Cem Ersever'le
arkadaş çıkan Tekin'in, 'derin devlet'in
KKTC'deki kolu TMT ile de bağı olduğu öne sürülüyor.
Danıştay'a ve
Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırıların
kilit ismi olarak aranırken esrarengiz bir şekilde göğsünden bıçakla yaralanmış halde hastaneye kaldırılan ve
intihar etmek istediği öne sürülen eski yüzbaşı
Muzaffer Tekin'in kimliği, solun ve sağın milliyetçi kesiminin oluşturduğu 'Kızılelma' koalisyonunu işaret ediyor. 12
Eylül döneminde ordudan
ihraç edilen Tekin'in 'Türkeli' dergisine yazılar yazdığı belirlendi, evinde 'Türk Solu' dergisinin tüm sayıları bulundu. Tekin'in, derin devletin KKTC'deki örgütlenmesi olarak bilinen Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile de bağlantılı olabileceği belirtildi.
Ersever'in
sınıf arkadaşı
Harp Okulu'ndan 1972 yılında
mezun olan Tekin, JİTEM'in kurucusu olarak bilinen ve JİTEM'in yasadışı faaliyetlerini açıkladıktan sonra
faili meçhul cinayete
kurban giden Cem Ersever'in sınıf arkadaşı. Tekin'in
12 Eylül döneminde Yüksek Askeri Şûra kararıyla 'disiplinsizlik' gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden uzaklaştırılmasına sebep olan olay ise bir
restoran baskını.
Tuzla Piyade Okulu'nda yüzbaşı rütbesiyle görev yapan Tekin'in
nöbetçi olduğu bir gece emrindeki dört
teğmenin, daha önce iki teğmen adayının dayak yediği restoranı bastığı ve bundan Tekin'in sorumlu tutulduğu, dört teğmen ile birlikte ordudan ihraç edildiği belirlendi.
Kardeşinin akaryakıt istasyonuna ve
tekstil şirketine gidip geldiği belirtilen Tekin,
Kıbrıs gazisi. Tekin'in dikkat çeken bir özelliği ise Kıbrıs merakı. Tekin'in
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki
cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a
destek için hazırlanan 'Milli davamızın ve Rauf Denktaş'ın arkasındayız' isimli bildiriye '
emekli subay' sıfatıyla
imza koyduğu belirlendi.
TMT adı 'Sauna'da da geçti
Bildiride eski
Başbakan Bülent Ecevit,
Yekta Güngör Özden,
Vural Savaş ve emekli orgeneraller Edip Başer, Doğu Aktulga,
Tuncer Kılınç gibi isimlerin de imzası bulunuyor. Denktaş'a destek kampanyası kapsamında sık sık KKTC'ye gidip gelen Tekin'in Kıbrıs ilgisinin bununla sınırlı olmadığı, Tekin'in 1957 yılında faaliyete geçen Türk Mukavemet Teşkilatı'yla (TMT) bağlantısının bulunduğu iddialar arasında.
TMT'nin adı, Ankara'da ortaya çıkarılan v
e devlet bağlantılı olduğu ileri sürülen 'Sauna çetesi' soruşturmasında da geçmişti. Sahte Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT) kimliğiyle yakalanan
çete lideri Kasım Zengin, şikeden
haraç almaya kadar birçok konuda suçlanan 'sauna çetesi'nin 'Türk Mukavemet Teşkilatı' adı altında örgütlendiğini, çetede emekli ve halen görevdeki bazı subaylar, MİT görevlileri ve Emniyet mensuplarının da yer aldığını ileri sürmüştü.
Küre Operasyonu'nda eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı
Ertuğrul Çakır ve
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda (ÖKK) görevli yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır'ın da adı geçiyor.
