Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım, basın mensuplarına
iftar yemeği verdi. Bakan Yıldırım, burada
gündemdeki konulara ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı.
Dinlemelerin her ülkede
yasaların izin verdiği kurumlarca yapıldığını belirten Yıldırım, "Türkiye'de de MİT,
jandarma ve polis dışında dinleme yapma yetkisi olan hiçbir kurum yok." dedi. 2005 yılında yapılan yasal değişiklik ile
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)'in kurulduğunu hatırlatan Yıldırım, "Bu üç kurum dinleme taleplerini
mahkeme kararına dönüştürdükten sonra TİB'e müracaat ediyorlar. TİB uygun görürse operatörlere izin veriyor." diye konuştu.
Yasa dışı
dinlemeleri ortadan kaldırmak için
Adalet Bakanlığı ile birlikte çalışma yürüttükleri bilgisini veren Yıldırım, şöyle devam etti: "Yasa dışı dinlemeler suç. Daha bunun Türkçesi yok. TCK'ya göre 6 aydan 4 yıla kadar cezaları var. Yaşa dışı dinlemelerde elde edilen bilgiler
delil olarak kullanılamaz. Bunlar eskiden yoktu. Suçtu, cezası yoktu ama, delil olarak kullanılabiliyordu. Bu da yine TİB yasası ile hükme bağlandı. Hala bu neden oluyor? Bu, cezalar belli ki yetersiz kalıyor. Şimdi Adalet Bakanlığı ile bir çalışma yapıyoruz."
Dinlendiğinden şikayetçi olan kişilerin mahkemelere gidip şikayetçi olmadığına dikkat çeken Bakan Yıldırım, "Bunu neden yapmıyorlar diye, sormak lazım. Hem dinlendiğinden şikayet ediyorsun (suç olduğunu, cezası olduğunu biliyoruz) ama mahkemelere gidip de şikayette bulunmuyor insanlar. Ben dinlendim diyor. Ortada konuşulan laflar var. Kimisi reddediyor, kimisi kabul ediyor. Ama gidip şikayet eden hemen hemen hiç yok. Bu ilginç değil mi?" diye sordu.
Bakan Yıldırım, neden böyle olduğu ile ilgili düşüncelerini ise söyle aktardı: "Ya ceza almaz, mahkeme uzun sürer, buradan bir şey çıkmaz diye düşünülüyor. Bir de, dinlendik yasa dışı zaten yazıldı çizildi, ikinci bir
infaz da mahkemeye giderken tekrar gündem olup, tekrar bir daha
mağdur olmayalım diye de düşünebilirler. Bu sadece benim yorumum."
Yeni
düzenleme ile ilgili bazı ayrıntıları da aktaran Bakan Yıldırım, "
Cezaların büyük bir kısmı hükmün ertelenmesine giriyor. Hukuken mümkünse bu istisna tutulacak, değilse cezalar artırılıp bu sınırın üzerine çıkarılacak." diye konuştu. Bu konudaki cezaların ağırlaştırılması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "Hürriyeti bağlayıcı cezalar olması lazım. Ne olacağına Adalet Bakanlığı karar verecek. Biz onlara sadece
teknik destek veriyoruz." dedi.
Yasa dışı dinlemelerin, şahsın isteğine bağlı olmaktan çıkarılarak, resen
dava edilmesini sağlamak gerektiğini de söyleyen Yıldırım, "Ama bunu yaparken hukukçular, kişinin rızasını almak lazım, diyor. Yani, onların rızasına bağlı olarak bir kamu davası gibi görüp, mahkemelere taşımak. Böyle olursa büyük ölçüde bu iş
kontrol altına alınabilir." şeklinde konuştu.
Yasa dışı dinlemelerle mücadele edilmesi gerektiğini belirten Bakan Yıldırım, "Bunları ortadan kaldırmak çok kolay olmamakla beraber, caydırıcı cezalar getirilirse o zaman bu işe teşebbüs edenlerin cesareti kırılmış olur. Yapılacak iş budur, biz de yeni yasama yılında bunu yapacağız." ifadesini kullandı.
TELEFON KONUŞMALARI HER YIL YÜZDE 25 ARTIYOR
Telefon konuşma miktarının her yıl yüzde 25 arttığını kaydeden Bakan Yıldırım, "Bir yandan, 'konuşmayalım, dinleniyoruz' diye endişeler var. Bir yandan vatandaş konuşuyor. Bu algılama olduğundan fazla. Olması gerektiği kadar değil. Toplumda bu şekilde bir algılama var. Bunun, ortadan kalkmaz ama, asgari düzeye çekilmesi lazım." dedi.
Bir gazetecinin "
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda
yasa dışı dinleme yapıldığına dair inceleme yapılıyor." şeklindeki sözleri üzerine Yıldırım, şunları dile getirdi: "Yapsınlar. İsterse 100 bin kere gitsinler bir şey çıkmaz. Çünkü TİB dinleme yapan bir birim değil. Onu bir türlü anlamadılar. Kanunu açık, yaptığı iş açık. Her şey ortada. Burada bir dikkat çekmek, piyasa oluşturmak, başka bir işe yaramıyor yani."
13 EYLÜL'DE KATILIM YÜZDE 70'İN ALTINA DÜŞMEZ
Yıldırım, bir gazetecinin "13
Eylül sabahı hava nasıl olur?" şeklindeki sorusu üzerine, "
Aydınlık bir hava olacak, bütün bulutlar dağılacak." dedi. Yıldırım, bir başka gazetecinin '
Erzincan'da nasıl olur?" şeklindeki sözleri üzerine ise, "Erzincan'da daha da güzel olur. Erzincan etrafı dağlık, ortası bağlık bir memleket." diye konuştu.
Anayasa değişikliği ile ilgili referanduma
katılımın,
Cumhurbaşkanlığı halk oylamasından fazla olacağını kaydeden Yıldırım, "Katılım yüzde 70'in altına düşmez. Evet-hayır oyu ile ilgili benden bir şey sormayın. Ben milletin adına oran veremem. Bu bir belediye seçimi değil, muhtarlık seçimi değil, il genel meclisi seçimi değil,
milletvekili seçimi hiç değil. Bu milletin seçimi." dedi.
Bakan
Binali Yıldırım, değişiklikle yargının siyasallaşacağı yönündeki iddiaları ise, 'koca bir yalan' olarak nitelendirdi.
"DEMOKRASİLERDE BOYKOT OLMAZ"
Bakan Yıldırım'a, BDP'nin boykot çağrısı üzerine ise şunları dile getirdi: "Üniversitede
derse giriyordum, 'bugün boykot, ders yok' diyorlardı. O günleri hatırladım. O elebaşlarından bazıları arkadaşımdı. Neden boykot ediyorsun, dedim. 'Bizim arkadaşlardan biri ishal, onun için boykot ediyoruz' dedi. Demokrasilerde boykot olmaz. Demokraside en kutsal şey, vatandaşın sandığa gidip oyunu vermesidir. Gider istediği oyu verir. Sandığa gitmemek de bir tercihtir. Ama gitmek vatandaşlık anlamında daha önemlidir, gidilmesi gerekir. Ondan sonra eleştirme hakkımız olması lazım. Oy kullanmayınca vatandaşlık görevimizi eksik yapmış oluyoruz. Veya daha sonraki dönemlerde fikir beyan edemiyorsunuz. Oy kullanmamışsınız."