Zaman’ın yeni reklam filminde 'Sıkılsın' şarkısını müzik dünyasının yakından tanıdığı Taylan Özgür Ölmez okudu.
“Dinledikten sonra hemen duygusunu hissettim. Bir kerede okumayı bitirdim.” diyen Ölmez’e eşi, "Kendi albümündeki şarkılardan bile iyi yorumlamışsın." demiş. Gelecek tepkileri göze alarak projede yer aldığını söyleyen Ölmez, "Adımın ne için ve nasıl konulduğunu çok iyi biliyorum. Özgürlük meselesinde bugün burada olmam gerekiyordu." dedi.
“Sen çalış! Olmazsa âlem sıkılsın! Yardıma koşmayan kalem sıkılsın! Kanatlan üveykim hele kanatlan! Çatlarsan bir yerde yollar sıkılsın!” Şimdilerde birçok kişinin diline dolanan bu sözler Zaman gazetesinin yeni reklam filminden. ‘Zaman Özgürlük Zamanı’ sloganıyla herkes için özgürlük vurgusu yapan reklamın söz ve müziği de konuşuluyor.
Birçok kişi Fethullah Gülen’in yazdığı ve Bülent Kars’ın bestelediği ‘Sıkılsın’ adlı şiire ses veren gizemli kişiyi merak ediyor. Güçlü ve etkileyici bu yorumun sahibi aslında Türkü dostlarının yakından tanıdığı bir isim: Taylan Özgür Ölmez. Nihayet ve Dem isimli iki albümü var. Özellikle türkülerden oluşan ve bu yılbaşında çıkan Dem isimli albümü müzikseverlerin büyük beğenisini kazanmıştı.
1978 DERSİM DOĞUMLU
Sanatçı, müzik hayatından Türkiye’nin gündemine kadar birçok konuda açıklama yaptı. Taylan Özgür Ölmez, 1978 Dersim doğumlu. Müzik kabiliyetini ilkokul yıllarında öğretmeninin keşfettiğini, ailedeki hemen herkesin sesinin güzel olduğunu söylüyor müzisyen. Çiftçilikle uğraşsa da dedesinin aslında bir ozan olduğunu ve bağlama ve kavalını kendisinin yaptığını anlatıyor. Küçükken hep dedesinden kulağına gelen melodilerle beslenmiş. Birçok türküyü de ilk onun ağzından dinlemiş.
Sonrasında babası İstanbul’a gelerek bir türkü evi işletmeye başlamış. Taylan Özgür Ölmez, utandığı için başkalarına şarkı ya da türkü söyleyememiş. Onu bu yolda cesaretlendiren hikâye ise oldukça ilginç. “Sabahları babamın işlettiği mekânı temizlemeye gittiğimde kimse yokken kendi kendime türkü söylüyordum. Bir süre sonra çevredeki insanlar ya da yoldan geçenler oturup beni dinlemeye başladı. Her gün beni dinlemek için gelenler vardı. Bu kendime olan güvenimi artırıyordu. Artık daha rahat söylemeye başladım.”
Müzik yolunda yürümek isteyen Ölmez, önce ASM müzik merkezinde bağlama dersleri, Akademi İstanbul’da şan eğitimi ve Pera Güzel Sanatlar’da da oyunculuk eğitimi almış. Sonra okul arkadaşlarıyla bir grup kurup sahneye çıkmaya başlamış. “Belli bir zaman sonra sahne deneyimiyle kendime güvenim arttı. İnsanlar sadece beni dinlemeye geliyordu.” diyen müzisyen, şimdilerde 'çok acele ettim' dediği ilk albümü ‘Nihayet’i yayınlamış. Birçok önemli ismin eserini seslendirdiği ikinci albümü ‘Dem’e kadar İsmail Altunsaray, Orhan Ölmez, Ali Yılmaz gibi birçok ünlü isimle çalışmış. Konserlerine yurt içi ve yurt dışında devam ediyor.
ŞARKIYI RUHUMDA HİSSETTİM
Reklam filminde yer almasının hikâyesi ise şöyle: Teklif sanatçı İsmail Altunsaray vesilesiyle gitmiş. Reklam filmi projesi için dinlemek istemişler. O da ilk önce albümlerini göndermiş. Albümlerini dinler dinlemez çok beğenmişler ve doğru sesin o olduğuna karar vermişler. Sonrasında stüdyoya gitmiş sanatçı.
Taylan Özgür Ölmez, hikâyenin gerisini şöyle anlattı: “Şarkıyı dinledikten hemen sonra duygusunu hissettim. Sözleri beni çok etkiledi. Doğru zamanda orada olduğum için o ruhla söyleyebildim. Çünkü benim için de bunları söylemenin zamanıydı. Doğru bir zamanda Zaman reklamı denk geldi. Zamanın eli değdi bize. Girip bir kerede okumayı bitirdim. Sonra da tam halini okudum.”
