1949 - 1961 yılları arasında yetimhanede annesiyle birlikte kalan Costantin Kokof (65), sevincini, "Yeniden doğsam seve seve yetimhanede kalırdım." cümlesiyle dile getirdi.
6-7
Eylül olaylarının yaşandığı 1955 yılında da yetimhanede kaldığını, bir Rum olarak hiçbir sıkıntı
yaşamadıklarını kaydeden Kokof, birlikte büyüdükleri arkadaşlarının çoğunun
yurt dışında yaşadığını söyledi.
Yetimhanenin 46 sene sonra patrikhaneye verilmesini sevinçle karşıladığını söyleyen Rum yetim Costantin Kokof, yıllarını geçirdiği yetimhaneyle ilgili duygularını Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) anlattı. "Yeniden doğsam seve seve yetimhanedeki okuluma giderdim. Günlerim orada o kadar güzel geçti ki;
tarif edemem. Burası patrikhaneye aitti ve davalıktı. Hakkın yerini bulduğuna inanıyorum." diyen Kokof, yetimhanenin
Fener Rum Patrikhanesi'ne iade edilmesi kararını sevinçle karşıladığını ifade etti.
Mısır Çarşısı'nda uzun yıllar
bakkal dükkanı işleten, emeklilik günlerini
Atina ve Heybeliada arasında geçiren Kokof, yetimhanede yaşadığı günleri hala unutamadığını söyledi. Babasının 1949 yılında ölümünden sonra annesiyle birlikte yetimhaned kalmaya başladığını belirten Kokof yetimhanede geçen bir gününü şöyle anlattı: "Yaşam orada çok güzeldi. Sabahleyin kalkardık, yatağımızı düzeltirdik, sobayı yakardık. Ondan sonra kahvaltımızı yapardık. Boş zamanlarımızda top oynardık. Akşamları sinema vardı.
Hayat çok güzeldi."
Yetimhanenin kapatıldığı ve
Kıbrıs olayları nedeniyle
Yunan uyruklu Rumların sınır dışı edildiği 1964 yılında askerde olduğunu söyleyen Kokof, "Yetimhanenin neden kapandığını bilemiyorum, ben o zaman askerdeydim. Orada kalan çocuklar o senelerde Aya Nikola'ya gönderildi." dedi.
İstanbul'da yaşanan 6-7 Eylül 1955 olayları sırasında yetimhanede herhangi bir sorun yaşamadıklarını da kaydeden Kokof, "Ahşap 5 katlı bir binaydı, bizim zamanımızda hemen hemen 253 çocuk barınıyordu. Gayet iyi ve gayet memnunduk. Hiçbir sıkıntı yaşamadık." şeklinde konuştu.
Annesi İzmaro ve kız kardeşi Vasilki ile birlikte yetimhanede yaşadıklarını anlatan Costantin Kokof, yetimhanede birlikte okuduğu birçok arkadaşının daha sonra
Avrupa ve Amrerika'ya gittiğini söyledi. Kokof, kendisinin ise annesinin tavsiyesi üzerine ticarete atıldığını ve uzun yıllar Mısır Çarşısı'nda bakkal dükkanı işlettiğini dile getirdi.
Büyükada'nın 'İsa Tepe' olarak bilinen noktasında yer alan yetimhane, yaklaşık 27 dönüm üzerine kurulmuştur. Yetimhane ahşap yapısıyla dünyanın en büyük tarihi ahşap yapılarından biri olarak biliniyor. Osmanlı'nın son döneminin ünlü mimarlarından Alecandre Vallaury tarafından tasarlanan bina, bir
Fransız şirketi tarafından 'Prinkipo' Palas adıyla 1902'de
otel olarak işletilmeye başlandı. Ancak, 2.
Abdülhamid Han tarafından otel izni kaldırılan bina, dönemim Fener Rum Patriği 3. İoakim'in de hazır bulunduğu bir törenle 1903 yılında yetimhane olarak açıldı. Birçok kez farklı amaçlarla da kullanılan yetimhane, 1964 yılında kapatıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (
AİHM) kararıyla 29
Kasım 2010'da yetimhanenin tapusu Fener Rum Patrikhanesi'ne verildi.