Takvimler 28 Şubat 1997'yi gösterirken Ankara Sincan'da tanklar yürüdü. Siyaset yeniden tanzim edildi. 28 Şubat Darbesi Türkiye'nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti. 28 Şubat'ta asker, bugün ise hükümet eliyle yürütülen demokrasi dışı girişimler Türkiye'nin üstüne karabasan gibi çöktü. Büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası yaşananlar, toplumun bir kesiminin hedef alındığı 28 Şubat darbecilerinin  uygulamalarını adeta hortlattı.

28 Şubat mağdurlarından Yeni Asya Gazetesi'nin Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz, son dönemde yaşanan gelişmeleri Samanyolu Haber'e değerlendirdi.

Hükümetin kamuoyuna, 17 Aralık tarihinde gerçekleşen büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu sinsi bir darbe planı olarak göstermeye çalıştığını belirten Kazım Güleçyüz, bu kapsamda alınan tartışmalı kararların da bu gerekçeye dayandırıldığını söyledi. 28 Şubat davasının içinin boşaldığını ve bu davada tutuklu sanığın kalmadığını ifade eden Güleçyüz,'' 28 Şubat davasından çok şey bekleyenler umduklarını bulamama gibi hayal kırıklığı yaşama noktasına geldiler. Yani hükümet, 17 Aralık'la savaşayım derken 28 Şubat'la barışma gibi bir neticeye gelirse, bu konuyu çok iyi düşünmemiz lazım.'' dedi.

Bu kapsamda çıkarılan yasaların sağlıklı olmadığını vurgulayan Kazım Güleçyüz, internette fişlemeyi ve sansürü içeren yeni yasanın da meclisten geçirilmesinin esas maksadının 'ortaya çıkan yolsuzluğun üstünü örtme çabası' olarak nitelendirdi, buna en iyi örneğin de Başbakan'ın sergilemiş olduğu aceleci tavırları olduğunu ifade etti.

Kazım Güleçyüz, 28 Şubat dönemine ilişkin yaşadıklarını da anlattı. ''O dönemde devlet güvenlik mahkemesi savcılıkları tarafından gazeteye sık sık toplatma kararları alındı. Bunların da büyük bir ekseriyeti başörtüsü yasağıyla ilgili olan yayınlarımızdı.'' diyen Güleçyüz trajikomik cezalarla da karşı karşıya kaldıklarını, bir köşe yazısı üzerinden yaşadıkları zulmü anlattı. 17 Ağustos depremini ilahi ikaz olarak nitelediği için dönemin yönetim kurulu başkanının 2 yıl hapis cezasına çarptırıldığını söyleyen gazeteci Güleçyüz, o dönemde neredeyse gazetede yazan herkesin mahkemelerce ifadeye çağırıldığını  ve gazetenin 1 ay süreyle kapatıldığını sözlerine ekledi.