12
Eylül ve öncesi ve sonrasında 20 ay cezaevinde yatan Avukat
Adem Eroğlu,
Anayasa değişikliği için yapılacak
halk oylamasında '
evet' diyecek. Hakkındaki iddialar nedeniyle 'idam' talebiyle yargılanan ve mahkemelerde
beraat ederek aklanan Eroğlu,
referandumu
12 Eylül ile
hesaplaşma günü olarak görüyor.
Yaklaşık 40 yıldır serbest
avukatlık yapan Eroğlu, 12 Eylül öncesi MHP merkez ilçe başkanlığı, cezaevinden çıktıktan sonra iki dönem
seçimle
Anavatan Partisi il başkanlığı yapmış. Şu anda bağımsız ve
Adana Barosu'na kayıtlı bir avukat olarak çalışan Adem Eroğlu, 1979 ve 1980 askeri
darbesi sırasında suçlandığı kimi olaylar nedeniyle tutuklanarak Adana ve Mamak
Cezaevi'nde konulmuş.
Mamak Cezaevi günlerinde 17 ay sonra hâkim karşısına çıkan Eroğlu, ilk duruşmada
tahliye olmuş. Ancak 30 yıl sonra da olsa gördüğü işkenceleri şimdi bile hatırladığında sinirleri bozuluyor.
"CHP HALKA ZULÜM YAPTI"
CHP iktidarının halka zulüm yaptığını savunan Eroğlu, binlerce insanın akla hayale gelmedik işkencelere maruz kaldığını hatırlatıyor.
Anayasa değişikliğini desteklerken
AK Partili olmadığının altını çizen Adem Eroğlu, ortada hukuki ve partiler üstü bir durumun varlığına işaret ediyor. Siyasi partilerin bu hukuki durumu ortadan kaldırarak seçim havasına soktuğunu anlatan Eroğlu, çok kişinin paketin içeriğini bilmeden hissi olarak 'evet veya hayır' deme noktasına geldiğini ifade ediyor. Fırtınanın
HSYK ve
Anayasa Mahkemesi üye sayısındaki değişiklik üzerinde kopartıldığını vurgulayan Eroğlu, şöyle devam ediyor: "Bu iki maddeyi bu hale getiren ve HSYK'yı siyasilerin ağzında plensek ettiren CHP'dir. CHP bu iki kurumu geçmişte âdete arka bahçeleri gibi kamuoyuna takdim etti. Bundan açıklamasını kendilerini kendileri yapıyor. Bu iki madde geri çekilseydi, CHP evet diyecekti. Ama AK Parti çekmedi, ısrar etti.
Türkiye'deki hâkim ve savcıları bir salonda toplayıp HSYK ile ilgili düzenlemeyi oylatın, yüzde 80'i 'evet' demezse ben bu mesleği bırakırım. Çünkü HSYK'nın geçmişteki
tayin ve atamalarında hâkimlerin özlük haklarıyla ilgili bir merkezden yönlendiriliyormuş izlenimi var. Buda doğru değil. Sen bu işin içine
siyaset ve bir mezhep havası verirsen; o gruptan olan itibar görür gibi davranırsan orada
adalet tecelli etmez. Bundan da devlet zarar görür. Onun için yeni değişiklikte –bazı kaygılarıma rağmen– her hangi bir siyasi partinin, bir grubun, mezhebin hâkimiyetinin olmayacağı görüşündeyim."
MADDELERE KİMSE İTİRAZ ETMİYOR
Anayasa paketinin diğer maddelerine zaten kimse
itiraz etmediğini dile getiren Eroğlu, 12 Eylül darbesini yapanlarla hesaplaşmak için bir yolun açılacağına dikkat çekiyor. Darbeyi yapanların yargılanmayacağı kanaatinde olduğuna aktaran Eroğlu, "Çünkü bir
zaman aşımı söz konusudur. Ayrıca kişinin lehine olan kanunlar uygulanır. Dolayısıyla 12 Eylül darbesini yapan Kenan
Evren ve arkadaşlarının yargılanmayacakları görüşündeyim. Fakat yapılan bu işlemlerin haksızlığının gündeme gelmesi, işkencecilerin varlığının kabulü, insanlığa aykırı olarak işkencelerin yapıldığının hesabının sorulması fikri Türkiye de gündeme geliyor. Bunun için sandıkta 'evet' diyorum." şeklinde konuşuyor. 12 Eylül'de en çok işkence gören insanlardan biri olduğunu açıklayan Eroğlu, bu konuda isteyen kişiyle istediği yerde tartışmaya hazır olduğunu söylüyor. Türk milletinin 12 Eylül dönemindeki işkenceleri hiçbir dönemde yaşamadığını kaydeden Eroğlu, o günleri şu şekilde anlatıyor: "Yani tutuklanıyorsunuz, cezaevine giriyorsunuz; işkencenin haddi hesabı yok. Ben de çok işkence gördüm. Şimdi bile duygulanıyorum; aradan 30 yıl geçmesine rağmen sinirlerim bozuluyor. Bu kadar işkenceci bir yönetimden hesap sorulmaması kamuoyu vicdanını yaralar. Bunun hesabı sorulsun. Ki bir daha böyle bir şeyi aklından geçirenler ayağını denk alsın. Darbelerle hükümet idare edilmez. Darbelerle gelen darbelerle gider. Onun için ben demokrasiden, tarafsızlıktan ve adil olandan yanayım. 'Evet' diyeceğimden dolayı da iktidarın yandaşı falan değilim."
MHP'nin CHP'nin peşine takılarak 'hayır' demesini ibretle izlediğine değinen Avukat Eroğlu, "MHP'nin, tabanının 12 Eylül de gördüğü işkenceleri görmezlikten gelerek âdete CHP'ye tampon görevi yapması bizi üzüyor. MHP'nin mevcut
yönetici kadrosunun 12 Eylül darbesinin sıkıntılarını yaşayanlar olmadığı inancındayım. Eğer o çileyi yaşasalardı CHP'nin peşine takılmaz, kendi politikalarını kendi yapardı.
Devlet Bahçeli gizli tuzaklar var diyor. Bunu söylemek önemli değil. Hangi noktalarda gizli tuzak var olduğunu söylesin de bizde o noktada tavır alalım. Ama yuvarlak laflarla 'vay şu ve bu var' gibi laflara karşıyız." diyor.