Bakan Yıldırım, bir dizi açılış ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Erzincan'da gazetecilere kıyı emniyeti konusunda boğazlarda alınan tedbirleri ve yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Bakan Yıldırım, Karadeniz sahilinde yer alan 8 devletin bir kısmında petrol üretimi yapıldığını, aynı zamanda Karadeniz içinde de petrol arama çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Bölgede üretilen petrolün boğazlardan geçirilerek Akdeniz'e oradan da dünyanın her tarafına dağıtılması için yegâne taşıma yolunun boğazlar olduğuna dikkat çeken Yıldırım, "Dünya petrol devleri para kazanacak diye İstanbul'u tehlikeye atamayız." ifadesini kullandı. Artık petrol taşıma alternatifleri çoğaldığını vurgulayan Yıldırım, "Firmalara, 'başınızın çaresine bakın, kendi ülkemizi ve insanımızı düşünmek zorundayız' diyoruz. Biz bunu söylüyoruz." şeklinde konuştu. Boğazlardaki trafiğin her yıl arttığına dikkat çeken Yıldırım, "Her yıl buradaki taşıma ihtiyacı artıyor. Neden? Dünyadaki tüketim ve refah seviyesi artıyor. Ama boğazlar ne genişliyor, ne de derinleşiyor. O halde emniyet tedbirlerini artırmak lazım. Biz de şu anda boğazlarda bu emniyeti artırıyoruz." açıklamasında bulundu. "BOĞAZDAN GEÇEN GEMİLERİ, KAMERA VE RADARLARLA TAKİP EDİYORUZ" Boğazlara kuzey ve güneyden giren gemilerin kamera ve radarlarla sıkı bir şekilde takip edildiğine vurgu yapan Ulaştırma Bakanı Yıldırım, şöyle devam etti: "Boğazlarımızdan "şu anda yılda 55 bin gemi 150 milyon ton yükle geçiyor. Bunların yarısı tanker ve her geçişte ortalama 39 saatte bir arıza oluyor. Her 53 dakikada bir gemi geçiyor. Tehlikenin ne kadar büyük olduğu görülüyor. Bunların hepsi bomba yüklü. 150 bin tonluk bir ham petrol yüklü tankeri bir dümen kilitlenmesi, bir makine arızası olsa ve o akıntıyla beraber geçtiği yer 800 metre ters dönse boğazın yarısını kapatıyor. Bu karadaki gibi değil, suyun içinde frene bastığı zaman veya makineleri istop ettiği zaman durma mesafesi 1 kilometreden fazla. Bir de dümen kilitlendiğini düşünürsek olayın vahameti çok daha net olarak ortaya çıkıyor. " Türkiye'nin bu duruma karşı gelecek yıllarda alternatif yolları geliştirmesinin önemine değinen Yıldırım, "Alternatiflerimiz ne? Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol hattı var. Yumurtalık-Kerkük hattı var. Bunlar da yetmiyor. Şimdi Samsun-Ceyhan hattı planlanıyor. Hatta Dedeağaç'tan Burgaz'a uzanan bir hat projesi var." şeklinde konuştu. "DENİZ YOLU YERİNE BORU HATLARINA AĞIRLIK VERMEMİZ LAZIM" Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, deniz yolu yerine boru hatlarına ağırlık verilmesinin şart olduğu dile getirerek, "Bunun için de konu hakkında taraf ülkeler anlayış birliğinde olması lazım. Bu da yetmez. Petrolü taşıtan büyük firmalar, büyük gruplar var. Onların da bu projeye dâhil olması lazım. Bu görüşmeler yapılıyor. Bizim hassasiyetimiz İstanbul'un 13 milyon İstanbullunun hassasiyetidir. İstanbul'un başına herhangi bir hadise gelmesinin önüne geçmektir. Meksika'da yaşanan büyük bir çevre felaketini benzer bir felaketin oluşmaması için hassasiyetimiz var. Bu konuda da bir anlayış birliğinin olduğunu görüyoruz. Gerek ilgili ülkeler, gerekse petrol taşıtan şirketler. Çünkü yapacak başka bir şeyimiz yok. Yapılacak olan işlemler hakkında tedbirlerimizi almakta kararlıyız. Emniyet ve çevre bizim için her şeyin önünde." açıklamasını yaptı.