Türkeli yazarı
Evinde yapılan aramada Türk Solu adlı derginin tüm sayıları ciltlenmiş halde bulunan Tekin'in eski MHP Genel Sekreteri
Taner Ünal'ın başkanlığındaki Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği'nin çıkardığı 'Türkeli' dergisine zaman zaman yazılar yazdığı saptandı. Avukat Arslan'ın üzerinden de Vatansever Güç Birliği Hareketi Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ercan Cin'in kartviziti çıkmıştı. Ancak Ünal ve Cin, Arslan'ın derneklerine üye olmadığını ve kendisini tanımadıklarını açıklamışlardı. Tekin'in evinde bulunan 'İstihbarat ve Gerillanın El Kitabı' adlı
broşür de ilgi
çekici. Çünkü bu broşür de Vatansever Güç Birliği Hareketi başlığı taşıyor.
'
Öztürk cumhuriyetçi biri'
Tekin polisten kaçtığı dönemde emekli başçavuş Mahmut Öztürk'ün evinde saklandı. Öztürk'ü komşuları, cumhuriyetçi biri olarak tanımlıyor. Tripleks villanın geniş bir bahçesi bulunuyor. Çevredeki emlakçılar, evin bedelinin yaklaşık bir milyar YTL olduğunu ifade ediyor.
İsminin açıkl
anmasını istemeyen bir komşusu, "Sohbetlerimizde Atatürk'ten, Cumhuriyet'in değerinden bahseden bir insandı. Nasıl böyle bir olaya karıştığını aklım almıyor. Öztürk'ün bu olay ile ilgisi olamaz. Bu villayı da üç yıl önce metruk bir halde iken aldı. Yavaş yavaş onardı ve tamamladı. Burası köy tapulu olduğu için
ucuz bir araziydi. Ama ben bu evi yapmak için çok borca girdiğini biliyorum" dedi.
Saldırgan kardeş katili çıktı
Danıştay'a ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarda
avukat Alparslan Arslan'ın yanında olduğu belirlenen Osman
Yıldırım, kardeş katili çıktı. Yıldırım'ın, 'kötü yola düştüğü' gerekçesiyle kız kardeşini öldürdüğü ve dokuz yıl
hapis yattığı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre avukatlığını, aynı zamanda suç ortağı olan Alparslan Arslan'ın yaptığı Yıldırım, 17 yaşında anne ve babasını kaybettikten sonra memleketi Kars'tan Ankara'ya geldi.
Bir süre Yenidoğan'daki Karslı hemşerilerinin yanında kalan Yıldırım, Bursa'da yaşayan kız kardeşinin 'kötü yola düştüğünü' öğrendi. Bursa'ya giderek kız kardeşini öldüren Yıldırım, bu yüzden dokuz yıl hapis yattıktan sonra
tahliye oldu.
Cezaevinde karanlık ilişkiler kuran Yıldırım, tahliye olduktan sonra İstanbul'a yerleşti. Bir dönem kahvehane işleten Yıldırım,
kapkaç,
hırsızlık, evrakta sahtecilik, adam
yaralama gibi çok sayıda suça karıştı. Yıldırım'ın bu dönemde sık sık Ankara'ya gelip gittiği öğrenildi.
Zanlılardan Saim Özmen ve Nusret Aras'ın,
Osman Yıldırım'ın pazarcılık yapan Kağızmanlı hemşerileri oldukları öğrenildi. Yıldırım'ın, Danıştay'a yönelik saldırının ardından Özmen ve Aras'la telefonla bağlantısı kurduğu, Özmen ve Aras'ın bu nedenle gözaltına alındığı belirlendi.
Nusret Aras adliyeye getirilirken kendisini görüntüleyen gazetecilere, "Ben pazarcıyım. Beni neden çekiyorsunuz" diyerek tepki gösterdi.
Şükran madalyası Denktaş'tan
Ankara'da
tedavi altına alınan
Muzaffer Tekin, yaklaşık bir yıl önce İstanbul'da düzenlenen Kıbrıs Şehit ve Gazilerini Anma Günü'nde şükran madalyasını eski KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın elinden almıştı.
Kaynak:
Milliyet/
Radikal