Yerel mahkeme, eski Muğla Üniversitesi Rektörü Şener Oktik'i eleştirdiği için üniversiteden atılan Yard. Doç. Dr. Selçuk Özdağ'ın sözlerini Danıştay kararına rağmen ifade özgürlüğü sınırları içinde gördü. Öğretim görevlisi Yard. Doç. Dr. Selçuk Özdağ, BBP genel başkan yardımcısı olduğu dönemde Muğla Üniversitesi (MÜ) Rektörü Şener Oktik'i, "Yücel Aşkın'ın arkasındayız." sözünden dolayı eleştirdi. Bunun üzerine kademe ilerleme cezasına çarptırıldı fakat Muğla İdare Mahkemesi cezayı durdurdu. MÜ yönetimi, Danıştay'dan Özdağ lehine karar çıkınca düzeltme talep etti. Dava devam ederken Selçuk Özdağ, 2006 yılında Danıştay saldırısının ardından çeşitli parti ve sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği 'Demokrasi ve Laiklik' yürüyüşünde Oktik'in, CHP bayrakları altında görünmesini eleştirmişti. Oktik'in üniversite çalışanlarını da internetten gönderdiği mesajla eksiksiz katılmaya davet ettiği yürüyüşle ilgili olarak Özdağ, "Yürüyüşe katılmanın zorunlu kılındığı ve Rektör Oktik'in CHP teşkilatlarıyla yürüdüğü" eleştirisinde bulundu. MÜ Rektörlüğü, bu defa suçun tekerrürü gerekçesiyle Özdağ'a, görevden çekilmiş sayılma cezası verdi. Olayın taşındığı idare mahkemesi ise 15 Mart 2007 tarihinde, Özdağ'ın sözlerinin demokratik toplumun temel öğelerinden birini oluşturduğu kuşkusuz olan düşünceyi açıklama özgürlüğü çerçevesinde ve 2547 sayılı kanunun 59. maddesi kapsamında kaldığına hükmetti. Özdağ'ın cezalandırılmasına hukuken imkân bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak, dava konusu işlem iptal edildi. Bunun üzerine MÜ Rektörlüğü, konuyu Danıştay'a taşıdı. Danıştay 8. Dairesi, önce kademe durdurma cezasıyla ilgili düzeltme başvurusunu sonuçlandırdı. Selçuk Özdağ lehine olan 21 Ocak 2008 tarihli kendi kararını, 30 Ekim 2009'da bozdu. Aynı gün, görevden çekilmiş sayma cezasıyla ilgili üniversite talebini de haklı buldu. Bu kararın ardından harekete geçen rektörlük, 25 Ocak'ta yardımcı doçentlik sınavına girmesine 10 dakika kala Özdağ'a, üniversiteden atıldığını tebliğ etti. Rektörlüğe yeniden dava açan Özdağ'ı, Muğla 1. İdare Mahkemesi yeniden haklı buldu. Kararın gerekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "İfade Özgürlüğü" başlıklı 10. maddesindeki, "Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir." hükmü gösterildi.