Geçen yıl
sivil iradenin kararlılığı sayesinde haklarında yasal açıdan engeller bulunan isimler
terfi ettirilmemişti. Bu durumdan bir hayli rahatsız olan askeri kanadın birkaç aşamalı plan uygulayarak rövanşı almayı düşündüğü konuşuluyor.
Temel hedef ise sivil iradenin müdahalesini engellemek ve istenilen isimlerin terfisini sağlamak!
Kulislerdeki iddialara göre hükümeti köşeye sıkıştırmak için
generallerin toplu istifası gündeme getirilebilir. Bu kozun temelinde ise
Balyoz ve
Ergenekon gibi davalar sebebiyle 40'ın üzerinde generalin
tutuklu olduğu ve bu durum sebebiyle orduda bir zafiyet yaşandığı iddiası yer alıyor.
Daha önce de çeşitli sebeplerle dile getirilen bu iddia, son
terörist saldırının ardından tekrar gündeme taşınıyor. Bazı çevreler Balyoz benzeri davalardan tutuklu generalleri işaret edip
koro halinde orduda zafiyet olduğu iddiasını dillendiriyor. Ancak rakamların dili, bu iddianın geçerli bir dayanağı olmadığını ortaya koyuyor.
Gazeteci Adem
Yavuz Arslan da bu durumu köşesine taşıdı. İşte o çarpıcı rakamlar:
Ordudaki general sayısı
TSK Personel kanunu ile belirlenmiş. Kayıtlara göre resmi kadro 301. Bununla birlikte istisnai hallerde 47 ilave kadro alınabilmesi imkanı var. Buna karşın şu an ilave 62 kadro alınmış. Yani 301 olması gereken general sayısı
Genelkurmay Başkanı hariç 363.
Bu rakam, dünyanın en iyi orduları arasında gösterilen ABD ordusundaki general sayısının 3 katı. Bu rakamsal tablonun yanı sıra TSK'daki generallerle ilgili çarpıcı bir durum daha var. Orduda görevli yaklaşık 370 generalin yarısı Ankara'da görevli. Yani terörle mücadelenin aktif olarak yapıldığı sahada değiller. Oysaki
modern orduların yapılanmasında tam tersi bir durum var. Bu iddiayı acı
darbe tarihimiz de yalanlıyor. Çünkü 60 darbesinde 235 general ve 7 bin 200
subay ordudan uzaklaştırıldı. 71 muhtırasında 600 subay, 80 darbesinde 397 subay ve 80 darbesinden 28
Şubat dönemine kadar
YAŞ kararıyla bin 600 subay ve
astsubay ordudan atıldı. Orduda o dönemlerde de bir zafiyet yaşanmadı.