Yüce Divan oylamasının yapıldığı Soruşturma Komisyonu toplantısının tutanaklarında, muhalefet milletvekilleri eski bakanların Yüce Divan’da yargılanması yönünde çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Komisyondaki en deneyimli hukukçu olan Rıza Türmen, iktidar partisi ve yandaş medyanın oylama öncesinde ortaya koyduğu algı operasyonlarına dikkat çekti. Bu durumun Soruşturma Komisyonu’nun iradesini sakatladığını belirtti. Türmen, “Oylama toplantısı ertelendikten sonra büyük bir kampanya başladı; ‘Efendim Anayasa Mahkemesi paralel yapının bir parçasıdır, tuzaktır…’ Eski bakanlar, Anayasa Mahkemesi’ne değil de sulh ceza hakimliğine mi gönderilecek? Gazetelere sayfa sayfa ilanlar… Komisyon üzerinde büyük bir baskı oluşturuldu ve bunun da komisyonun iradesini sakatladığını düşünmekteyim.” dedi. Uzun yıllar AİHM’de yargıçlık yapan Türmen, konuşmasında bakanların ortaya çıkan deliller doğrultusunda önemli yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla suçlandığına işaret etti. Özetle şunları söyledi:
ZARRAB’A GELEN PARADAN ÇAĞLAYAN’A RÜŞVET GÖNDERİLDİ
“Zafer Çağlayan, oğlu Salih Kaan Çağlayan, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Özel Kalem Müdürü Onur Kaya’nın aralarında hiyerarşik bir ilişki olduğu ve böyle faaliyet gösterdikleri anlaşılmakta. Reza Zarrab’a ait firmaların Halkbank hesabına gelen paranın altına dönüştürülerek ihracatla İran’a veya Dubai’ye gönderilmesiyle, Zarrab ve Zafer Çağlayan arasındaki rüşvet ilişkisinin doğru orantılı olduğu, savcılığın talimatıyla, hakim kararıyla yapılan tespitlerde ortaya çıkmaktadır. Reza Zarrab’ın bu eylemler kapsamında Halk Bankası’nda hesap değiştiren, Zarrab’ın firması hesabına gelen paranın binde 4 ile 5’ini Zafer Çağlayan’a rüşvet olarak gönderdiği, takip çalışmalarında, dijital belgelerde ortaya çıkmıştır. Rüşvet anlaşmasının 2012 yılında başladığı anlaşılmaktadır. Nakit para gönderimlerinin haricinde Çağlayan’ın beğendiği lüks saatler, mücevherler de bu rüşvet kapsamına girmektedir.”
‘ÇAĞLAYAN’A TOPLAMDA 120 MİLYON TL RÜŞVET VERİLDİ’
“Bunun dışında Gümrük Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz tarafından düzenlenen soruşturma raporu ve ekleri ile Gümrük Ticaret Başmüfettişi Şener Celepçıkay tarafından hazırlanan bilirkişi raporu, bunların incelenmesinden anlaşılmaktadır ki; Gana’dan kaçak yollarda yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1,5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaların engellenerek altının Dubai’ye çıkışının sağlandığı ortaya çıkmıştır. Bütün bu menfaatler karşılığında belirlenebildiği kadarıyla Zafer Çağlayan’a değişik tarihlerde 32 milyon 52 bin 600 Euro, 6 milyon 766 bin 750 dolar, 3 milyon 460 bin TL ve 300 bin İsviçre Frangı değerinde bir saat. Bütün bu konularda somut delillere dayanan kuvvetli, yeterli bir şüphe ortaya çıkmıştır.”
'GÜLER, İSTİSNAİ VATANDAŞLIK BAŞINA 1 MİLYON EURO ALDI'
“Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, onunla birlikte oğlu Barış Güler, Özgür Özdemir, Hikmet Tuner ve Barış Kıranta arasında, Muammer Güler yöneticiliğinde bir araya gelme olmuştur. Muammer Güler ile Reza Zarrab’ın ilk tanışmalarını müteakiben Zarrab’ın 1,5 milyon dolar ödeyeceği, onun karşılığında emniyet şeridi imtiyazı, koruma polisi görevlendirilmesi, Barış Güler’in danışmanlık firmasıyla sözleşme yapılması gibi menfaatler sağladığı anlaşılmıştır. Bunun dışında yasaya aykırı olarak Reza Zarrab’ın yakınlarının istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesi sağlanmıştır. Her vatandaşlığa geçişte ortaya çıkıyor ki 1 milyon dolara mal olmuştur. Gazetede Zarrab’la ilgili birtakım haberlerin çıkması önlenmiştir. Muammer Güler’in, Zarrab için Çin’e referans mektubu yazdığı da ortaya çıkmıştır. Bütün bunların karşılığında 25 Nisan 2013 tarihinde teslim edilen 300 bin dolar, 6 Mayıs tarihinde 35 bin dolar, 24 Mayıs tarihinde 400 bin dolar, 5 Haziran tarihinde 30 bin dolar, 2 Temmuz tarihinde teslim edilen 35 bin dolar, 19 Temmuz tarihinde 200 bin dolar 16 Ağustos tarihinde 200 bin dolar, 6 Eylül tarihinde 25 bin dolar verdiği anlaşılmaktadır.”
EGEMEN BAĞIŞ’A 1,5 MİLYON DOLAR RÜŞVET
“Egemen Bağış’a 3 kere 500 bin dolar ödeme yapıldığı Reza Zarrab tarafından tespit edilmiştir. Tabii, bu paraların sadece belirli bir işe hasredilmiş gibi sadece belirli bir iş için verildiği yanlış bir kanaattir. Çünkü ‘İleride bir gün lazım olur’ düşüncesiyle bu paralar önceden verilmektedir. Zaten Zarrab da bunu telefon konuşmalarında söylemektedir. “Daha önce vermek lazım.” düşüncesindedir ve bunların karşılığında Zarrab’a birtakım menfaatler sağlanmıştır. Gazetede haber çıkması önlenmiştir.”
'İMAR PLANLARINDA USULSÜZLÜK YAPILDI'
Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, kişiye özel imtiyazlı imar planını onaylattığı, imar planlarına aykırı olarak yapılan projelerin usulsüzlüklerine göz yumduğu anlaşılmaktadır. Bunların bazıları şunlar: Ağaoğlu Bakırköy 46 isimli proje için illegal bir şekilde imar izni alınmış. Bulgar Ortodoks Kilisesi Vakfı’na ait araziye Taşyapı İnşaat şirketi tarafından yapılacak proje için illegal özel proje alanı ilan etmiş. Sağlık tesisi yapımı için imar verilen ve Taşyapı İnşaat’a ait olan arsaya otel yapımı için illegal olarak imar alınmış. Resmi belgeyle sahtecilik yapılarak Zorlu Center Projesi’ndeki kaçak yapılara onay verilmiş. Arif Yüksel’e ait Beykoz’da bulunan yeşil alanın illegal olarak imara açılması sağlanmış. Ataköy sahil kenarında Özyazıcı İnşaat tarafından imar planlarına aykırı olarak yapılan projeye izin verilmiş. Birinci dereceden doğal sit alanı olan İller Bankası Sarıyer arazisinin gerçeğe aykırı raporla imara açılması sağlanmış. Maslak Acıbadem Hastanesi ek bina projesi için Boğaziçi Kanunu’na aykırı olarak imar alınmış ve imar planlarına aykırı olarak yapılan bütün denetimden sorunsuzca geçmelerini sağladığı yönünde yeterli delil ve şüphe vardır.”
Zaman