Özden
Orgeneral Şener
Eruygur yönetimindeki Dernek'te bazı üyelere "
Yekta Bey'den uzak durun" şeklinde telkinde bulunduğunu öne sürdü. ADD'ye 2002'den beri ayağını atmadığını belirten Özden, "Altın verseler bir daha dönmem" dedi. Başkanlık yaptığı dönemde üyelerin
aidat ödememesinden yakınan Özden "Bir YTL'yi kendi kurumundan esirgeyen insan adam olur mu ki Atatürkçü olsun." Şeklinde tepki gösterdi.
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı,
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki açıklamalarının ise
Cumhuriyet gazetesi tarafından çarpıtıldığını iddia etti.
Ankara ve İstanbul'da düzenlenen mitingler nedeniyle bir süreliğine ertelenen ADD içindeki anlaşmazlıklar yeniden su üstüne çıkmaya başladı. Aktüel dergisine konuşan
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Özden, bir dönem
başkanlık yaptığı ADD hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı krizinin tırmanmasında ADD'nin payı olduğuna yönelik bir soruya Özden şu yanıtı verdi:
"Yok hayır. Emekli Orgeneral
Şener Eruygur yönetimini yeterli bulmuyorum ama kusurlu da bulmuyorum. Görevlerini de yaptılar. Zaten o miting halkın kendiliğinden toplanmasıydı. Yoksa ADD'nin o kalabalığı toplayacak gücü de yok.
Millet ADD'yi gözünde büyütüyor. Önemli bir kuruluş ama adına yakışan gücü hala sağlayabilmiş değil. Ben ADD Başkanı iken 200 öğrenciye burs veriyorduk, her ay düzenli olarak dergimiz çıkıyordu vs... Hepsi bitti. Neden? Üyeler ayda bir milyon lira (1 YTL) aidatı vermiyorlar. Bir YTL'yi kendi kurumundan esirgeyen insan adam olur mu ki Atatürkçü olsun! Hiç kusura bakmasınlar.
Özden, "ADD'ye gidip geliyor musunuz?" şeklindeki soruya "
Hayır" yanıtı verdi. Genel başkanlıktan ayrıldıktan sonra "Yekta Bey üyeleri etkiliyor" demesinler diye gitmediğini kaydeden Anayasa Mahkemesi eski Başkanı, şöyle devam etti:
"Kırgınlığım yok ama belli duygularım var. Yeni yönetim bazı
arkadaşlara "Yekta Bey'den uzak durun" demiş. Bana ulaştı bu bilgi. Niye dediklerini bilmiyorum ama ben ykalşma çabasında değilim ki benden uzak dursunlar! Fiili görevden ayrılalı yedi sene oldu, 2002'den sonra da ayağımı atmadım. Ayrılmadan önce öyle bıkmıştım ki ADD'den "Altın verseler bir daha dönmem" dedim. Bilgisizi bağışlarım; terbiyesi bağışlamam, nankörü hiç bağışlamam! Adam olsak Atatürk'ün kıymetini bilirdik."
-Cumhuriyet gazetesi sözlerimi çarpıttı
Özden, "
Hukukçular da krizden etkilenip siyasallaştı mı?" şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
"Hukuk soyuttur. Anlayış, yorum işi... Savunduğum bir ilke var: Hukuku siyasallaştırmak yerine, siyaseti hukuksallaştıralım. Mesela anayasacı ve AKP'li Burhan Kuzu'nun parti görüşü dışında bir şey söyleyeceğini sanmıyorum.
Sabih Kanadoğlu ise bir
hukukçu gayreti içinde gözüküyor. Ama insan daha adil olmaya çalışırken adaletsizlik de yapabilir! Sabih Bey'e 'Toplantı için 184 esas alınmak kaydıyla,
oylama için 367 şart' görüşümü aktarmıştım. Cumhuriyet gazetesine de gönderdim. Ama gazete, yarım sayfaya 'Özden de Kanadoğlu'nu destekliyor.' diye başlık attı. 184'ü yazmadan 367'yi yazmışlar. Sabih Bey de bunun üzerine 'Yekta Bey döndü. Şaşırdım.' dedi. Dönmedim. Ne diyorsam halen aynı."
Özden, Cumhurbaşkanlığı krizi sürecinde yaptığı açıklama ve değerlendirmelerin Ak Parti'nin işine geldiğini gören çevresinin kendisini uyardığını da dile getirdi:
"Erdoğan'dan taraf değilim ama hukukçu olarak da gerçeği söylerim. Anayasa'nın öngördüğü şartlara haiz mi ona bakarım. Hiçbir kişisel davam yok. Tepki de almadım. Sadece
Atatürkçü Düşünce Derneği'nden bir arkadaş 'Öyle olsa bile bunları söylemese' demiş. Hukukçuyum, sorulanların yanıtı vermek dürüstlük gereğidir."
Zaman