İlk başta bu kadar beğenileceğini tahmin etmemiş Özgür Taylan Ölmez. Kendisine gelen tepkiler çok olumlu olmuş. “Önce ailecek dinledik. Herkes çok beğendi. Hatta eşim, ‘Albümündeki şarkılardan bile güzel yorumlamışsın’ dedi. Demek ki hissederek ve özümseyerek okuyunca, yürekten çıkınca insanlar da hissetti.” diyor.
ESKİ KORKULAR YENİDEN GELDİ
Reklamın özgürlüğe vurgu yapmasının kendisi için ayrı bir önemi olduğunu söylüyor. Sanatçı, bugün birçok insan gibi, Türkiye’de özgürlüklerin giderek kısıtlandığı görüşünde. “Referandum sürecinde her şeyin daha iyiye gideceğine dair bir inancımız vardı. Aile içindeki karşıt görüşlü insanlar bile yumuşamıştı. Sonra bir anda her şey değişti. İnsanların eski korkuları yeniden geldi ve güven kaybı oldu. Babası tarafından aldatılmış çocuk durumuna düştük. Eski devleti yeniden görmeye başladık.” diyen sanatçıyı Gezi süreci ve sonrasında yaşananlar çok üzmüş.
Özellikle Berkin Elvan için Erdoğan’ın söylediği sözlerin kendisini çok yaraladığını dile getiriyor: “Özgürlükler kısıtlanınca Gezi’de büyük bir toplumsal patlama oldu. Sonrasında da çok üzücü şeyler yaşandı. Özellikle dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Berkin Elvan’ın acılı annesine söylediği sözler içimi kanattı. Maalesef şu anda çok ayrıştırıcı bir dil kullanılıyor. İnsanların kutuplaştırılması için birileri elinden geleni yapıyor. Allah sonumuzu hayırlı etsin. Hiç iyiye gitmiyor.”
Reklam filminde yer alması durumunda çevresinden bazı eleştiriler alacağını bildiği halde evet dediğini anlatan sanatçı, “Adımın ne için ve nasıl konulduğunu çok iyi biliyorum. Özgürlük meselesinde bugün burada olmam gerekiyordu. Çevremdeki bazıları beni eleştirebilir ancak ben böyle görmüyorum. Eğer insanı merkeze alamazsam söylediğim türkülere ihanet etmiş olurum. Birbirimizi eleştireceğiz ama aynı masaya oturmayı bilmeliyiz. Sanatçılar olarak görevimiz toplumu germek değil, birleştirmek. Benim örnek aldığım âşıklar, zalimlere sözünü söyledi ama toplumu germek için değil, gönüllere girmek için.” şeklinde konuşuyor.
SANATÇILAR SESSİZ KALMAMALI
Türkiye’de günümüzde toplumsal bir paranoya halinin yaşandığını düşünüyor müzisyen. Sanatçıların toplumun bu dar gününde halkın sesi olması gerektiğini vurguluyor. “Gerçek sanatçıların her kötü dönemde bayraktarlık yapmaları, duyarlı olmaları gerek. Bakıyorum ki bazı sanatçılar konserlerim iptal olur, televizyona çıkamam korkusuyla sessiz kalmayı tercih ediyor. Ben bunlardan korkmuyorum. Çünkü adım bana korkmamayı salık veriyor. Bir duruşumun olması gerekiyor. Adım Özgür, nasıl özgürlükten yana olmam!” diyor.
DARBE YILLARINA GİDİŞ VAR
Eskiden TRT’deki programlara davet edildiğini, son dönemde yaşanan olaylardan sonra birçok sanatçı gibi engellemelere maruz kaldığını anlatıyor: “Artık insanlar müziğiyle değil, düşünceleriyle seçiliyor. Twitter, Facebook’tan ne yazmış diye bakılıyor. Alevi olduğunu saklaman gerekiyor. Son çıkan yasalarla insanlar sindirilmeye çalışılıyor. 80’li yıllara, darbe yıllarına doğru bir gidiş var. Yurtdışına konsere gittiğimde daha iyi görüyorum ki ülkemiz dışarıdan da çok kötü görünüyor. İnsanlar Türkiye’de yaşayanlar için endişelendiklerini söylüyor.”
HERKES BİRLEŞTİRİCİ OLMALI
Her şeye rağmen bu süreçten çıkılabileceği ümidini taşıyor ve bir yol olduğunu vurguluyor Taylan Özgür Ölmez: “Ben insana insan olarak bakılması gerektiğini düşünüyorum. Bütün sorunlar insan olabilme yeterliliği ve vasıflarıyla karşındakine empati yapmakla çözümlenecek. Muhalefetin, toplumun bütün dinamiklerinin, sağcısından solcusuna, Alevi’sinden Sünni’sine herkesin aklıselim bir şekilde birleştirici olması gerek. İnsan-ı kamil duyarlılığıyla birliktelik sağlanabilirse bu işten çıkarız. Başka da bir çözüm yolu yok gibi görünüyor.”
ZAMAN