Yenerer'in izah edemediği görüntüler

Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Vedat Yenerer, evinde ele geçirilen top ve havan mermilerinde çiçek yetiştirdiğini söyledi.

Yenerer'in izah edemediği görüntüler

Veli küçük ile saygı ve sevgi çerçevesinde ilişkilerinin olduğunu anlatan Yenerer, savunması sırasında cumhuriyet savcılarına hakarette bulundu. SAVCILARA HAKARET ETTİ Ergenekon Terör Örgütü davasında gazeteci yazar Vedat Yenerer savunma yaptı. Yenerer bir ara savunma yapmayı bıraktı, Ergenekon savcılarına sataştı. Tutuklu sanık Yenerer, Ergenekon savcıları için "bir de oturmuş sırıtıyorlar " ifadesini kullandı. Vedat Yenerer savunmasında Veli Küçük ile olan ilişkisini anlattı. Yenerer Veli Küçük'ün talimatlarına göre haber yaptığı iddialarının doğru olmadığını belirterek, "Benim Veli Küçük ile olan ilişkim tamamen gazeteci-emekli asker ilişkisidir" dedi. SEVGİ VE SAYGI ÇERÇEVESİNDE BİR İLİŞKİMİZ VAR. TOPLAM 3-5 KEZ YÜZ YÜZE GELDİK. HEPSİ DE GAZETECİLİK YA DA HAL HATIR SORMA, KİTABIMLA İLGİLİ BİLGİ DANIŞMA ŞEKLİNDE OLMUŞTUR. HİÇBİR ORTAK İŞİMİZ YOK. BAŞKA HİÇBİR ORTAMDA BİR ARAYA GELMEDİK. Ancak ikilinin delil klasörlerinde yer alan Milliyetçi Hareket Partisi hakkında ağır ifadeler bulunan telefon konuşmaları ilişkilerinin asker-gazeteci ilişkisinden daha ilerde olduğunu gösteriyordu. Yenerer ve Küçük Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi sürecinde MHP'nin takındığı tavra ağır hakarette bulunuyorlar. VEDAT YENERER: PAŞAM NASILSIN VEDAT BEN. VELİ KÜÇÜK: HA VEDAT MERHABA NASILSIN. VEDAT YENERER: İPİNİ KOPARTTILAR PAŞAM BUNLAR YA. VELİ KÜÇÜK: BİTTİ BU İŞ BİTTİ YA NEREYE GİDİYORUZ. VEDAT NE OLACAK BU İŞİN İÇERİSİNDESİN TAKİP EDİYORSUN. HER ŞEYE MEYDAN OKUYARAK GİDİYORLAR YA KİM NE DİYECEK BUNLARA. VEDAT YENERER: DEMESİ GEREKENLER SUSUYOR. İŞTE YARISI BASİRETSİZ İĞRENÇ CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NE KALDI MUHALEFET. YANİ MHP'Yİ SAYMIYORUM ARTIK. ONU KADIN KOLU İLAN ETTİM BEN. VELİ KÜÇÜK: ÇOK GÜZEL ONU ÇOK GÜZEL ŞEY YAPMIŞSIN. Tutuklu sanık savunmasında, 1989'dan beri gazeteci olarak görev yaptığını ve evinde ele geçen top, havan ve bombaların kovanlarını, içlerinde çiçek yetiştirmek amacıyla bulundurduğunu söyledi. ŞANTAJ MI YAPIYORDU? Gazetecilik mesleğine ihanet etmediğini savunan Yenerer'e kendisinde ele geçen bir gazeteci ile stajer muhabire ait görüntülerin bulunduğu cd'yi hangi amaçla bulundurduğu soruldu. Vedat Yenerer, bu görüntüleri şantaj amaçlı bulundurmadığını söyledi. Kuvvacı toplantılar düzenleyen ve ödüller dağıtan Gazeteci sanık Yenerer, diğer Ergenekon sanıklarından bir çoğunu tanıdığını ifade etti. 'YILIN KUVVACISI' ÖDÜLÜ VERDİĞİNE PİŞMAN Ergenekon sanığı Gazeteci Vedat Yenerer, aralarında Veli Küçük, Hurşit Tolon ve Sevgi Erenerol'un da bulunduğu bazı kişilere "Yılın Kuvvacısı" ödülünü verdiği için duyduğu pişmanlığı "Keşke vermeseydik! " şeklinde dile getirdi. Şener Eruygur'u Jandarma Genel Komutanı olarak tanıdığını ifade eden Yenerer, terörü anlatan 4 bölümlük belgesel için Eruygur ile görüştüğünü söyledi. Davanın diğer tutuklu sanığı Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ise, avukatlarının mahkemeden ümidini kestiği için bir haftadır duruşmaya gelmediğini belirtti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasında Vedat Yenerer'in savunması ve çapraz sorgusu tamamlandı. Duruşmada, Yenerer'in