi bölmüştü, yargının tepesine balyoz gibi inmişti, medyanın tepesine balyoz gibi inmişti, dış siyaseti feda etmişti, Avrupa Birliği’ni feda etmişti diye geçecek. Tüm demokratlar bir sınav veriyor. O sınavı iyi vermek lazım. Bu dönem de geçecek.” ifadelerini kullandı

CİHAN