Avcı,
HSYK'nın yargı kökenli üyelerinin
Ergenekon davasını etkileme girişimlerinin altında bazı üyelerin adliyeye çağrılma endişesi yattığını söyledi.
Hakimler ve
Savcılar Yüksek
Kurulu'nun (HSYK)
yüksek yargı kökenli üyelerinin Ergenekon davasını etkileme girişimlerinin altında, hakim karşısına çıkma endişesinin yattığı belirtildi. Hukuk çevreleri Ergenekon'un "yargı ayağının" ortaya çıkarılmadığını belirterek, yüksek yargıdaki bazı isimlerin ifadelerinin alınabileceğini dile getirdi. Eski
Cumhuriyet Savcısı
Gültekin Avcı, HSYK'nın, Ergenekon davasına ilgisinin altında bazı üyelerinin "adliyeye çağrılma" endişesi yattığını söyledi. Avcı, "Ali
Suat Ertosun muhakkak adliyeye giderek ifade verecektir. Bugün olmasa da yarın muhakkak ifade verecektir.
Kadir Özbek'in de ifade vereceği günleri göreceğiz" dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in
kararnameyi geri çekmesinin hukuki bir adım olduğunu belirten Avcı, siyasal propagandaya bulaşan bir Kurul'un kararname meşruiyetinin kalmayacağını ifade etti. Avcı, "Bu kurul
İstiklal Mahkemeleri mantığıyla çalışan politik bir konseydir. Buna bir adli kurul diyemezsiniz. Bu sıfatları çoktan yok oldu" diye konuştu.
YARGI AYAĞI ÇÖZÜLMEDİ
Sanal ortamlara düşen
ses kayıtları ile ilgili yüksek yargıdan kamuoyunu tatmin edici bir açıklamanın gelmemesine de dikkati çeken Avcı, "Ergenekon'un yargı ayağı henüz çözülmemiş durumda.
Hamdi Yaver
Aktan'ın ifadesi alınmamış durumda. Aktan, Ergenekon'un
Yargıtay'daki üstü mü değil mi bu hususlar araştırılmadı. Yüksek yargıda yürütülen hiçbir
soruşturma sonuçlanmıyor" diye konuştu.
HSYK'nın Ergenekon,
Balyoz gibi karanlık suçların üzerine gitmeye kararlı özel yetkili hakim ve savcıları engellemeye çalıştığını söyleyen Avcı, "HSYK'nın son derece usulsüz hiçbir şekilde hukuka uygun olmayan o korsan girişimlerinin karşısında Adalet Bakanı'nın takdire şayan bir şekilde direnmesi ve çok isabetli olarak unvanlı
hakim ve savcı atamaları kararnamesini geri çekmesi bu derece politize olmuş, bu derece YARSAV'a yamanmış, bu derece referandumda 'hayır' kampanyası yürütecek kadar siyasal propagandaya kadar işi ileri götürmüş bir Kurul artık kararname meşruiyetini kaybetmiştir.
Adalet Bakanlığı yeni bir
taslak vermesin. Bu Kurul'un bari son dakika golü atalım gibi oldukça hukuksuz ve etik dışı bir girişimi vardı bunu da gerçekleştiremediler" dedi.
'TETİKÇİLİK YAPAN KİM?'
HSYK
Başkanvekili Kadir Özbek'in, "Bazı eski hakim ve Cumhuriyet savcıları tetikçilik yapıyor" şeklindeki sözlerine de değinen Avcı, şöyle devam etti: "Kadir Özbek'in kendisi nereye tetikçilik yapıyor. Televizyondan duyduğu haberlerle
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarını
tasfiye etmeyi muz cumhuriyetlerinde bile göremezsiniz. Bunlar Türkiye'nin oldukça traji
komik kargaların bile güleceği hadiseleridir. Bizi
baskı altına almaya çalışıyorlar demesinler" şeklinde konuştu.
Adli kurul değil devrim konseyi
HSYK'nın,
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner konusundaki hassasiyetine de değinen Avcı şunları anlattı: "Bir
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, cezaevinde 4.5 ay
tutuklu kalan bir başsavcının cezaevinden elini kolunu sallaya sallaya çıkıp Erzincan Başsavcılığı koltuğuna oturmasını uzaktan utanmadan seyrediyorsa orada artık bir sorun var demektir. Hiç mahcubiyet duymadan o başsavcının normalde görevden derhal el çektirilip açığa alınması gerekirken, açığa alınması bırakın normal Cumhuriyet savcısı veya ağır ceza mahkemesi üyesi durumuna getirilmesi gerektiği halde hala bir ilin başsavcılığına getirilmesine hiçbir mahcubiyet sıkıntı duymadan dile getirilebiliyorsa bu kurul devrim konseyidir. Bu kurul İstiklal Mahkemeleri mantığıyla çalışan politik bir konseydir. Buna bir adli kurul diyemezsiniz. Bu sıfatları çoktan yok oldu."