savunmasının ardından poliste, savcılıkta ve mahkemede alınan ifadeleri okundu. Yenerer, savcılık aşamasında sorulan bir soruya, televizyon kanallarını kastederek, "Bütün kanallarda çalıştım demiştim. Ancak iddianameye batan kanallarda çalıştım diye yazılmış." diyerek ifadesinin düzeltilmesini istedi. Yenerer, elinde bulunan boş kovanların savaş muhabiri olduğu dönemde gittiği yerlerden hatıra olarak getirdiğine ilişkin ifadelerinin ise doğru olduğunu söyledi. Çapraz sorguda Cumhuriyet SavcıMehmet Ali Pekgüzel, ifadesinde isimlerini verdiği bazı sanıkları tanıdığı şeklinde ifade verdiğini hatırlatarak, "86 sanık içerisinde tanıdığın başka sanıklar var mı?" diye sordu. Yenerer, Kemal Alemdaroğlu, Turan Çömez, Tuncay Özkan ve Sinan Aygün'ü de tanığıdını ifade etti. Mahkeme başkanının, "Bu iddianameye ilişkin 86 sanık içerisinden tanıdığınız var mı diye soruldu" şeklindeki uyarısından sonra Savcı Pekgüzel, "Drej Ali olarak bilinen Ail Yasak ile yaptığı bir telefon görüşmesini hatırlatıp, "Mesela bu kişiyi nereden tanıyorsunuz?" dedi. Bunun üzerine Vedat Yenerer, "Benim fihristime bakarsanız Drej Ali, PKK'lı yöneticiler, Kürt İdris, Fevzi Bir'in de telefonu vardır. Ben gazeteciyim. Söz konusu kişiyle mafya babalarını anlatan bir yazı dizisi nedeniyle röportaj yapmıştım. Ancak ondan sonra hiç görmedim. Yolda görsem tanımayabilirm." şeklinde konuştu. İlhan Selçuk ile ilişkisi sorulan Vedat Yenerer, öğrenciyken 1987 yılında Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladığını, mezun olduktan sonra 1989 yılında çalışma süresinin tam güne çıkarıldığını, 1993 yılı başında ise istihbarat şefi ile anlaşamadığı için isitfa ettiğini söyledi. Yenerer, bu süreçte İlhan Selçuk'u imtiyaz sahibi gibi bir üst düzey yönetici olarak tanıdığını ifade etti. Cumhuriyet savcısı, 22 Ocak 2008 tarihinde yaptığı bir telefon konuşmasında sanıklardan Güler Kömürcü'nün özel bilgiler içeren yazılar yazdığınıve bu dosyaları nereden aldığını bilmediği şeklinde konuştuğunu, bunları ne amaçla söylediğini sordu. Yenerer, "Gazetecilikte özel yazılar içeren araştırmaları dosya denilir. Bunu kastetmiştim." diye cevap verdi. Savcının, kendisine Veli Küçük tarafından Kuvvayi Milliye dergisi verildiğini, bu derginin bizzat kendisi tarafından mı yoksa posta yoluyla mı verildiği sorusu üzerine Yenerer, derginin Veli Küçük tarafından gönderildiğini ancak muharip subaylarla ilgili yaptığı bir haber çalışması nedeniyle elden de birkaç kez dergi ve bilgi aldığını anlattı. Sahibi olduğu internet sitesi adına 70'in üzerinde kişiye Yılın Kuvvacısı ödülünü verdiklerini, neye dayanarak ödülün verildiğinin sorulması üzerine Yenerer, "O günlerde Leyla Zana'ya filan ödül veriliyordu. Biz de sitedeki arkadaşlarla beraber 'hiç bir suça karışmamış, memleket için çırpınan birilerine ödül verelim' dedik. Keşke de vermeseydik. Her yerde kuvva kelimesinin patlamasını yaşadık. Bir daha da böyle birşey yapmadım." dedi. 1992-1997 yıllarında Güneydoğu'da ve Doğu'da terör örgütü liderleri ile yapacağı konuşmalar konusunda herhangi bir devlet kurumuna bilgi verip vermediği sorulan Yenerer, bu konuda hiç bir kurumun kendisini bağlamayacağını söyledi.Yenerer, Doğu ve Güneydoğu'da haber amaçlı bulunduğu dönemlerde terör örgütü tarafından rehin alınan askerleri kurtardığını öne sürdü. Vedat Yenerer, daha önceki ifadelerinde Mehmet Zekeriya Öztürk'ün, kendisini