Yurda gelen gazeteciler O ANI anlattı

İsrail askerleri tarafından saldırıya uğrayan yardım gönüllüleri ile birlikte aynı gemide bulunan gazeteciler, o anlarda yaşadıkları dehşet dolu dakikaları anlattı.

Yurda gelen gazeteciler O ANI anlattı

Türk Hava Yolları'na ait uçaklarla İstanbul'a gelen gazeteciler, İsrail askerlerinin Mavi Marmara gemisine nasıl baskın düzenlediğini anlattı. Gemide bulunan gazetecilerden Ajans Habertürk Muhabiri Şefik Dinç, "İsrail gemilerinin bizim gemileri taciz etmeye başladığı sırada hazırlıklarımızı yapmaya başlamıştık. Daha sonra operasyon başladı. Operasyonun başlaması ile birlikte biz basın odasına gittik. İsrail askerlerinin, komandoların gemiye inişleri başladı biz de onları çektik. Ancak daha sonra makinelerimizi aldılar. Saldırı başladığı anda içeriye sis bombaları ve gaz bombaları atıldı. Gemi abluka altına alınmıştı. Kaptan köşküne helikopterden indirme yapıldı. Biz İsrail askerlerinin silahları alınarak onlara ateş edildiğini görmedik. İsrail askerleri gerçek mermiler kullanıyordu. Üst kat olduğu gibi taranmıştı. Bazı insanlar kafasının arkasından vurulmuştu. Yaralılar vardı" ifadelerini kullandı. Saldırı sırasında gemide bulunan bir diğer gazeteci ise Anadolu Ajansı muhabiri Erhan Sevenler'di. Saldırı sırasında çok korktuğunu belirten Sevenler, "Biz yolculuk sırasında nöbetleşe dinleniyorduk. Baskın sırasında kaptan köşküne indirme yapıldı. Gemiye ses ve sis bombaları yağdı. Biz önce plastik mermiler kullanıldığını zannettik. Gemiye direkt saldırdılar. Saldırı olduğu zaman basın merkezine ineceğimize dair anlaşma yapmıştık. Saldırı sırasında basın merkezinde bir durum değerlendirmesi yaptık. Gemidekiler saldırı sırasında kendini savunmaya çalıştılar. Bizim olduğumuz yerdeki herkesi gözaltına aldılar. Bizi basın merkezinden alarak güverteye çıkardılar. Bize kelepçe takmadılar. Yaklaşık 10 saat sonra Aşdod Limanı'na geldik ve burada bir süre bekletildik. Bize bir takım evraklar imzalattılar ve daha sonra cezaevine götürdüler. En zor süreç bizim için bundan sonra başladı. Kaldığımız yer yeni bir binaydı. Yiyecek ve içecek konusunda bize verilenleri kabul etmek zorundaydık. Ben daha fazla kalacağımızı düşünüyordum. Allah'a şükür ülkemize döndük. Çok mutluyuz" şeklinde konuştu. Saldırı anını anlatan DHA muhabiri Bulut Mülhim, "Pazartesi sabahı kaptan köşkünden, İsrailli askerlerin çevremizi sardığına dair haber geldi. Sabah ezanı okundu, çoğu insan namaz kılıyordu. Daha namaz bitmeden hareketlilik başladı. Askerlerin ilk hedefi Mavi Marmara gemisiydi. Hiç uyarı yapılmadan gaz ve sis bombaları atıldı. Bir helikopter kaptan köşkünü ele geçirmek için asker indirmeye başladı. Burada gerçek mermi kullanıldı. Buna bire bir şahit oldum. Çok sayıda insanın çeşitli yerlerinde kurşun yaralıları vardı. Görüntü çekmemizi engellemek için cep telefonlarımıza bile elkonuldu. Müdahale yaklaşık 2 saat sürdü." dedi ÇATIŞMANIN ORTASINDA ANONS ÇEKTİK Elimizde kamera olunca o anda sadece mesleğinizi ve çektiğin görüntünün kalitesini düşünüyorsunuz diyen Mülhim "Bir yabancı turistin yardımı ile o çatışmanın ortasında anons çektik. Nasıl yaptık ben de bilmiyorum. Çatışmanın ilk saatinin ardından basın mensupları olarak Medya Center'a gittik. Askerler içeri girmedi ama sürekli lazer pointler üzerimizde dolaştı. Güverteye çıktıktan sonra helikopterlerin pervaneleri yüzünden ıslandık sırılsıklam olduk. Tir tir titredi. Daha sonra da Aşdod limanına doğru hareket ettik. Birbirimize destek olmaya çalıştık. UÇAKTA 10 SAAT BEKLEDİK Aşdod limanında bazı belgelerin imzalatıldığını söyleyen Mülhim daha sonra cezaevine gönderildiklerini ve cezaevinde ne kadar kaldıklarını bilmediklerini söyledi. Mülhim sözlerine şöyle devam etti: "Türkleri 72 saat sonra göndereceklerini söylediler. Daha sonra işlemler hızlandı ve uçaklara bindirildik. Uçakta 10 saatten fazla bekletildik.
<< Önceki Haber Yurda gelen gazeteciler O ANI anlattı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER