Yıldırım,
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının yasalaşmasının ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, bu aşamadan sonra yapılacak yol çalışmalarında, sadece kamu kaynağının değil, alternatif
finans modellerinin de kullanılabileceğini kaydederek, ''Karayollarının yapımı, bakımı, onarımı konusunda da daha etkin, hızlı, verimli
hizmet sunulabilmesine imkan sağlanmıştır'' dedi.
Tasarı ile bilgi teknolojilerinin daha fazla kullanılacağı yeni bir yapılanmaya imkan sağlandığını da belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
''Bilhassa, yol yapımında
kamulaştırmada karşılaşılan sorunların sulhen çözümü konusunda da bu yeni yasayla bazı iyileştirmeler söz konusudur. Ayrıca, karayollarının geçtiği güzergahlarda imar planlarını bu güzergahların işlenmesi konusunda yerel idarelerle iş birliği imkanı getirilmiştir. Böylece süreçlerin kısaltılması imkanı sağlanmıştır. Trampa imkanı sağlanmıştır. Böylelikle kamulaştırma için kaynak ihtiyacı asgari düzeye indirilmeye çalışılmıştır.''
3.
Boğaz Köprüsü ile raylı sistemler konusunda bilgi veren Yıldırım, 3. Boğaz Köprüsünün 1992 yılında dönemin hükümetleri tarafından
teklif edildiğini ve DPT yatırım programına girdiğini kaydetti.
Yıldırım, 3. Köprü ile ilgili 6 güzergahta çalışma yaptıklarını, 1.5 yıl süren bu çalışma sonucunda güzergah belirlenmesi konusunda bir sonuca ulaşıldığını belirterek, güzergah belirlenirken mevcut yerleşim alanlarından geçmemesi ve yerleşim alanlarına olumsuz etkide bulunmamasının dikkate alındığını dile getirdi.
Yeşil alanların tahrip edilmemesine dikkat edildiğini ifade eden Yıldırım, ''Burası bir
transit yoldur ve
trafik hacmi de oldukça azdır'' dedi.
Yolların bugünün ihtiyaçlarına göre değil, gelecek 50 yılın ihtiyacı dikkate alınarak yapılması gerektiğini kaydeden Yıldırım, günde 50 bin ağır vasıta aracın bu
köprüden geçmesinin öngörüldüğünü anlattı.
Yıldırım, mevcut köprüler için öngörülen kapasitenin iki katına çıktığını belirterek, ''Bunda da aynı şey yaşanacaktır. Güzergahta kömür ocakları ve makilik alanlar
tercih edilmiş, bu bakımdan çevrenin korunmasına özen gösterilmiştir'' dedi.
Belediyelerin raylı sistemlerinin devir alınmasının zorunluluktan doğduğunu ifade eden Yıldırım, ''Belediyeler sıkıntı yaşamaktadırlar. Bu projeleri tamamlayıp şehirde yaşayanların beklentilerini karşılama imkanları yoktur. Projeler gecikmekte, ihtiyaçlar bir başka bahara ertelenmektedir. Halbuki değişik imkanlarla Bakanlığın bu projeleri yapması mümkündür. Onun için ihtiyaçtan doğmuştur. Hiçbir belediyeye mahsus bir
düzenleme olarak dikkate alınmamıştır'' diye konuştu.
Genel Kurulda ''
Diyanet İşleri Bakanlığı
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun''da değişiklik öngören tasarının görüşmelerine başlandı.