Sevgi Erenerol'un bulunduğu kiliseye davet ettiği şeklinde bir ifadesinin bulunduğunu belirterek, bu ifadenen bir yanlış anlamadan dolayı böyle yazıldığını, aslında davet olmadığın söyledi. Yenerer, Sevgi Erenerol'a da kuvvacı ödülü verdiklerini ancak ödülün ne zaman verilidğini hatırlamadığını ifade edip, "Ödülü de ben vermedim. Kendisi ile irtibatlı gibi gösterilmeye çalışılıyorum. Ancak irtibatlı olmak için gerçekten irtibat içinde olmak lazım." diye konuştu. Ümraniye'de ele geçirilen bazı bombaların envantere geçirilmediği, ikinci Ergenekon soruşturmasında kullanılmak üzere saklandığı şeklinde bir yazısının olduğunun hatırlatılması üzerine Yenerer, "Bu benimle örgüt bağlantımı göstermez. Almış olduğum bir istihbaratı değerlendirerek yazmış olduğum ihbar niteliğnide bir yazıdır. Zaten 3 gün sonra da gözaltına alındım." dedi. TERÖRÜ ANLATAN 4 BÖLÜMLÜK BELGESEL İÇİN ERUYGUR İLE GÖRÜŞMÜŞ Vedat Yenerer, Şener Eruygur'u, Jandarma Genel Komutanı olarak, Hurşit Tolon'u da 1999'da deprem bölgesinde yaptığı çalışmalardan dolayı tanıdığını söyledi.Yenerer, Doğu ve Güneydoğu'da terör adlı 4 bölümlük bir belgesel yaplmak için Eruygur ile görüştüğünü, sadece onunla değil bir çok üst düzey subayla görüştüğünü anlattı. Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, "Veli Küçük'ün Bilecik'teki evinde 'Sayın komutanım.Türkiye'nin iç güvenliği tehdit altında' diye sizin adınızla yazılmış bir yazı ele geçirilmiş. Bu konuda bilginiz nedir?" şeklindeki sorusuna Yenerer, yazının kendisine ait olmadığını söyledi. Bunun üzerine Yenerer'i avukatı Vural Ergül, önünde bulunan LCD ekranı mahkeme heyetine göstererek, "Size bahsedilen yazıyı gösteriyorum. Yazıyı yazan kişinin imzası da var. Eğer savcılar bunu anladıkları halde bile bile soruyorlarsa bu vahim bir durumdur. Zira normal zeka seviyesine sahip bir kişi bunu anlayabilir. Ama savcılar bunu anlayamadılarsa cübbelerini çıkarıp çekip gitsinler." diye konuştu. Üye hakim Hasan Hüseyn Özefe, merkezi Ankara'da bulunan 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'nün İstanbul Ataşehir'de bir ofisleri bulunduğunu belirterek bu ofis hakkında detaylı bilgi vermesini istedi. Vedat Yenerer de Ataşehir'de bir binanın 22'inci katında bulunan 120 metrekarelik ofisin 2000-3000 YTL civarında kirası olduğunu, Ümit Özdağ'ın Ankara'dan İstanbul'a geldiği zaman otelde kalmak yerine bu ofiste yatıp kalktığını söyledi. Yenerer, ofiste doktor, işadamı gibi üst düzey kişilerin biraraya geldiklerini zaman zaman araştırmalar yapıp, bu araştırmaları sivil toplum kuruluşlarına verdiklerini anlattı. Yenerer, bazen Ömer Lütfi Mete gibi isimlerin kendilerine konferanslar verdiğini söyledi. TEKİN: "MAHKEMEDEN ÜMİDİNİ KESEN AVUKATLARIM ARTIK DURUŞMAYA GELMİYOR" Sanık ve avukatlarının taleplerinin alındığı sırada tutuklu sanık Muzaffer Tekin, "Savcı Zekeriya Öz'ün ilk günden beri burada olmasını istedim. Şu an iddia makamında bulunan savcıların düştüğü acziyeti Zekeriya Öz çoktan haketmişti." diye konuştu. Tekin, yapmış olduğu savunmasından sonra mahkeme heyetine, "Siz de suçsuz olduğuma ilişkin hiç mi inisiyatif oluşmadı? Bir haftadır avukatlarım mahkemeden ümidini kesti ve gelmiyorlar. Bu yüzden kendime tahliye talep ediyorum." şeklinde konuştu. CİHAN - SAMANYOLUHABER
<< Önceki Haber Yenerer'in izah edemediği görüntüler Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER