Başbakan'ı Köşk'e çıkmaya hazır gördüm.
Ben
futbol adamıyım, ama bunca yıllık tecrübem nedeniyle insan analizleri konusunda pek zorlanmıyorum. Ben Başbakan'ımızı Köşk'e çıkmaya hazır gördüm. Zaten, verdiği bilgilerin arasına sıkıştırdığı, kamuoyu araştırmalarının kendisinin
cumhurbaşkanı olması konusunda olumlu sonuçlar çıkardığı notu, niyetini ortaya koyuyordu...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle
Suriye'nin
Halep kentine günübirlik yaptığım seyahatten ilginç izlenimlerle döndüm doğrusu...
Öncelikle Halep kentinin ve halkının şimdiki görüntüleriyle çağı yakalayamamış olduklarını, ancak gelişmeye elverişli yapılarıyla da gelecek için umut
vaat ettiklerini hemen fark edebiliyorsunuz. Örneğin, açılışı yapılan
Olimpiyat Stadı, böyle bir kente lüks gibi gelebilir... Ama ileriye doğru atılımda,
sporun ve de tesislerin önemini kavrayan Suriye hükümetinin ilk ve önemli adımı bu şekilde attığını anlayabiliyorsunuz.
Sayın Erdoğan'ı kısa süreli sohbetlerde daha yakından etüt etme fırsatı da buldum. Gerçi futbolla ilgili bu seyahatte, yüzde 70
politika konuşulurken, spor yüzde 30'larda kaldı, ama Başbakan'ın rahat tavırları beni çok etkiledi. Öyle ki, birlikte olduğum siyasi yazarlar ve gazetecilerin çoğu, Tayyip Bey'in ilk kez bu kadar açık beyanlar verdiğini söylediler.
Ben futbol adamıyım, ama bunca yıllık tecrübem nedeniyle insan analizleri konusunda pek zorlanmıyorum. Politik yazarlarımız yanılıyorsam söylesin, ben Başbakan'ımızı Köşk'e çıkmaya hazır gördüm. Zaten, verdiği bilgiler arasına sıkıştırdığı, kamuoyu araştırmalarının kendisinin cumhurbaşkanı olması konusunda olumlu sonuçlar çıkardığı notu, niyetini açıkça ortaya koyuyordu... Sanırım yeni cumhurbaşkanımız artık belli...
Çok samimiydi
Sayın Erdoğan bana karşı çok samimiydi. Bir kere sporu çok seviyor. Her ne kadar Fenerbahçeli olsa da, tüm kulüplere eşit mesafede duruyor. Galatasaray'ın
Seyrantepe projesi için gösterdiği çaba da bunu kanıtlıyor.
Ama en etkilendiğim davranışı, Halep'teki maçtan yorgun ayrılan Fenerbahçe'yi taşıyan uçağa binmemesiydi. Zira o da kafileye katılsaydı,
uçak önce Ankara'ya uğrayacak, bu da gece yarısı İstanbul'a inen Fenerbahçeli
futbolcuların enerjisini tüketecekti. Eski bir futbolcu olduğu için bunu hissetti ve uçağın direkt İstanbul'a uçmasını sağladı.
Bir de
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ile sohbetlerimiz, anılarım arasına yerleşti... Sayın Çubukçu çocuklarından dolayı Fenerbahçeliymiş...
Ama daha da ilginci, 20 yıl sonra bir statta, yani Halep'te bir maç izlemesiydi... TV'den Fenerbahçe'yi takip edecek kadar futbolla ilgili olduğunu söylemeden duramadı...
Sonuçta komşu ülkeye yaptığım bu seyahatten şu dersi de çıkardım; iyi ki futbol dünyasındayım, politika hiç bana göre değil...
Rıdvan DİLMEN- MİLLİYET